hayatın doğasıdır. olması gereken de budur. hiçbir şey ama hiçbir şey %100 hayal edildiği gibi ya da planlandığı gibi olmaz. hayatı bu şekilde kabul edenen kazanır, kabul etmeyen erir ve gider.
başta küfür gibi algılanıp dinledikten sonra yamultan eser.
övünmekten ziyade korkulması gereken hal. ben bundan şunu anlıyorum; ya birbirimize yüz yüze anlatmayı beceremiyoruz ya da çok fazla boş ve imkansızlıklarda dolu yaşamlara sahip bir ülkeyiz. her sabah spor yapan, yürüyüşe, geziye giden, tiyatro, sinema ya da balık tutmak gibi hobileri olan bir toplumun ne işi olur sosyal medya kullanımında dünya ikincisi olmakla?
yeni evli çiftlerin hırsızın vicdanlısına denk gelmesinin sonucudur. öyle demeyin, vicdan her yerde lazım.
vurdum duymazlığı vesikalayan cümle.
herkesin eninde sonunda hayatı kendisinin tecrübe ederek öğrettiğini anlatan cümle.
ortamda kullanılabilecek olan son çay kaşığının başına geldiğinde insanı küfürden küfürlere sürükleyen talihsizlik. ulan o sinek kim bilir hangi boka püsüre konmuştur da sonra gelip o çay kaşığının üzerindeki şeker izlerine musallat olmuştur. tek çay kaşığıydı lan o anlıyor musun tek...
anlayana sadaka gibi olan cümledir.
satılması gündemde olan, arazileri çoktan yok pahasına satılmaya başlanan fabrikadır.
bir süre sonra onu da geçip duyarsızlık dünyasına götüren utanma şekli. utan, utan, utan, her gün utan, nereye kadar utan?
- ben üniversiteyi hiç çalışmadan kazandım.
- o da bir şey mi oğlum beni de leylekler getirmiş.
- o da bir şey mi oğlum beni de leylekler getirmiş.
yıllar geçmesine rağmen unutulmayan, tazeliğini koruyan repliktir.
olsa da yine yesek kıvamında özlenilen akşamlar. şu günlere bakıp o günlerin huzurunu, doyumunu ve samimiyetini bulamamak. öyle de güzel akşamlardı.
stresten saçı başı dağılmış kızlar ve pasaklanmış erkekler ordusu şeklinde cereyan eden bir garip tipsizleşmedir. aslında ders çalışılmamıştır, ders çalışmamış olmanın getirdiği bir gerilimdir öğrenciyi bu hale getiren.
futbol maçlarında kendini yere atan oyuncunun dudakları okunduğunda söylediklerine çokça tanık olunan cümle. hakem de durur mu? basar sarı kartı hakemi aldatmaktan ötürü ve o iki elin parmak uçları yakarırcasına birleşir ama nafile.
sadece can sıkıntısını geçirmek için yapılan eylem. sigara işin eğlencesi aslında.
iki ya da daha fazla kişi araçla karayolunda ilerlerken sağ ön koltukta oturan ve şoförlük koltuğunda oturan kişinin her fırsatta aracı kullanan kişiye musallat olması şeklinde tezahür eden güvensizlik hali. arkadaş rahat bırak sürüyoruz işte. yok vitesi şurada değiştirdin, yok soldan geçene yol vermedin, yok dikiz aynasına bakmadın...
(bkz: şoförün şoföre güvenmemesi)
ayran içilmiş bardakta oluşan lekeler ile bakılabilecek olan faldır. kahve ile oluyor da ayran ile neden olmasın ki? aynı şey, bak işte orada da var aynısından.
sahip olmamaya yapılan bir övgü cümlesi. malı olmayan hırsızdan korkmaz gibi bir kafa rahatlığı.
yatırım amacı ile yapılabilecek en saçma işlerden biridir.
iyi bir insan olmaktan vazgeçme sebebidir; net.
insanın kendini özgür hissettiği nadir anlardan birine doğru açılan bir yelkendir.
bazı evlerde pazar ayinine dönüşen temizliktir. tüm ev teyakkuz haline geçer, boş duran sevilmez, ayak altında olan sevilmez, ev ev değil de kışla gibi bir yer olur.
beyhude çabadır. ayağınız kırılmaz ise şanslı sayın kendinizi.