(bkz: deve kuşu)
- seni leylekler getirdi.
- seni deve kuşu mu?
- seni deve kuşu mu?
modernizm aklı akılsızlaştırmıştır savını destekleyen hal. pek çoğumuz ekran bağımlılığı ya da sosyal medyada kontrolsüzce zaman geçirmek gibi işler altında farkında olarak ya da olmayarak zaman öldürmeyi kutsuyoruz. belki ekonomik sebeplerden ötürü dışarı çıkıp dilediğimiz gibi yaşayamıyoruz ama öte yandan evde geçirdiğimiz zamanı zenginleştirmek adına da bir çaba sarf etmiyoruz. depresyona ve bunalıma girmeye ölümüne meyilli haldeyiz, teslim olmayı ve tembelliği seviyoruz.
maalesef pek çok insanın kimi zaman mecburen, kimi zaman da keyiften yaptığı iş. insan sabah kalkınca bir müddet gerinmeli, pencereyi açıp hava almalı, banyoya gidip yüzünü yıkamalı ya da bir fincan kahve içmeli ne bileyim. içine düştüğümüz bu ekran bağımlılığı ve sosyal medyada kontrolsüzce zaman geçirmek hali hepimizi yedi bitirdi. kendimizi unuttuk ve bunun farkında bile değiliz.
yeni doğan bebeğe sosyal medya hesabı açmak çılgınlığının yaşandığı bir dünyada sosyal medyanın depresyona sokmasına zemin hazırlamaktır.
(bkz: ekran bağımlılığı)
(bkz: sosyal medya depresyonu)
sonra da isyan ederiz; bir günün 36 saat olması gerekir diye. sanki 24 saat bilim ile uğraşıyoruz ve yetmiyor da bir de üstüne 36 saate göz dikiyoruz.
(bkz: ekran bağımlılığı)
(bkz: sosyal medya depresyonu)
sonra da isyan ederiz; bir günün 36 saat olması gerekir diye. sanki 24 saat bilim ile uğraşıyoruz ve yetmiyor da bir de üstüne 36 saate göz dikiyoruz.
aile içi tartışmaların sonunda taraflardan birinin seçtiği hal. tartışma bittikten sonra uzaktan kumandaya bir hışımla saldırmak, kızgın tavırlar ile koltuğa oturup televizyon izlemeye koyulmak, iletişimsel olarak etrafa duvar örmek, kendisine bir cümle söylendiğinde asabi tavırlar sergilemek. televizyonun kafa dağıtıcı haline kapıldıkça kapılmak ve bu durumun en az 10 dakika kadar sürmesi.
televizyon bağımlılığının teknolojinin gelişmesi ile birlikte aldığı hal. sabah uyanır uyanmaz telefona bakmak, sosyal medyada kontrolsüzce zaman geçirmek bu bağımlılığın en belirgin hallerinden biridir. haber vs. takip edilse en azından öğretici olabilir ancak insanlar zaman öldürmekten keyif almak durumuna fazlası ile kapılmış durumdadır.
şaka bir yana tutmuş olan markadır. anathema dinleyenlerin tercihidir.
alin taşçıyan ve mehmet açar'ın trt 2 gece kuşağında yayınlanan filmlerden önce filmi tanıtmaları, bittikten sonra da filmi yorumlamalarıdır. film eleştirisi ve eleştirmenliği toplumumuzda pek bilinen bir olgu olmadığı için böyle bir işe devlet televizyonunda el atmaları takdire şayan ancak bence eleştirileri biraz daha derinlemesine yapmalılar. mesela filmlerin psikanalitik yorumlarını da yapabilmeliler.
(bkz: film önü arkası)
arama motorlarında hakkında bilgi aratıldığında "trakya için meteorolojiden sağanak uyarısı" gibi sayfalar çıkıyor. o kadar ki silinmişler dünyadan.
gelişmek için atılması gereken bir adım. yola çıkmak, yolcu olmak, yeni yerler görmek, yeni bilgiler öğrenmek ve bunları bambaşka bir hayat için sentezlemek.
önüne konulan yemeği yemekten utanan kişiye büyükler tarafından söylenen cümle.
öğrencilik bittikten sonra da bünyeye yapışan yan etkilerdir. öğrencilik döneminde insanın üzerine yapışan bazı alışkanlıklar ileriki dönemlerde evlilik hayatında da insanı dürtebiliyor. şöyle kağıtları çıkarıp koz maça oynayasın, odanın içerisine sigara içip evi dumana boğasın geliyor ama yapamıyorsun. bu defa da kendini kısıtlanmış hissederek eşine sarıyorsun falan. tüm bu dengeler, oldukça iyi ayarlanması gereken dengelerdir.
onu farkında olmadan, bilerek ya da bilmeyerek, büyüdüğünde bir katil olmaya özendirmektir.
bazı insanların neden yaptıkları anlaşılamayan iştir. kedi canlısını sevmezsin, sevmek zorunda da değilsin ancak neden bu canlıyı en sevmediği şey ile sınarsın ki? birkaç kez kızsan sevilmediğini anlar zaten.
artık yapılamayacak olan iştir. eskiden soğan ucuzdu (gerçi halen daha en ucuz olan sebze) ve insanlar 10'ar kiloluk fileler halinde alabiliyordu. şimdi ise kilosu en az 2 tl'den başlıyor. geçmiş zamanlarda kalmış olan iş olmuş bu.
güncel olanı; (bkz: balkondan su dökerek kedi kovalamak)
güncel olanı; (bkz: balkondan su dökerek kedi kovalamak)
küçük çocukların elinde fırt fırt içildiğine tanık olunan içecek. bu fırt fırt içmek meselesi de bir tek vişne suyu ile özdeşleşiyor nedense. mesela bir portakal suyu olduğu zaman böyle şeyler canlanmıyor zihinde. konuyu çok dağıtmadan şu söylenebilir; piyasadaki nektar meyve suları içinde en kalitesiz olanıdır zira taklit edilmesi kolaydır. zira içilmesi için şeker ilave etmek gerektiğinden falsoları çabuk kapatılır.
hocasından öğrencisine o mekanda bulunan herkes için angarya olan durumdur. ders müfredatta olduğu için sonuçta o dersi bir hoca vermelidir ve yine müfredatta olduğunu için öğrenciler almalıdır. belli ki dersin kimseye hayrı yoktur ama birileri olsun dediği için oradasınızdır. bol sabırlar.
(bkz: tasavvuf)
"betonu delermiş", "mermeri delermiş" gibi versiyonları olan cümle. sıçan her türlü deliyor anlaşılan.
bozuk paranın lazım olduğu ancak etrafta esnafın olmadığı alanlarda büyük kolaylık yaratan icat.
2 liraya satılan suyu 5 liraya içmeye neden olan makinedir. özellikle metro gibi acele edilmesi gereken yerlerde "ne de olsa kimse bunun peşine düşmez" gibi bir düşünce ile kasten mi yapılmaktadır bilemedim. madem ki bu makineyi koydunuz yanına bir de para bozma makinesi koysaydınız.