farsça'da "dünyanın gözü", "dünyanın en değerlisi" ve cennet gibi anlamlara gelmektedir. fatih sultan mehmet'in lala lala çeşm-i cihan bu mu ola deyişi ile hafızalarda yer etmiştir.
1261 ile 1460 yılları arasında amasra'da hakimiyet süren cenevizliler tarafından inşa edilmiş olan kalenin içerisinde bulunan şato. bu yapıda cenevizlilerin atadığı yetkililer otururdu.
(bkz: kommagene krallığı)
adıyaman - kahta'nın 25 km. kuzeyinde, eski kahta köyü (kocahisar)'nün doğusunda ve 2206 m. yüksekliğindeki nemrut dağındadır. eski kahta'dan buraya horik köyünden geçilerek çıkılmaktadır. dünyanın 8. harikası olarak adlandırılmaktadır. m.ö. 1. yüzyılda yapılmış bir commagene eseridir. burada bulunan tapınak ve heykeller ilk kez 1883 yılında türk (osman hamdi bey) ve alman arkeologları tarafından bulunmuştur. 1954 yılında amerikalı theresa goell, 1960 yılında prof. sabahattin eyüboğlu tarafından burada önemli kazılar yapılmıştır.
islam inancına göre hazreti ibrahim'i ateşe attıran zalim bir kral. kim olduğu ve gerçekte yaşayıp yaşamadığı üzerine araştırmalar ve tartışmalar halen daha sürmektedir.
büyük psikolojik sorunlar yaşadığı tahmin edilen canlıdır. yese bir türlü yemese bir türlü.
(bkz: kral nemrut)
her türlü farklı düşünceye kapalı olan kişidir.
(bkz: nuh deyip peygamber dememek)
(bkz: nuh deyip peygamber dememek)
(bkz: yirmilik diş)
üst komşu ile sorun yaşanacağının işaretidir. su tesisatlarında sorun olan üst komşudan aşağıya su sızması ile oluşan bu durumu komşuya ispat etmek ayrı bir meseledir. anlayışlı ise tamir ettirir, değilse mahkemelik olursunuz.
hiçbir şeyi zamanında olmayan insanın gereksiz takıntısıdır. sevgilinle buluşmaya gidersin, randevuna geç kalırsın, bir hayal kurarsın tam zamanında olmaz, olsa bile geç olur ama iş 20'lik dişe geldiğinde yaygarayı koparırsın. zaman takıntısı bir hastalıktır, modern çağın hastalığıdır.
izdivaç programları ile mahkemelerin kurulduğu öğle kuşağı programlarda moda olan dikkat çekme deneyimi.
olmadık yerlerde bulmakla sonlanan arayış. saksının altı, televizyonun arkası, armudun sapı, üzümün çöpü...
başka sinema'nın kullandığı slogan. değiştirmeliler bence. bu ekonomik koşullarda çok da doğru anlaşılmayabilir.
siyaset bilimi ve kadın çalışmaları alanında üretimleri bulunan akademisyen. devletin yeniden üretimi eseri okunasıdır. buffett küresel araştırmalar enstitüsü sınırdışı araştırma kliniği kurucu direktörüdür.
yazar jacqueline stevens tarafından kaleme alınmış olan kuramsal eser. "devlet olmasaydı biz de olmazdık" gibi tabulara, aile, milli kimlik, din ve devlet ilişkileri gibi ilişkilere eleştirel bir açıdan değinilen okunası bir eser.
metayı üreten emeği veren çalışanın kendini yenileme sürecine atıfta bulunan kavramdır. yani demektedir ki: işçi sınıfının verdiği emek sadece üretim bandı ile sınırlı kalmaz. bir sonraki gün sil baştan üretime devam edebilmesi için kendisini yenilemesi ve bazı temel ihtiyaçlarını karşılayabilmesi gerekir. işte bu süreç de emeğe dahildir. sermaye ile emekçilerin çatışması özellikle bu yüzyılda ağırlıklı olarak bu olgular üzerinedir. barınma, sağlıklı beslenebilme, ısınma, ulaşım vb.
kendi tanımı ile "eğitim, neoliberalizm ve istanbul'da yeni orta sınıfın yükselişi"ni anlatan güzel bir eser. ailelerin sınıf atlama telaşına güzel bir pencere tutmuş. okunmalı ve okurulmalı.
emek sermaye çelişkisi, işçi sınıfı patron ilişkisi, kadın hakları ve ataerkillik olgusu üzerine sıkça kullanılan bir kavram.
(bkz: sınıfın yeniden üretimi)
(bkz: emeğin yeniden üretimi)
(bkz: devletin yeniden üretimi)
(bkz: sınıfın yeniden üretimi)
(bkz: emeğin yeniden üretimi)
(bkz: devletin yeniden üretimi)
(bkz: kültürel yeniden üretim)
insanı hayattan soğutan görüntülere neden olan işlem. tıp öğrencilerinin işi gerçekten zormuş.
komedi filminden uyarlanmış olan bir düşünce olduğu zannedilirken gerçekleşmiş olandır.
web tarayıcılarına görev amacı ile eklenen uzantılara verilen ad.
bir insanın hayatının insanlık vasfını yitirmiş bir yaratık tarafından karartılmasıdır.