insan ırkının yanılması üzerine yazılmış olan jean baudrillard kitabı. camı kıran ile camcının aynı kişi olduğu, hiçbir cinayetin kusursuz olmadığını anlatır.
farklılığın güzelliği, kayıtsızlığın mükemmeliyeti üzerine yazılmış olan bir jean baudrillard eseri. dünyanın kendini var etmek için yok oluşa sürüklenmesinin öyküsü.
jean baudrillard'ın batı medeniyetini yerden yere vurduğu eseri. yok oluş ve ölme halinin kısır döngüsünü, medeniyetin açmazını iliklere kadar hissetmek için okunası bir eserdir.
(bkz: çok sinirliyim be sözlük)
kapitalizmin iflas ettiğini, daha doğrusu hiçbir şey üretemediğini, euro - dolar, borsa ve reklamların arasında sıkışan insanın yararsız teknolojiler ve cinselliğin meta haline gelişi arasında sıkışıp kaldığını anlatan bir jean baudrillard eseri.
toplumun artık temsil edilmediğini, anketler ve referandumlar ile sürekli olarak düşüncelerinin yoklandığını, kalabalıkların anlamsızlaştığını, sessiz yığınların gerçekliğini ve bütünlük duygusunu yitirdiğini, bu durumda ancak zevk ve gösterilerin bir değerinin olduğunu anlatan bir jean baudrillard kitabı.
1970 yılında yayınlanan bir jean baudrillard kitabı. günümüz toplumunda gerçek ihtiyaçlar ile sahte ihtiyaçlar arasındaki ayrımın ortadan kalktığını ve insani ilişkilerin yerini tüketimin aldığını anlatır.
tüketim toplumunda tüketimin kendisinin bir ihtiyaç haline geldiğini anlatan, insanın ihtiyacı olduğu için değil de tüketmeye ihtiyacı olduğunu anlatan jean baudrillard eseri.
(bkz: nesneler sistemi)
(bkz: tüketim toplumu)
(bkz: sessiz yığınların gölgesinde ya da toplumsalın sonu)
(bkz: çaresiz stratejiler)
(bkz: kötülüğün şeffaflığı)
(bkz: siyah anlar)
(bkz: kusursuz cinayet)
(bkz: tüketim toplumu)
(bkz: sessiz yığınların gölgesinde ya da toplumsalın sonu)
(bkz: çaresiz stratejiler)
(bkz: kötülüğün şeffaflığı)
(bkz: siyah anlar)
(bkz: kusursuz cinayet)
tasavvufa uygun bir sözdür. tasavvufa göre oluşumun işten dışa, yani batından zahire doğru olduğu kabul edilir.
(bkz: evin ilk çocuğu olmak)
parmağın ısırılması ile sonuçlanabilecek türden bir hadisedir.
çoğunlukla düğünlerde görülen davuldur. ki artık o işi de koca koca orglara havale ettiler.
(bkz: altıgen bateri)
geleceğin ne getireceğinin tam olarak bilinemeyeceğini, insani ilişkiler ve genel olarak hayata karşı alınan tavır içinde temkinli olmak gerektiğini, biraz da rahat yaşamak gerektiğini bildiren söz.
kibirli olmanın yanlış olduğunu anlatan sözlerden biri. öyle değil mi, kimse yarın ne olacağını bilemez.
(bkz: yarının garantisi yok)
(bkz: yarının garantisi yok)
bir müzik grubu. radyodan dinlediğim ve tam da o anki ruh halime hitap eden bir şarkıyı söyleyen grup.
hadi yine sev beni
yine yeniden eskisi gibi...
hoş geldin,
bak benim yaralarım bile özledi seni.
http://www.youtube.com/watch?v=zg7hoy_cfms
dumur etti beni bu şarkı.
hadi yine sev beni
yine yeniden eskisi gibi...
hoş geldin,
bak benim yaralarım bile özledi seni.
http://www.youtube.com/watch?v=zg7hoy_cfms
dumur etti beni bu şarkı.
insan vücudunda bulunan en güçlü tendondur.
tartışılan kişiye üzerine başka hiçbir söz söyleyemeyecek kadar derinden laf sokmak anlamına gelen kelimeler bütünü. fesleğenin artık o saksıdan çıkması mümkün değildir.
türkiye sözlük'e bir daha gelinse alınacak rumuzu ifade eden timsahtır.
daha doğrusu, semra hoca'ya hava atayım derken kıramama sahnesidir. hababam sınıfı sınıfta kaldı filminde semra hoca'ya hava atmaya çalışırken sınıfın gazına gelerek 7 kiremiti birden kırmaya çalışan badi ekrem'in kolunu kırması ile sonuçlanmıştır.
hababam sınıfı serisinde şener şen'in canlandırdığı unutulmaz karakter. çabuk gaza gelmesi, ayran gönüllü olması, yaşından gençmiş gibi davranmaya çalışması, böbürlenmek için geçmişi hakkında atıp tutması ve hürrem'e olan aşkı ile hafızalara kazınmıştır.
(bkz: badi ekrem'in kiremit kırma sahnesi)
(bkz: badi ekrem'in kiremit kırma sahnesi)
(bkz: badi ekrem)
yaz aylarında taze mısır yemenin en itici taraflarından biri. sürekli dile sürtünür ya da sıkıştığı yerde iki dişe birden baskı yapar. son derece sinir bozucu bir haldir.