serdar ortaç'ın zeytin yediği yerde oluşan pamukçuktur. değerini bilmek lazımdır.
futbol için bir zaman ac milan, inter, ajax ve sonrasında barcelona olan takımdır.
pek çok haber başlığında yer alan bir kalıptır. bir olay sonrası olayı yaşayan kişi ile yapılan röportaj bu kalıp ile haberleştirilir. çok fazla şok yaşıyoruz sanırım baksana market adında bile var.
bazen yaşanılan şokun etkisiyle, kimi zaman olayların çok karmaşık olmasından dolayı, kimi zaman da karşıda bulunan kişinin inanmayacağını düşünmek gibi sebepler yüzünden bir şeyi nasıl ifade edeceğini bilememektir. çoğu zaman işleri daha karmaşık bir hale sokar.
2010 yılında yayımlanan ve hanefi avcı'nın başını belaya sokan kitap.
12. yüzyıldan itibaren edebiyat, resim, mimari ve müzik gibi sanat alanlarında italya ve fransa'da ortaya çıkan akım. mimari alanda sivrilik, katedral tarzı kiliseler bu tarzın en belirgin özelliğidir.
gazeteci ve polisiye dalında yazarlığı olan şahsiyet. 1868 ile 1927 yılları arasında yaşamıştır.
1909 yılında uruguay'da doğan, 1994 yılında ispanya'da ölen yazar. uruguay'da yaşamını sürdürürken bir darbe sonucu ispanya'ya kaçmak zorunda kalmış ancak darbeden sonra geri dönmemiştir. aynı zamanda gazeteci, sinema eleştirmeni ve senaryo yazarıdır.
yazar Juan Carlos Onetti tarafından yazılmış olan, düş dünyaya dair olan gözlemlerden bahsedilen harika bir kitap.
gelecek zamanda ancak tarihi tam olarak kesin olmayan bir gün anlamında kullanılan kelimeler kalıbı.
(bkz: yarın başka bir gün olacak)
(bkz: yarın başka bir gün olacak)
(bkz: yarın bir gün)
harıl harıl sms atılan günleri özleten hadisedir. bu whatsapp, viber ve benzeri uygulamalar çıktığından beri sms'i sadece firmaların attığını fark ettim. tıpkı evlerimizin posta kutusu gibi cep telefonu mesajlarını da sadece firmalar ve kampanyalar oluşturuyor. sms mektubu öldürdü derken ücretsiz mesaj uygulamaları da sms'i öldürdü. dünya ne hızlı döner oldu be.
en asil duyguların insanı olan nesildir. aynı nesil mesaj atabilmek için ekstra para da ödemiştir.
(bkz: artık kimsenin sms atmaması)
(bkz: artık kimsenin sms atmaması)
(bkz: yıllara meydan okumak)
bir şişenin içine konulup yan yatırıldıktan sonra mantarla temas etmesi sağlanan kadındır.
(bkz: ne diyorum lan ben)
(bkz: ne diyorum lan ben)
bant kaydının merhabasına karşılık verememekle insanı halden hale sokan anların baş kahramanıdır.
dördüncü murat hakkında anlatılan olayların en ünlülerinden biri olan olayın ana cümlesidir.
vezir olan topal recep paşa asiler ile iş tutmuş hatta padişah asiler tarafından ayak divanına çağrıldığında işi "padişahım, abdest alıp öyle çıkın" diyebilecek kadar imalı tehdit boyutuna getirmişti. bu divanda sadrazam hafız ahmet paşa'nın öldürülmesi üzerine padişah isyancıları bastırması için topal recep paşa'yı sadrazam yaptı ancak çok geçmeden sultan dördüncü murat asilerin başının recep paşa olduğunu anladı. recep paşa'nın sadrazamlığı 3 ay kadar sürmüştü ki fırsatını bulan padişah "gel beri topal zorba başı, abdest al" diyerekten recep paşa'yı cellatların önüne attı.
vezir olan topal recep paşa asiler ile iş tutmuş hatta padişah asiler tarafından ayak divanına çağrıldığında işi "padişahım, abdest alıp öyle çıkın" diyebilecek kadar imalı tehdit boyutuna getirmişti. bu divanda sadrazam hafız ahmet paşa'nın öldürülmesi üzerine padişah isyancıları bastırması için topal recep paşa'yı sadrazam yaptı ancak çok geçmeden sultan dördüncü murat asilerin başının recep paşa olduğunu anladı. recep paşa'nın sadrazamlığı 3 ay kadar sürmüştü ki fırsatını bulan padişah "gel beri topal zorba başı, abdest al" diyerekten recep paşa'yı cellatların önüne attı.
(bkz: gel beri topal zorba başı)
horozların çok şanssız olduklarını düşünmeye neden olan söz. horozların suçu günahı ne? oysa ki kediler mart ayı dışında da çok fena içli içli miyavlayabiliyorlar. yahu bu horozlar ne etti size?
gerçekte alakası olmayan sözdür. sırf bu atasözü yüzünden köpek görünce çömelen tipler var ve sonu hastanede bitiyor. bu atasözü insanlar için söylenmiş olup köpekler ile uzaktan yakından alakası yoktur.
(bkz: stockholm sendromu)
eski zamanların güzel zamanlar olduğuna dair bir izdir.
küçük şehirlerde evinde hasta olan kişinin top oynayan çocuklara ya da fazla gürültü yapan komşulara söylediği söz. tabi şimdi uydukentlerde kim kime ve dum duma bir hayat yaşadığımız için pek şahit olmuyoruz komşumuzda ne olup ne olmadığına.
(bkz: evde hasta var)