kurgulanmış olan bir piyesi oynamaya devam eden siyasetçidir. prompter yoksa da sorular önceden hazırlanmış ve servis edilmiş olur. insanlar da ekran başında "konusuna amma da hakimmiş" falan der oysa ki alakası bile yoktur.
her sınıfta ya da her iş yerinde bulunan kız tipidir. çantası kaptan mağara adamının çantası gibidir. ağrı kesiciden yara bandına, selpak mendilden fazla kaleme ne ararsanız vardır bunlarda. allah bu kızları başımızdan eksik etmesin.
ne ile karşılaşacağın yürüdüğün yol ile alakalıdır gibi bir manaya gelen söz. bir insan hayatını neye doğru sürdürürse ona doğru yürür. saçma sapan işler yapan biri güzel şeylere kavuşamaz. bunun gibi bir şey işte ya da ben tam anlatamadım.
böcek demeye bin şahit isteyecek kadar tatlılıkta olan bir canlıdan istenen dilek. uçunca uğur getiriyormuş. üfleye üfleye bir hal olmuşluğumuz çoktur.
her sabah evden çıkmadan önce "bugün ne giysem" sorusunun cevabını bulamamaktır. hayır öyle onlarca kıyafetim de yok. altı üstü birkaç farklı pantolon, gömlek ve kazak arasından bir kombine oluşturmaya çalışıyorum ama onu bile beceremiyorum. neyse ki çorap ayakkabının içinde kalıyor da çok sıkıntı yaratmıyor.
bitki türleri belirli standartlara indirgenmişken gerçekten zor olan düşünme şekli.
memlekette eksik olmayan dağ temalı sözlerden biri. zengin isen zenginliğini belli etme gibi bir mana çıkarılabilir.
kış hazırlıklarını yapan karıncalardır. kış uzun, hayat zor, evdeki larvalar mama bekler. kraliçesi ayrı dert.
kutudaki en yoğun kıvamlı ketçaba ulaşmak için yapılan iştir.
tutmamış olan senaryodur. sıradaki.
şimdilerde "sonra devam edelim" anlamında kullanılan cümle.
önemli bir görüşme öncesi gerçekleştiğinde hiç de tutmayan bir inanıştır.
siyaset arenasından konserlere, hemen her yeri sarmış olan hastalıktır. tamam ulan hepinizin cep telefonu yeni.
o da bir şey mi ben nelere nelere alıştım diyen kişinin halidir.
toplumsal hastalıktır. sadece bir ya da iki kişide değil çevremdeki herkeste gözlemliyorum bu hali. hiçkimse elindekinin kıymetini bilmiyor ve elinde olana, kendine iyi davranana, bir zamanlar ne paralar döktüğü mala hoyratça davranıyor. ne zaman ki o şey ortadan kalkıyor, işte o zaman başlıyor ah vah etmeler.
"yapana değil yaptırana bakacaksın" sözünün cuk oturduğu durumlardan sadece biridir.
5 yıl önce bu fiyattan satılan ayakkabıdır. şimdi herhalde bir ev parası olmuştur.
boş bir sanrı. nejat işler gibi yaşayıp ölmek kolay mı ya?
çan eğrisi denen illet sistemin hababam sınıfı gibi birlik beraberliğin ön planda tutulduğu bir ortamda olması durumunda yaşanabilecek saçma sapan hadiselerdir.
kimse kimseye kopya vermez, mahmut hoca öğrencisini sobada yakalamaz, öğrenciler bencil, çıkarcı, hoca yalakası tipler olurdu mesela... hababam sınıfı hababam olmazdı yani. o değil de... tanıdık geldi mi?
kimse kimseye kopya vermez, mahmut hoca öğrencisini sobada yakalamaz, öğrenciler bencil, çıkarcı, hoca yalakası tipler olurdu mesela... hababam sınıfı hababam olmazdı yani. o değil de... tanıdık geldi mi?
tüm sınıfı birbirine düşman eden rekabetçi uygulama.
(bkz: hababam sınıfında çan eğrisi olsaydı olabilecekler)
(bkz: hababam sınıfında çan eğrisi olsaydı olabilecekler)
aynı evde yaşayan bireylere sıkça sorulan, genellikle cevabı olumsuz olan soru. neymiş, o terliği her daim standart bir yere koyacakmışsın ancak işler her zaman öyle gitmez. eve misafir gelir ya da ev temizlenir ve bu yüzden evi toparlamak adına terliğin yeri değiştirilir...
(bkz: terliğin tekini gördün mü)