(bkz: güven akşehir seyahat)
eskisi kadar kaliteli olmayan su. tadı bozulmuş gibi geldi bana.
(bkz: ağam eğlenir benimle)
yazlık atletlerin fayda etmediği ancak havanın çok da soğuk olmadığı nisan mayıs ve ekim kasım aylarında gideri olan kullanım şekli. benim gibi yün giydiği zaman kaşınan bünyeler durumu abartarak t-shirt üstü uzun kollu t-shirt şeklinde durumu daha da abartırlar. hem uzmanlar da diyor zaten, kalın giyeceğinize ince ince kat kat giyin diye. daha sağlıklıymış ve soğuktan daha iyi koruyormuş.
ekşi sözlük 1940'larda açılsaydı muhtemelen ssg'nin açacağı ilk başlık.
insanı rahatlığa erdiren bir kullanım şeklidir. olaya sadece tasarruf olarak bakmamak lazım. yeni elbiselerde insanı rahatsız eden bir yan vardır, henüz alışamamışsındır mesela ama eski elbise insanın içinde rahat ettiği bir ev gibidir. e uyku da az biraz huzur ister.
türkiye'de cinayet işlenmeden önce sorulan sorulardan biri. google'da aratıldığında yüzlerce cinayet haberi bulabilirsiniz bu soru ile ilgili.
bu çocuk kimden sorusunun cevabı.
vakti zamanında yaşanmış olan ilginç bir olaydır. bizzat başıma gelmiştir. akıl ve ruh sağlığı bozuk olan bir şahıs ayağına postal, kamuflaj, beline kelepçe ve cop takıp üstüne polis rozetli bir elbise giyerek internet cafe'nin birine dalmıştı. tepeme dikilip kimlik sordu. adamın tipine bakıp "bu herhalde tmş'den ve birini arıyor" diyebildim... 5 dakika sonra gerçek polisler gelip adamı sepetledi. adam linç edilmekten son anda kurtuldu.
(bkz: bu da böyle bir anımdır)
(bkz: bu da böyle bir anımdır)
kafası serin birkaç kafadarın macera araması şeklinde tanımlanabilecek türden bir olan. sorun olan şu ki memlekette bu manyakların sayısı hiç de az değil.
(bkz: sahte polisin internet cafe'ye girip kimlik sorması)
(bkz: sahte polisin internet cafe'ye girip kimlik sorması)
trakya'da ve istanbul'da yaşamayan birinin pek anlamayacağı soğuk hava dalgası. kış başlangıçlarında avcılar'da olmak ile kadıköy'de olmak bile bayağı fark ediyor varın siz düşünün gerisini.
iş molalarında terasa ya da kapı önüne hava almaya çıkan iki iş arkadaşından biri diğerine "hadi odaya dönelim" dediğinde duyulan cevap. o sigara yüzünden 2 dakika daha beklenilir. ilerleyen aşamalarda muhabbet "konuşma da sigaranı iç"e evrilir.
(bkz: sigaram bitmedi)
artık çok fazla sorulmayan soru. neden acaba?
pendik yerine daha beriden başlasaymış daha iyi olurmuş denilen hat. gerçi istanbul'da bu artık pek mümkün değil zira kadıköy tarafından kalkan banliyöler de var ama o kadar tren rayı ağı yok. ha belki havaray gibi üstten verilir onu bilemem.
cevabı "girme" olan soru. onun yerine parti gençlik kollarına ya da tarikata gir, ne uğraşacaksın bu devirde hak ile, hukuk ile, liyakatla falan kim takıyor oğlum onları?
aynı biletin iki kişiye birden satılmasına gayet alışık olunan memleket otobüs yolculuklarında tam iki kişi bir yer için hararet ile tartışırken aradan üçüncü kişinin çıkıp "orası benim yerim demesi" ve en sonunda üçünün de kendi aralarında anlaşarak firmayı dava etmesine neden olan gamsızlık örneği. ne ballı bir koltukmuş be müşterisi eksik olmuyor.
yolculuk kısa ise (3-4 saatten az) eğlenceli olabilecek olan bir teklif. yol uzun ise her molada paspas olursunuz, aklınızdan bile geçirmeyin.
cep telefonu ilk çıktığı yıllarda herkesin dilinde olan cümle.
halen sürüp sürmediği merak edilen uygulama.
neredeyse suç olan cümle. vur kır parçala bu maçı kazan demelisin.
bir tane olmayan yaradır. sürekli haber bültenlerinde bu kelime grubu kullanılarak bir şeyler anlatılmaya çalışılır. hangisinden dem vuralım; eğitim mi, sağlık mı, işsizlik mi, liyakat mı... liste uzar gider böyle. kanayan yaramız çoktur ancak sorunun kaynağına inmek akıl ister, cesaret ister o da bizde pek yok maalesef.