(bkz: bükreş antlaşması)
eriyip gitmek, ortadan kaybolmak, yok olmak anlamında kullanılan deyim.
(bkz: tuz buz olmak)
insanın aklına hulisi akar'ı getiren slogan.
yaradılış amacını aşan aslandır. ben bu aslanı oruç tutarken görmezsem inanmam.
(bkz: kutsal damacana)
çocukluğun bilinçaltına sızmış olan cümledir.
bir can yücel şiiri.
yaşamak istiyorum.
yaşamayı bu soğumuş cehennemde...
ölü bir dost gibi içim titreyerek düşünmek değil sade...
yaşamayı yaşamak istiyorum.
bu küfür küfür değil, küflü rüzgar...
bu silsilesini siktiğimin koridorlarına
demirli dosyalar gibi sıralanmış kapılardan
ayaklarımın dibine kadar sokularak
ve sezdirmeden üflüye üfüre
parmaklarımın uçlarını kemiren
bu kılları ağarmış fare
ne bilir, ne anlar ki çocuklardan haber vere!
hem verse de ne umurum!
ben ki müebbet muhabbete mahkûmum
çocuklardan haber değil
çocukları güneş kokan enselerinden koklaya koklaya öpüp ısırmak istiyorum
bu uzaklardan ürüyen zağarlar ki şehirdir ..
üleşemiyorlar zaar gece denen kemiği
erken o bed sesli avcı, ezân'ı muhammedî
önüne katıyor onca yeziti
allah ekberdir! allah eksper'dir!
lakin inliyor gene uykusunda mahir
ve hep böyle demeç verircesine sayıklayan şerifoğlu
o allahlığını bilsin, diyor, ben kulluğumu! ..
velhasıl .. bu her gece uykusunda bağırıp çağıran, ağlayan, gülen, konuşan, isyan eden, yalvaran, küfreden, diş gıcırdatan
adem babalar arasında, ..
bu damsız damda, ..
bu havva'sız havada ..
saf şair olamıyor adam, ..
sökmüyor sırf şiirsel yorum ..
hani ..
ben artık şarkı dinlemek değil, şarkı söylemek istiyorum, diyor ya nâzım, ..
ben de artık şiir düzmek değil, şiiri düzmek istiyorum
...
sen değildin görüş günü telörgüden görünen, ..
boncuklarla işlediğim suretindi o senin; ..
gölgenin güneşe nispeti, leylim ..
hem seni ben, seni görmekle görmüş değilim, ..
görmedikçe gözlerinin gördüklerini tekmil: ..
sabahları çarşıya giderken, örneğin, ..
gece dışarda kalmış, üşümüş, tüyleri ıslak bir kedi gibi ..
nasıl ayaklarına sürtünüyor komşu arsadaki yeşil ..
ve tam köşeyi dönerken, ıhlamurların orda ..
eteklerini beline sokmuş vallahi billahi ha! ..
nasıl tıpkı esmanım gibi çamaşır yıkıyor sahi! ..
görmedikçe gördüğün bu mucizeleri, ..
görmedikçe senin gözlerinle evreni, ..
göremiyorum ki dünya gözüyle seni ..
hem ben sana bişey söyleyim mi yavrum, ..
ben aslında seni görmek filan değil, ..
düpedüz seni istiyorum!
...
yaşamay ı yaşamak istiyorum demiştim, ..
neylersin ki, ..
bu damda bu dem, ..
ayaklarınla uyaklarında zincir, ..
böyle topal koşmalarla geçiyor
günlerimiz, ..
oysa methetmek gibi olmasın
kendimi ama: ..
yaşamım benim, ..
en güzel şiirim!
yaşamak istiyorum.
yaşamayı bu soğumuş cehennemde...
ölü bir dost gibi içim titreyerek düşünmek değil sade...
yaşamayı yaşamak istiyorum.
bu küfür küfür değil, küflü rüzgar...
bu silsilesini siktiğimin koridorlarına
demirli dosyalar gibi sıralanmış kapılardan
ayaklarımın dibine kadar sokularak
ve sezdirmeden üflüye üfüre
parmaklarımın uçlarını kemiren
bu kılları ağarmış fare
ne bilir, ne anlar ki çocuklardan haber vere!
hem verse de ne umurum!
ben ki müebbet muhabbete mahkûmum
çocuklardan haber değil
çocukları güneş kokan enselerinden koklaya koklaya öpüp ısırmak istiyorum
bu uzaklardan ürüyen zağarlar ki şehirdir ..
üleşemiyorlar zaar gece denen kemiği
erken o bed sesli avcı, ezân'ı muhammedî
önüne katıyor onca yeziti
allah ekberdir! allah eksper'dir!
lakin inliyor gene uykusunda mahir
ve hep böyle demeç verircesine sayıklayan şerifoğlu
o allahlığını bilsin, diyor, ben kulluğumu! ..
velhasıl .. bu her gece uykusunda bağırıp çağıran, ağlayan, gülen, konuşan, isyan eden, yalvaran, küfreden, diş gıcırdatan
adem babalar arasında, ..
bu damsız damda, ..
bu havva'sız havada ..
saf şair olamıyor adam, ..
sökmüyor sırf şiirsel yorum ..
hani ..
ben artık şarkı dinlemek değil, şarkı söylemek istiyorum, diyor ya nâzım, ..
ben de artık şiir düzmek değil, şiiri düzmek istiyorum
...
sen değildin görüş günü telörgüden görünen, ..
boncuklarla işlediğim suretindi o senin; ..
gölgenin güneşe nispeti, leylim ..
hem seni ben, seni görmekle görmüş değilim, ..
görmedikçe gözlerinin gördüklerini tekmil: ..
sabahları çarşıya giderken, örneğin, ..
gece dışarda kalmış, üşümüş, tüyleri ıslak bir kedi gibi ..
nasıl ayaklarına sürtünüyor komşu arsadaki yeşil ..
ve tam köşeyi dönerken, ıhlamurların orda ..
eteklerini beline sokmuş vallahi billahi ha! ..
nasıl tıpkı esmanım gibi çamaşır yıkıyor sahi! ..
görmedikçe gördüğün bu mucizeleri, ..
görmedikçe senin gözlerinle evreni, ..
göremiyorum ki dünya gözüyle seni ..
hem ben sana bişey söyleyim mi yavrum, ..
ben aslında seni görmek filan değil, ..
düpedüz seni istiyorum!
...
yaşamay ı yaşamak istiyorum demiştim, ..
neylersin ki, ..
bu damda bu dem, ..
ayaklarınla uyaklarında zincir, ..
böyle topal koşmalarla geçiyor
günlerimiz, ..
oysa methetmek gibi olmasın
kendimi ama: ..
yaşamım benim, ..
en güzel şiirim!
(bkz: parça parça)
30 yıllık müzik grubu. hatırları vardır.
malum petrol sondaj videosundan sonra ortalıktan kaybolmuş olan kişi.
the cranberries'in "bosnia" eserinde geçen kelime.
mahallenin bohçacısının muhite giriş yaptığını bildirmek üzere söylediği söz. şimdilerde pek kalmadı, hatta hiç kalmadı ama hayal meyal anımsıyorum, bu kadın mahalleye girdiği vakit bir kapı eşiğinde oturur, bir yandan elindeki ürünleri sergiler, diğer yandan satmaya çalışırdı. evin içindeki kadın ve bu bohçacı kadın arasında dostluğa varan bir ilişki kurulu idi...
dedikodusu bol olan kimse.
(bkz: bohçacı geldi hanım)
(bkz: bohçacı geldi hanım)
18 yıllık ve 12 yılık olarak şişelenen ürün. şu zamanda alınmaz. net.
ölmemesi gerektiği gibi ölmek, ölümü yaşamına yakışmamak, ölümün bir anlam içermemesi...
şafak dediğin birkaç dakika iken şafağı saatlere yaymış olan eser. bir ironi var galiba. şafak dediğin bu kadar sürmez.
bulunduğu ortam ile aralarında dedikodusal gerilimler yaşayan çiftlerdir.
yetkiyi doğru kişilere vermenin önemini anlatan söz. maalesef ülkemizde yetkili olanlar bilgisiz, bilgili olanların ise yetkisi yok. her şey ne kadar iyi yaladığın ile alakalı.
nüfusu 10 milyon civarı olan ülke.
yine allah'ın kendisi olan liderdir. ötesi ne ola ki?
o da bir şey mi sorusundan önce gelen bağlama cümlesi.
- adam ateistmiş lan.
- kulakları da var mıydı?
- kulakları da var mıydı?
bazı arıza karakterlerde gözlemlenen ilginç hal. adama küfrediyorlar ve ilginç bir şekilde hoşuna gidiyor gibi davranıyor. hatta daha fazla küfür yemek için aynı davranışları sürdüren kişilere bile denk geldi bu gözler. nasıl bir fantezi çözebilmiş değilim.
memlekette çok fazla medeni araç sürücüsü olduğu için sıkça yaşanan hadisedir. ulan yağmur yağıyor işte, kör müsün, uzak git kaldırımdan, şartlar elveriyorsa ortala yolu ve yavaş git. küfür yemeye bu kadar mı meraklısınız?
(bkz: kendisine küfür edilmesinden hoşlanmak)
(bkz: kendisine küfür edilmesinden hoşlanmak)