(bkz: altyapı hizmetleri)
(bkz: kavgada söylenmez)
"patatesleri tarladan topladınız mı", "tavuğu ne zaman hakkın rahmetine kavuşturacaksınız" gibi türevleri olan soru.
utanç verici tabela yazılarında başı çeken cümlelerden biridir. es kaza türkiye'ye gelen bir turist "duvarda yazan yazıda ne demek isteniliyor" diye sorsa anlatmaya utanırım. ne diyeceksin ki; "bizim toplumda böyle öküzler çok, öküzlük yapmasınlar diye yazılan bir yazı" mı diyeceksin?
çevre düzeni hakkında bilgi sahibi olmayan bir topluma müstahak olan utanç verici tabela yazılarından biridir. nasıl bulmak istiyorsan öyle bırak yazısı bu kişilerin alnına dövme olarak yapılmalıdır.
bir ülkenin eğitim seviyesini, kültürel durumunu, insanlarının bir arada yaşamayı ne kadar becerebildiğini yansıtan uyarı yazılarıdır.
(bkz: nasıl bulmak istiyorsan öyle bırak)
(bkz: lütfen sifonu çekiniz)
(bkz: çimenlere basmayınız)
(bkz: yerlere tükürmeyiniz)
(bkz: nasıl bulmak istiyorsan öyle bırak)
(bkz: lütfen sifonu çekiniz)
(bkz: çimenlere basmayınız)
(bkz: yerlere tükürmeyiniz)
utanç verici tabela yazılarından biridir.
sürekli her şeye hayır demesinden, sürekli her şeye muhalif olmasındansa evla olan yaklaşımdır. bununla birlikte sürekli her şeye "sen bilirsin" demek de doğru değildir. bu denge tutturulduğunda gerçekten de kavga çıkmaz.
(bkz: sen bilirsin deyince kavga olmazmış)
(bkz: sen bilirsin deyince kavga olmazmış)
fazla şişirilmiş bir söz. sıkıntılardan ve dertlerden sürekli olarak yakınmak ne kadar insanın her derdini içine atması da o kadar yanlıştır. olay erkekler ağlamaza dönüyor yoksa, sopa yutmuş gibi yürüyor, fazlasıyla kasıntılaşıyor insanlar.
bir insanın bir işte başarılı olup olamayacağının işe ilk giriştiği dönemdeki hareketlerinden belli olduğunu anlatan atasözü. yine bir insanın büyüyünce ne olacağı çocukken takındığı hal ve davranışlarından anlaşılır anlamına gelir.
(bkz: cins horoz yumurtada öter)
(bkz: adam olacak çocuk)
(bkz: cins horoz yumurtada öter)
(bkz: adam olacak çocuk)
(bkz: haydan gelen huya gider)
(bkz: kimin eli kimin cebinde)
normal şartlar altında gerçekleşmesi mümkün olmayan ancak bir şekilde gerçekleşmiş olan olayların oluş sürecini anlamak için sorulan, çoğu zaman hesap sormak için kullanılan kalıp.
(bkz: nasıl oluyor da)
"ne kadar zor" sorusuna verilen muğlak cevap. toplumumuz iletişim biçimlerindeki bu azlık çokluk durumlarının göreceliği üzerine cilt cilt kitap yazılır.
artık açıktan yapılan, açıktan yapıldığı yetmediği gibi arkasında durulup savunulabilen torpildir.
(bkz: ne günlere kaldık)
(bkz: ne günlere kaldık)
seninki can da benimki patlıcan mı diye sormaktır.
(bkz: şimdi ne yapar)