telefonunun sesini kısmayan kişiyle birlikte bir kaç saatlik zevkinizin içine eden kişidir. genelleme yapmak istemem ama kadınlarda daha sıklıkla görülen bir durum bu, yanındakine `aa öldü mü o?`, `katil bence ...` tarzında sesli yorumlarıyla sinemadan soğutur.
bir emrah serbes karakteridir. öncelikle `her temas iz bırakır` isimli kitapla, sonrasında `son hafriyat` la ve en sonunda yayınlanan dizisiyle polise ön yargılı olan çok kesimi polis sempatisiyle buluşturmuştur. gerek hali tavrıyla gerek sosyal olaylara tepkisiz kalamamasıyla, bazı kesimleriyse kızdırmış en sonunda bedelini ödemiştir!
sadece cumartesi anneleri gerçeğini herkesin yüzüne vurduğu 44. bölüm, kadın cinayetlerine parmak bastığı 67. bölüm, askeriyede askerlerin çektikleri sıkıntıları korkusuzca ekrana taşıdıkları 91. bölüm bile tüm ekibi takdir etmek için yeterlidir.
sadece cumartesi anneleri gerçeğini herkesin yüzüne vurduğu 44. bölüm, kadın cinayetlerine parmak bastığı 67. bölüm, askeriyede askerlerin çektikleri sıkıntıları korkusuzca ekrana taşıdıkları 91. bölüm bile tüm ekibi takdir etmek için yeterlidir.
şirinevler`e giremeyen, çocukların çok sevdiği kahraman. örfünüze adetinize uymuyor diye küçücük çocukların hayallerini yıkmaya kimin ne hakkı var. kaldı ki onlar bile artık bunun bir masal olduğunu biliyorlar ama insan bazen gerçek olmayan varlıklara inanmak ister, sanki sizin yapmadığınız şeymiş gibi empatide mi kuramıyorsunuz.
http://u1312.hizliresim.com/1j/y/w1stq.jpg
http://u1312.hizliresim.com/1j/y/w1stq.jpg
bir uğur gürsoy karakteri. dünyalar tatlısı (insanda çocuk doğurma isteği uyandıran) fırat`ın ömür törpüsü arkadaşıdır. tüm huysuzluğuna rağmen pek severdim kendisini. fakat son aylarda her olayda, baloncuğun içini kendileri doldurup resmini paylaşan insanlar tarafından en sevdiğim karikatür karakterlerinden birinden de soğumuş oldum. bir şeyinde suyunu çıkartmayın arkadaş.
genelde kamu bankalarının yaptığı terbiyesizlik (ya da bana öylesi denk geldi). bir kaç dakika önce başka bir bankanın bankamatiğinden çektiğim yepyeni parayı beğenmez, dakikalarca yürütüp başka bankamatik aramak zorunda bırakır. bazen tersini çevirip koyunca kabul eder, böyle de değişik. bunun bir de metro/metrobüs yanlarında bulunan elektronik akbil doldurma aleti olarak bilinen versiyonu vardır ki insanı yolculuktan vazgeçirir.
yemesi pek güzel sonrası büyük hüsran olan yiyecekler bütünü. hem yemekten vazgeçemezsin hem kilo aldıkça nefret edersin. insanı duygulardan duygulara sürükler.
başından sonuna kadar değil de her bölümün 1 saati ya da sadece özetlerinden gidildiğinde izlemesi daha keyifli olan televizyon dizisi. oyuncuları arasında gayet başarılı isimler mevcuttur.
(bkz: Renan Bilek ), (bkz: Arif Erkin Güzelbeyoğlu ), (bkz: Zeynep Anıl Tatdıran ), (bkz: Erdal Bilingen)
(bkz: Renan Bilek ), (bkz: Arif Erkin Güzelbeyoğlu ), (bkz: Zeynep Anıl Tatdıran ), (bkz: Erdal Bilingen)
genelde konuşmaya dalınca gerçekleşen durum. insanın surat ifadesi öyle değişiyor ki, nasıl kötü bir şey olduğunu izleyici olarak bile tahmin edebiliyorsunuz. annemin başına çok gelir, hararetli bir konu anlatırken paketten sigarayı alır, ters sokar ağzına, `o panikle diyeceğini unutur`, `konu kaynar` diye düşünerek söylemem, tahmin ettiğim gibi sigarasının derdine düşer ve azad edilmiş olurum.
sanıyorum şu sıra sisteminde sıkıntı yaşayan sözlük. daha yazarlığım onaylanmadan defalarca `onaylandı` mesajı gelen bu da yetmezmiş gibi `benden yazar olmaz` kullanıcı adlı kişinin başkasına gönderdiği özel bir mesajın da bana gelmesini sağlamıştır. garip şeyler oluyor, düzelir umarım.
içinde bulunduğumuz dönemde şaşırtmayan uygulama.
bir kaç zaman önce bir aldatma haberinin altında okuduğum şu yorumu hatırlatır:http://u1312.hizliresim.com/1j/z/w1v3s.jpg
ülkece bazı şeyleri değiştirmezsek, bu zihniyetin de memnun olacağı uygulamalar gecikmeyecektir.
bir kaç zaman önce bir aldatma haberinin altında okuduğum şu yorumu hatırlatır:http://u1312.hizliresim.com/1j/z/w1v3s.jpg
ülkece bazı şeyleri değiştirmezsek, bu zihniyetin de memnun olacağı uygulamalar gecikmeyecektir.
ülkenin en önemli değerlerinden, gelmiş geçmiş en iyi müzisyenlerden biridir. siyasi görüşünün, duruşunun hiçbir önemi yoktur. bir şarkısını duyunca iş güç bırakılıp o`na konsantre olunuyorsa başka bir açıklaması yoktur, büyüktür. adam gibi adamdır.
Gece hayatı olmayan insanların, cumartesi gecelerini eğlenceli hale getiren tarihçi. Bazen kendisini dinlerken uyuya kalıyor bazen öyle hararetli muhabbet dönüyor ki sabaha kadar uyuyamıyorum. En çok Erhan Afyoncu ile uğraşmasını seviyorum bu adamın, Erhan beye olan antipatimden olsa gerek.
Hem bilgili, hem kendini dinletebilen hem de böyle sempatik olmak kolay iş değil, tebrik ediyorum, İlber Ortaylı ile birlikte bu özelliklere sahip olan ender tarihçilerden.
Hem bilgili, hem kendini dinletebilen hem de böyle sempatik olmak kolay iş değil, tebrik ediyorum, İlber Ortaylı ile birlikte bu özelliklere sahip olan ender tarihçilerden.
çektiği kısa filmlerle dikkat çekmiş, rol aldığı televizyon dizileriyle yavaş yavaş yükselişe geçmiş başarılı oyuncu.
yıllar önce ramazan güzeldir isimli burak aksak ve selçuk aydemir imzalı trt dizisinde de konuk oyuncu olarak yer almıştır.
hayatında beni en çok etkileyen durum ise, `dizi iyi gidiyor, ben işi bırakayım` diye düşünüp gümrük memurluğundan istifa ettiği günün ertesinde rol aldığı dizinin yayından kalktığını öğrenmesidir. üsküdar'a giderken burada yılların sanatçısı erkan can`ı da anmak gerek, kendisi sadi celil cengiz`i `bu işler belli olmaz, memurluğu bırakma` diye ısrarla uyarmıştır.
işler böyle kötü gidince üzerine bir de evli olunca, eski arkadaşı burak aksak`ı arayarak dizide leyla ile mecnun ona uygun bir rol olup olmadığını sormuş, burak aksak ise kendisi için telat abi (teletabi) isimli karakteri yaratmıştır.
ardından ahmet kural ve murat cemcir ile işler güçler isimli dizide başrol oynamış herkese kendini sevdirmiştir.
En son behzat ç. ankara yanıyor filminde badem bıyıklarıyla gördüğümüz oyuncu yine on numara bir oyunculuk sergilemiştir.
kendisini yakın zamanda (17 ocak) vizyona girecek olan kadın işi - banka soygunu filminde konuk oyuncu olarak izleyebiliriz.
ek olarak samsun çarşambalı`dır. adam gibi adamdır.
yıllar önce ramazan güzeldir isimli burak aksak ve selçuk aydemir imzalı trt dizisinde de konuk oyuncu olarak yer almıştır.
hayatında beni en çok etkileyen durum ise, `dizi iyi gidiyor, ben işi bırakayım` diye düşünüp gümrük memurluğundan istifa ettiği günün ertesinde rol aldığı dizinin yayından kalktığını öğrenmesidir. üsküdar'a giderken burada yılların sanatçısı erkan can`ı da anmak gerek, kendisi sadi celil cengiz`i `bu işler belli olmaz, memurluğu bırakma` diye ısrarla uyarmıştır.
işler böyle kötü gidince üzerine bir de evli olunca, eski arkadaşı burak aksak`ı arayarak dizide leyla ile mecnun ona uygun bir rol olup olmadığını sormuş, burak aksak ise kendisi için telat abi (teletabi) isimli karakteri yaratmıştır.
ardından ahmet kural ve murat cemcir ile işler güçler isimli dizide başrol oynamış herkese kendini sevdirmiştir.
En son behzat ç. ankara yanıyor filminde badem bıyıklarıyla gördüğümüz oyuncu yine on numara bir oyunculuk sergilemiştir.
kendisini yakın zamanda (17 ocak) vizyona girecek olan kadın işi - banka soygunu filminde konuk oyuncu olarak izleyebiliriz.
ek olarak samsun çarşambalı`dır. adam gibi adamdır.
her yeni kitabı bir öncekinden kötü olan fakat yine de sürükleyiciliğiyle kendini okutmayı başaran polisiye kitap yazarı.
gerek öyküleriyle, gerek romanlarıyla beğeni toplamış, aralara serpiştirdiği bilgilerle ufkumuzu açmıştır.
gaziantep`li bir istanbul aşığıdır. özellikle istanbul hatırası isimli kitabında şehir ile ilgili çok güzel ve detaylı bilgiler verilmektedir.
kendisi artık polisiye kitaplarda `katil kim?` sorusunun ön planda tutulmaması gerektiğini düşünüp, daha çok cinayet etrafında geçen olaylar örgüsüne önem veriyor olsa da bir polisiye yazar için insanları meraklandırmak ve ters köşeye yatırmak önemlidir. zaten memlekette kaç tane polisiye yazar kaldı, yapmayın lütfen.
fazla popüler olmanın yaramadığı bir yazardır aynı zamanda. kitap öncesi program program gezmesi kendisine ve geçmişine yakışmamaktadır, evet o da reklamını yapıp kazanacağı paraya bakıyor elbet ama bir yazarın öncelikli derdi para olmamalıdır. bu davranışını `beyoğlu`nun en güzel abisi` isimli kitabında kendisi de eleştirmektedir fakat yapmaya devam ettiği için bu da itici durmaktadır.
bu kadar eleştiriye rağmen yeni kitap çıktığında koşa koşa almaya gideceğimden de şüphem yok. böyle de sevdiriyor kendini.
son olarak, son kitabında haddinden fazla bahsettiği `gezi` olaylarına değinecek olursak, başlarda duygulandırmış ve memnun etmiş olsa da o kadar suyunu çıkartmış, olayları o kadar fantastik bir hale getirmiştir ki `gezi`nin ekmeğini mi yiyor acaba` diye düşünmekten kendimizi alamayız.
gerek öyküleriyle, gerek romanlarıyla beğeni toplamış, aralara serpiştirdiği bilgilerle ufkumuzu açmıştır.
gaziantep`li bir istanbul aşığıdır. özellikle istanbul hatırası isimli kitabında şehir ile ilgili çok güzel ve detaylı bilgiler verilmektedir.
kendisi artık polisiye kitaplarda `katil kim?` sorusunun ön planda tutulmaması gerektiğini düşünüp, daha çok cinayet etrafında geçen olaylar örgüsüne önem veriyor olsa da bir polisiye yazar için insanları meraklandırmak ve ters köşeye yatırmak önemlidir. zaten memlekette kaç tane polisiye yazar kaldı, yapmayın lütfen.
fazla popüler olmanın yaramadığı bir yazardır aynı zamanda. kitap öncesi program program gezmesi kendisine ve geçmişine yakışmamaktadır, evet o da reklamını yapıp kazanacağı paraya bakıyor elbet ama bir yazarın öncelikli derdi para olmamalıdır. bu davranışını `beyoğlu`nun en güzel abisi` isimli kitabında kendisi de eleştirmektedir fakat yapmaya devam ettiği için bu da itici durmaktadır.
bu kadar eleştiriye rağmen yeni kitap çıktığında koşa koşa almaya gideceğimden de şüphem yok. böyle de sevdiriyor kendini.
son olarak, son kitabında haddinden fazla bahsettiği `gezi` olaylarına değinecek olursak, başlarda duygulandırmış ve memnun etmiş olsa da o kadar suyunu çıkartmış, olayları o kadar fantastik bir hale getirmiştir ki `gezi`nin ekmeğini mi yiyor acaba` diye düşünmekten kendimizi alamayız.
özellikle memlekette işler karıştığında ortaya çıkan mizahi güç karşısında yaşanan durumdur.
birkaç örnekle açıklamak gerekirse;
http://u1312.hizliresim.com/1j/z/w271n.jpg
http://u1312.hizliresim.com/1j/z/w272j.jpg
http://u1312.hizliresim.com/1j/z/w2738.jpg
http://u1312.hizliresim.com/1j/z/w2743.jpg
http://u1312.hizliresim.com/1j/z/w26zh.png
http://u1312.hizliresim.com/1j/z/w26zv.jpg
http://u1312.hizliresim.com/1j/z/w2707.jpg
birkaç örnekle açıklamak gerekirse;
http://u1312.hizliresim.com/1j/z/w271n.jpg
http://u1312.hizliresim.com/1j/z/w272j.jpg
http://u1312.hizliresim.com/1j/z/w2738.jpg
http://u1312.hizliresim.com/1j/z/w2743.jpg
http://u1312.hizliresim.com/1j/z/w26zh.png
http://u1312.hizliresim.com/1j/z/w26zv.jpg
http://u1312.hizliresim.com/1j/z/w2707.jpg
Tarihi romanların yıldızı, insanı okumaya teşvik eden, okudukça kendine hayran bırakan başarılı yazar.
Özellikle kendisiyle tanışmama vesile olmuş the boleyn girl serisinin üzerimde etkisi büyüktür. Seri içinde en başarılı bulduğum kitap ise the queen`s fool`dur.. Tekrar tekrar okunur. Çok kısa bir süre sonra 60 yaşına girecek olan yazar, Kingston Üniversitesi`nde de akademisyen olarak görev yapmıştır.
Yazmaya hep devam etsin.
Özellikle kendisiyle tanışmama vesile olmuş the boleyn girl serisinin üzerimde etkisi büyüktür. Seri içinde en başarılı bulduğum kitap ise the queen`s fool`dur.. Tekrar tekrar okunur. Çok kısa bir süre sonra 60 yaşına girecek olan yazar, Kingston Üniversitesi`nde de akademisyen olarak görev yapmıştır.
Yazmaya hep devam etsin.
demet alkınyeleklioğlu`nun, çevirisini yaptığı philippa gregory kitaplarının etkisinde fazla kalarak kaleme aldığı romanıdır. hürrem sultan ve kanuni sultan süleyman arasındaki ilişkiyi yazmıştır. fakat bu konuya öyle bir yaklaşmıştır ki serinin devam kitaplarını almak değil önünden geçerken bile ilk kitabı hatırlar uzaklaşırsınız. tarihi romanlarda kurgu olur elbet ama fazlası da sakıncalıdır, bu duruma en iyi örnek bu kitaptır.
çeviriye devam etmesi yazmaya ara vermesini diliyorum. saygılar.
çeviriye devam etmesi yazmaya ara vermesini diliyorum. saygılar.
uzun yıllar yurt dışında yaşamış, murat bardakçı`nın öncüsü olduğu `hürriyet tarih` dergisine gönderdiği, özellikle avrupa tarihi ile ilgili yazılarıyla geçmişe ışık tutan başarılı tarihçi.
dergiden yayınlanan yazıları `tarihi tersten okumak` isimli kitapta bir araya getirilmiş, cadı avı`ndan korkunç ivan`a, napolyon`dan kazıklı voyvoda`ya kadar bir çok konuya değinmiştir.
dergiden yayınlanan yazıları `tarihi tersten okumak` isimli kitapta bir araya getirilmiş, cadı avı`ndan korkunç ivan`a, napolyon`dan kazıklı voyvoda`ya kadar bir çok konuya değinmiştir.
halit hüseyni abd de yaşayan afgan yazar. uçurtma avcısı, bin muhteşem güneş, ve dağlar yankılandı isimli kitaplarıyla afganistan`ın yaşadığı rejimleri, insanların yaşadıklarıyla harmanlayarak içine tabii ki `olmazsa olmaz` ajitasyonu da ekleyerek dünyaca tanınan bir yazar haline gelmiştir. kitaplarındaki `kötü afganistan, kurtuluş abd.` fikri kendisinden soğutan bir sebep olsa da hüngür hüngür ağlayarak okumaktan vazgeçmeyiz.
ve bu adamın kitaplarını art arda okumamak, araya başka kitaplar da sokmak gereklidir zira insanın kafası belli bir sayfadan sonra kaldırmıyor.
ve bu adamın kitaplarını art arda okumamak, araya başka kitaplar da sokmak gereklidir zira insanın kafası belli bir sayfadan sonra kaldırmıyor.
memleketimizin nadide polisiye yazarlarındandır. sadece `behzat ç.` bile kendisine hayran olmak için yeterliyken boş durmamış `erken kaybedenler` ile bambaşka bir kulvara da girmiştir. okumayı eğlenceli ve çok kıymetli bir hale getiren bu yazarı kutluyor yazmaya devam etmesini diliyorum. ayrıca o cesareti, kimseden korkmadan aklına geleni açıkça söyleyen o koca yüreği sayesinde de takdir edilmeli. ayak üstü sohbet etme imkanı bulduğumuzda fark ettim ki canlı yayın bağlantılarında, katıldığı programlarda nasılsa hep öyledir. sanki yıllardır tanıyormuş gibi doğal ve sıcak. kendisini hiç bozmaması ve 3. behzat ç. romanı ile bizleri mutlu etmesi dileğiyle.
ek olarak ot dergi`de de harika işler yapıyor. belirtmeden geçemeyeceğim.
ek olarak ot dergi`de de harika işler yapıyor. belirtmeden geçemeyeceğim.
Erken yaşta kaybedilen, çok önemli işlere imza atmış, gencecik yaşına rağmen `dünya klasiklerine` bir romanını sokmayı başarmış ingiliz yazar.
Kitapları sırasıyla;
Sense and Sensibility
Pride and Prejudice
Mansfield Park
Emma
Northanger Abbey
Persuasion
Son iki kitabı ölümünden sonra basılmıştır. Austen kitaplarında öyle güzel karakterlere, öyle güzel aşk hikayelerine parmak basmıştır ki okuyan herkesi hikayenin içine çekmeyi başarmıştır. Sadece, Aşk ve Gurur olarak çevrilen, asıl çevirisi Gurur ve Önyargı olan Pride and Prejudice bile kendini defalarca okutur. Genellikle kadınların okuduğu bir yazar olarak bilinse de kendisini okuyan ve seven birçok erkek okuyucu da vardır. Yarattığı Bay Darcy karakteri ile geç kızların hayallerinde canlandırdıkları erkeğe büyük katkıda bulunmuştur, ben yıllarca kendi Bay Darcy`sini bekleyen insanlar tanıyorum. Şahsım adına yarattığı en etkili erkek karakter kesinlikle Bay Knightley`dir.
Austen kitaplarında olayları kadınların tarafından anlatır, her kitapta kadın baş karakterdir ve her kitabı mutlu sonla biter. Kendisinin en sevdiği karakter Emma iken, karakter birçok okuyucu tarafından sevilmez ve ukala, bencil, duygusuz olarak nitelendirilir. Bana göre her kitabının mutlu sonla bitmesi kendisinin ve kız kardeşinin aşk hayatlarındaki mutsuz sondur. Jane Austen yarattığı her karakterde kendi hayatından parçalar sunmuş bazılarında ise hayatında olanın tam zıttını yazmıştır. Yanı başında aşk acısı çeken bir kardeş ve kendi hazin sonu varken hayatında daha fazla umutsuzluk istememiştir. Ve 42 yaşında meme kanserinden ölmüştür. Kim bilir, biraz daha uzun yaşasaydı, hayatımızda ne klasikler olacaktı. Öyle büyük bir hayranlığım vardır ki sadece kendisinin yazdığı kitapları değil, ondan esinlenilerek yazılan, adı geçen her kitabı okuma isteği uyandırır.
Kitapları sırasıyla;
Sense and Sensibility
Pride and Prejudice
Mansfield Park
Emma
Northanger Abbey
Persuasion
Son iki kitabı ölümünden sonra basılmıştır. Austen kitaplarında öyle güzel karakterlere, öyle güzel aşk hikayelerine parmak basmıştır ki okuyan herkesi hikayenin içine çekmeyi başarmıştır. Sadece, Aşk ve Gurur olarak çevrilen, asıl çevirisi Gurur ve Önyargı olan Pride and Prejudice bile kendini defalarca okutur. Genellikle kadınların okuduğu bir yazar olarak bilinse de kendisini okuyan ve seven birçok erkek okuyucu da vardır. Yarattığı Bay Darcy karakteri ile geç kızların hayallerinde canlandırdıkları erkeğe büyük katkıda bulunmuştur, ben yıllarca kendi Bay Darcy`sini bekleyen insanlar tanıyorum. Şahsım adına yarattığı en etkili erkek karakter kesinlikle Bay Knightley`dir.
Austen kitaplarında olayları kadınların tarafından anlatır, her kitapta kadın baş karakterdir ve her kitabı mutlu sonla biter. Kendisinin en sevdiği karakter Emma iken, karakter birçok okuyucu tarafından sevilmez ve ukala, bencil, duygusuz olarak nitelendirilir. Bana göre her kitabının mutlu sonla bitmesi kendisinin ve kız kardeşinin aşk hayatlarındaki mutsuz sondur. Jane Austen yarattığı her karakterde kendi hayatından parçalar sunmuş bazılarında ise hayatında olanın tam zıttını yazmıştır. Yanı başında aşk acısı çeken bir kardeş ve kendi hazin sonu varken hayatında daha fazla umutsuzluk istememiştir. Ve 42 yaşında meme kanserinden ölmüştür. Kim bilir, biraz daha uzun yaşasaydı, hayatımızda ne klasikler olacaktı. Öyle büyük bir hayranlığım vardır ki sadece kendisinin yazdığı kitapları değil, ondan esinlenilerek yazılan, adı geçen her kitabı okuma isteği uyandırır.
Bir Onur Ünlü filmi. Başarılı oyuncu kadrosu ve ilginç senaryosuyla Onur Ünlü kafasını görmemizi sağlar.
Haluk Bilginer tarafından canlandırılan Musa Rami`nin hikayesinin anlatıldığı film, mafya, aile ilişkileri, aşk ekseni etrafında dönüp izleyiciye bir sinema şöleni yaşatır.
Kuşkusuz filmin en önemli kısmı Haluk Bilginer`in şahane oyunculuğudur.
`Musa Rami mesleğinin zirvesinde bir cinayet masası polisidir. Bugünlerde kafasını meşgul eden iki şey vardır. Birisi kendisinden kırk yaş küçük üniversite öğrencisi Funda?ya olan aşkı, bir diğeri de ünlü mafya ailesi İzmitlilerin Rami ailesine yönelik bitmek bilmeyen tehditleri. Musa Rami iyi bir baba, iyi bir polis ve iyi bir aşıktır ve görünen o ki Musa Rami işi, aşkı ve ailesi arasında sıkışıp kalacaktır. Aynı günlerde aldığı bir haber ise Musa Rami?yi tamamen altüst eder.`
Haluk Bilginer tarafından canlandırılan Musa Rami`nin hikayesinin anlatıldığı film, mafya, aile ilişkileri, aşk ekseni etrafında dönüp izleyiciye bir sinema şöleni yaşatır.
Kuşkusuz filmin en önemli kısmı Haluk Bilginer`in şahane oyunculuğudur.
`Musa Rami mesleğinin zirvesinde bir cinayet masası polisidir. Bugünlerde kafasını meşgul eden iki şey vardır. Birisi kendisinden kırk yaş küçük üniversite öğrencisi Funda?ya olan aşkı, bir diğeri de ünlü mafya ailesi İzmitlilerin Rami ailesine yönelik bitmek bilmeyen tehditleri. Musa Rami iyi bir baba, iyi bir polis ve iyi bir aşıktır ve görünen o ki Musa Rami işi, aşkı ve ailesi arasında sıkışıp kalacaktır. Aynı günlerde aldığı bir haber ise Musa Rami?yi tamamen altüst eder.`
önce leman, sonra penguen ve en son uykusuzda çizmeye başlayan, halihazırda uykusuzda devam eden karikatürist. Sadece kendi karikatürleri için bile dergiyi satın aldırtır. Özellikle hunilileri bir başkadır.
http://karikaturistan.com/yigit-ozgur/uuu-beybi-guzel-bi-hareketlenme-oldu-bende/
düzeltme: link yenileme
http://karikaturistan.com/yigit-ozgur/uuu-beybi-guzel-bi-hareketlenme-oldu-bende/
düzeltme: link yenileme
İç çamaşırı, mayo, pijama, ayakkabı, parfüm markası. Çok havalıdır, öyle ki mağazasını bile her yere açmaz, elit semtlerde bulunan alışveriş merkezlerindedir yalnızca. Bayrampaşadaki alışveriş merkezine forum istanbul gelene kadar hiçbir mağazasına girip bakmayarak protesto ediyorum.
Ve elbette yeni yılı evde geçirecek olanların kurtarıcısıdır. Saçma sapan yeni yıl programlarındansa, açar victoria secret defilesi izleriz, en azından gözümüz gönlümüz açılır.
Ve elbette yeni yılı evde geçirecek olanların kurtarıcısıdır. Saçma sapan yeni yıl programlarındansa, açar victoria secret defilesi izleriz, en azından gözümüz gönlümüz açılır.