sorumluluk.
en hüzünlüsünden bir `özdemir asaf` şiiri.
güler, gülümser bir şakacı,
güldürür, düşündürür,
arada-bir durur, gözleri dolar,
neler söyler, neler susar...
yoksa, çok acı bir şakayı şakadan da olsa,
çok yalın bir karanlığa mı saklar...
oynadığı oyunsa, yaşamda oynadığı,
oyununu mu yaşar...
oyunda yaşadığı, yaşamını mı oynar...
yaşarcasına, oynarcasına,
sonunu mutlu bağlar,
gider evine ağlar.
güler, gülümser bir şakacı,
güldürür, düşündürür,
arada-bir durur, gözleri dolar,
neler söyler, neler susar...
yoksa, çok acı bir şakayı şakadan da olsa,
çok yalın bir karanlığa mı saklar...
oynadığı oyunsa, yaşamda oynadığı,
oyununu mu yaşar...
oyunda yaşadığı, yaşamını mı oynar...
yaşarcasına, oynarcasına,
sonunu mutlu bağlar,
gider evine ağlar.
kent firmasının çıkardığı pembe renk şekerli sakız. bunun bir de `hüdaverdi``ye benzer mavi bereli bir karakteri vardı, sakızın içinden çıkaran karikatürde maceraları takip edilirdi.
özellikle misafirliğin yatılı olması ve birkaç gün sürmesi halinde işkenceye dönüşen, karnın gün be gün şişmesine sebep olan ve şafak sayar gibi eve dönülecek günün sayılmasına sebebiyet veren durumdur. tabii burada bahsi geçen durum büyük tuvalet için geçerlidir zira çişin de bu şekilde tutulmaya çalışılmasının daha travmatik durumlara yol açacağı aşikardır. bu sorun özellikle tuvaletin oturma odası ya da yatak odası gibi odalara yakın olması, evin küçük olması ve her alanın birbirine yakın olması, duyulmasının arzu edilmediği seslerin duyulmasından, çıkacak sesin ne kadar şiddette olacağının ve ortaya çıkan kokunun ne kadar etkili olacağının kestirelememesinden kaynaklanan korkuların sebebidir.
60`ların `hippi` gençliğine ait savaş karşıtı slogan. türkçe`ye ``savaşma seviş`` olarak çevrilmiştir. ne yazık ki şimdilerde bu sloganı hatırlayan yok gibi...
elif şafak``ın `görmeye ve görülmeye dair` defalarca okunası romanı.
gerçeğini yaşayamayıp, tek avuntusu rüya olanların, kısacık rüyalarının bile burunlarından gelmesidir.
iç burkan `ezginin günlüğü` şarkısı.
eksik bir şey mi var hayatımda
gözlerim neden sık sık dalıyor
eksik bir şey mi var hayatımda
gökyüzü bazen ciğerime doluyor
öyle bir şey ki bu, kolay anlatamam
atsan atılmaz, satsan satamam
eksik bir şey mi var, anlayamam
bak çayım sigaram, her şeyim tamam
kalksam duraktan dolmuş gibi
arka koltukta unutulmuş gibi
terliklerimle, gelsem sana
sonunda aşkı bulmuş gibi
eksik bir şey mi var hayatımda
gözlerim neden sık sık dalıyor
eksik bir şey mi var hayatımda
gökyüzü bazen ciğerime doluyor
öyle bir şey ki bu, kolay anlatamam
atsan atılmaz, satsan satamam
eksik bir şey mi var, anlayamam
bak çayım sigaram, her şeyim tamam
kalksam duraktan dolmuş gibi
arka koltukta unutulmuş gibi
terliklerimle, gelsem sana
sonunda aşkı bulmuş gibi
yeniden doğmak için uyunan uykudur. bu uyku birkaç ay dahi sürebilir. aylarca günde 10 12 saat uyunabilir duruma göre.
metin - kemal kahraman şarkısı.
nerde kendini bilmez çocuklar
bir sabah öylece çekip gittiler
çınladı alkışlar kör sokaklarda
yankısı kime kaldı
deniz koydum adını
kederi bende kaldı
uzak köyler kurdum birbirine
denizine aldandim.
acının surlarında ateşler yaktık
vuruldu şehirler soluksuz kaldık
kendine çekildi bütün zamanlar
gölgeler orda kaldı
çılgın zamanlarda yaşamak bize düştü
ölümün acımasızlığı her zamankinden beter
gidenler
gelenler
düşenler
ah zamanın sonsuzluğunu anlamayanlar.
düştük yola
güzel şeyler bulmak umuduyla
ışıklarıyla büyük şehirler, yol oldu bize
iz sürdük yalnızlığa
nerde kendini bilmez çocuklar
bir sabah öylece çekip gittiler
çınladı alkışlar kör sokaklarda
yankısı kime kaldı
deniz koydum adını
kederi bende kaldı
uzak köyler kurdum birbirine
denizine aldandim.
acının surlarında ateşler yaktık
vuruldu şehirler soluksuz kaldık
kendine çekildi bütün zamanlar
gölgeler orda kaldı
çılgın zamanlarda yaşamak bize düştü
ölümün acımasızlığı her zamankinden beter
gidenler
gelenler
düşenler
ah zamanın sonsuzluğunu anlamayanlar.
düştük yola
güzel şeyler bulmak umuduyla
ışıklarıyla büyük şehirler, yol oldu bize
iz sürdük yalnızlığa
bir garip `özdemir asaf` şiiridir.
ben size ne yaptım
çağrı mı, armağan mı, ceza mı
ne vardı böyle karşıma geçecek
ben ne yazılar ne çizgiler yitirdim hatırlamadım
ne var ki sizinki onlar gibi gitmeyecek
artık olan oldu
gitmeniz gitmeseniz bir
ben de düş kursam da kurmasam da
aklıma yüzünüz gelecektir
ben size ne yaptım,
ne kötülüğüm dokundu size
inanın - hoş niçin inanacaksınız-
sizi şu ana kadar tanımazdım
inanmak, bilmek yakışmaz size
karşıma çıkmayacaktınız.
karşımda bir resim gibi şimdi
kuramadığım düşlerin çizdiği, siz
hem gözüme hem düşüme
çakılıp kaldınız
renklerinize ve biçimlerinize
düş dışı gerçeklerin çizdiği siz
beni benden çıkardınız
beni benden aldınız
göz görmeye-görmeye
bir uzağa bıraktınız
kendime dönmeye artık çok geç.
ben size ne yaptım
çağrı mı, armağan mı, ceza mı
ne vardı böyle karşıma geçecek
ben ne yazılar ne çizgiler yitirdim hatırlamadım
ne var ki sizinki onlar gibi gitmeyecek
artık olan oldu
gitmeniz gitmeseniz bir
ben de düş kursam da kurmasam da
aklıma yüzünüz gelecektir
ben size ne yaptım,
ne kötülüğüm dokundu size
inanın - hoş niçin inanacaksınız-
sizi şu ana kadar tanımazdım
inanmak, bilmek yakışmaz size
karşıma çıkmayacaktınız.
karşımda bir resim gibi şimdi
kuramadığım düşlerin çizdiği, siz
hem gözüme hem düşüme
çakılıp kaldınız
renklerinize ve biçimlerinize
düş dışı gerçeklerin çizdiği siz
beni benden çıkardınız
beni benden aldınız
göz görmeye-görmeye
bir uzağa bıraktınız
kendime dönmeye artık çok geç.
`babam ve oğlum` filminin soundtracklerinden biri.
bir tutam baharatla gitti
çarşı içinde bir gölge
ve yollarına tuz serdi
seni bulayım gizlilerde
baharat, tarçın ve buse
tavan arasında saklı tarife
ayışığı ve boğaziçi yalnız
o fener bizim çocukluk aşkımız
beni bıraktığın o gece
seni aradım gizlilerde
bir tutam baharata kandım
ben acıyı tattım seninle
bir tutam baharatla gitti
çarşı içinde bir gölge
bir tutam baharatla gitti
çarşı içinde bir gölge
ve yollarına tuz serdi
seni bulayım gizlilerde
baharat, tarçın ve buse
tavan arasında saklı tarife
ayışığı ve boğaziçi yalnız
o fener bizim çocukluk aşkımız
beni bıraktığın o gece
seni aradım gizlilerde
bir tutam baharata kandım
ben acıyı tattım seninle
bir tutam baharatla gitti
çarşı içinde bir gölge
keyfe keder şiddet eylemleri sergilemekta sakınca göstermeyen kişiler için kullanılabilir deyim.
sevgili anlamına gelen kelime. dert ortağı olarak da kullanılır. kütahya ilinde haşhaşlı gözlemenin içine domates, marul gibi salata ürünlerinin ve ketçap - mayanez gibi sosların konulmasıyla elde edilen yiyecek. oldukça leziz ve doyurucu olmakla birlikte fiyatı da çok makul.
telefonda yaşandığında gülme krizine sokan diyaloglardır.
iki sevgili telefon konuşmasının sonuna gelir.
bay - hadi kapat sen.
bayan - hayıııır. önce seeen.
bay - lan kapatacam ağzına iki tane şimdi ha.
(yaşanmıştır) tanınmayan 0535li bir numara arar ve..
-efendim
-ben aveaya nasıl kontör yükleniyor onu bilmiyorum da sen biliyor musun diye aradım
-iyi de sen beni turkcellden arıyorsun
-evet ama aveaya kontör yüklemem lazım
-kontör kartının üzerinde yazıyor
-ama ben beceremedim
-peki bak şöyle şöyle yap (tarif edilir)
-peki teşekkürler
-bu arada sen kimsin çıkartamadım
-tanışmıyoruz zaten, rastgele çevirdim numarayı
-iyi madem görüşürüz
-görüşürüz, kendine iyi bak
iki sevgili telefon konuşmasının sonuna gelir.
bay - hadi kapat sen.
bayan - hayıııır. önce seeen.
bay - lan kapatacam ağzına iki tane şimdi ha.
(yaşanmıştır) tanınmayan 0535li bir numara arar ve..
-efendim
-ben aveaya nasıl kontör yükleniyor onu bilmiyorum da sen biliyor musun diye aradım
-iyi de sen beni turkcellden arıyorsun
-evet ama aveaya kontör yüklemem lazım
-kontör kartının üzerinde yazıyor
-ama ben beceremedim
-peki bak şöyle şöyle yap (tarif edilir)
-peki teşekkürler
-bu arada sen kimsin çıkartamadım
-tanışmıyoruz zaten, rastgele çevirdim numarayı
-iyi madem görüşürüz
-görüşürüz, kendine iyi bak
lise tuvaletlerinde fakir gençlerin tenefüslerde oynadığı oyun.
efendim 5-6 ergen tuvalette buluşur. ortamda bulunan tek sigara herkez bir nefes almak kaydı ile filtreye kadar içilir. sonrasında filtre içilmeye başlanır. bu sırada kim sigara ateşini düşürürse o kalan arkadaşlarından bir temiz dayak yer.
sonrasında gürültülere gelen müdür yardımcısı herkezi döver.
efendim 5-6 ergen tuvalette buluşur. ortamda bulunan tek sigara herkez bir nefes almak kaydı ile filtreye kadar içilir. sonrasında filtre içilmeye başlanır. bu sırada kim sigara ateşini düşürürse o kalan arkadaşlarından bir temiz dayak yer.
sonrasında gürültülere gelen müdür yardımcısı herkezi döver.
ırkların gen haritasının açıklanması ile gündeme gelen söylem. efendim haritaya göre en karışık ırk türkler iken en saf olanı ruslarmış. burdan tüm anadolu gençliğine ucuz taşra politikacısı vaadimi sunuyorum oylarınızı bana verin türk kızları gidicek rus kızları gelecek. isteyene sosyalizm isteyene faşizm de yanında bedava.
1948 doğumlu ve 12 mart 2015 tarihinde dünyaya gözlerini kapayan yazardır. 1965`te gazeteci olarak çalışmaya başladıktan 3 saat sonra ilk cesedini görerek iş tecrübesinde oldukça ileride oldğunu iddia etmektedir.
1987 yılında kendi yarattığı diskdünya isimli mizahi fantastik dünyayı yarattı ve onunla ilgili romanlar yazmaya başladı. edebiyatçılar tarafından bazen ağır şekilde eleştirilen yazar gerçek yaşamda ve diğer fantastik kurgularda ki birçok olguyu mizahi bir dille eleştirmektedir.
1987 yılında kendi yarattığı diskdünya isimli mizahi fantastik dünyayı yarattı ve onunla ilgili romanlar yazmaya başladı. edebiyatçılar tarafından bazen ağır şekilde eleştirilen yazar gerçek yaşamda ve diğer fantastik kurgularda ki birçok olguyu mizahi bir dille eleştirmektedir.
organik olmayan ve metal olmayan tüm malzemeleri kapsıyan seramik için akademik eğitim verilen 4 yıllık bölüm.
temel çalışma alanları :
-geleneksel seramik; cam, çimento,tuğla-kiremit, yer karosu, porselen, duvar karosu...
-ileri teknoloji seramik; uzay mekikleri ve uçakların dış yapı kaplamalarından, araba fren balatalarına, bilgisayar parçalarına, güneş pillerine kadar ısıya ve eletriğe yüksek mukavemeti olan tüm malzemeler.
oldukça düşük puanlar ile öğrenci alan bölümün dezavatajı mesleki açıdan yeterince tanınmaması ve türkiye`de ileri teknoloji seramik ürünlerinin hiç denecek kadar az üretilmesi. ayrıca sektörün çalışma şartlarının çok ağır olması sebeiyle bayanların sektörde iş bulması oldukça zor. sanırım bir diğer neden de kütahya`da olması.
temel çalışma alanları :
-geleneksel seramik; cam, çimento,tuğla-kiremit, yer karosu, porselen, duvar karosu...
-ileri teknoloji seramik; uzay mekikleri ve uçakların dış yapı kaplamalarından, araba fren balatalarına, bilgisayar parçalarına, güneş pillerine kadar ısıya ve eletriğe yüksek mukavemeti olan tüm malzemeler.
oldukça düşük puanlar ile öğrenci alan bölümün dezavatajı mesleki açıdan yeterince tanınmaması ve türkiye`de ileri teknoloji seramik ürünlerinin hiç denecek kadar az üretilmesi. ayrıca sektörün çalışma şartlarının çok ağır olması sebeiyle bayanların sektörde iş bulması oldukça zor. sanırım bir diğer neden de kütahya`da olması.
tüm gece içmek anlamına gelen ingilizce deyim.
çok pis anneyi özletiyor. `sanki eskiden her şey daha kolaydı.` dedirtiyor.
hele hele 14-15`li yaşlarda dinlediğiniz şarkılara denk gelirseniz çok fena...
çok pis anneyi özletiyor. `sanki eskiden her şey daha kolaydı.` dedirtiyor.
hele hele 14-15`li yaşlarda dinlediğiniz şarkılara denk gelirseniz çok fena...
dedikodu yapan kadınların, sevmedikleri bir kişinin başına kötü bir olay geldiğinde sarf ettikleri cümledir.
arthur koestler`in otobiyografi sayılabilecek romanıdır. kitap; koestler`in alman komünist partisine katılması, yaşadığı çelişkiler sonrası kopuşunu ve ideolojik olarak yeniden doğuşunu anlatırken, hitlerin nasıl iktidara geldiğini ve nasyonal sosyalizm`in almanyada iktidara gelmeden önceki ülkede ki siyasi durumu ve komünist partinin yaptığı hataları anlatmaktadır.
kitap sovyet rejiminin totaliter rejimini ağır bir dille eleştirmektedir.
kitabın girişindeki paragraf ise çok ilginçtir.
`insanı çileden çıkaran bir haksızlığa karşı takınılacak tek onurlu tutumun, içebakışı daha uygun zamanlara erteleme pahasına ayaklanma eyleminde sergilenen tutum olduğu da bir gerçek. ancak kokuşmuş bir toplumun, devrimci sürgünler verinceye dek kokuşturduğuna güven getirmek için, gerçek tarihte devrimlerin patlak vermesinde ağır basan yüksek nitelikli amaçlarla, devrimlerin son bulduğu yürekler acısı finali karşılaştırmak yeterlidir...`
kitap sovyet rejiminin totaliter rejimini ağır bir dille eleştirmektedir.
kitabın girişindeki paragraf ise çok ilginçtir.
`insanı çileden çıkaran bir haksızlığa karşı takınılacak tek onurlu tutumun, içebakışı daha uygun zamanlara erteleme pahasına ayaklanma eyleminde sergilenen tutum olduğu da bir gerçek. ancak kokuşmuş bir toplumun, devrimci sürgünler verinceye dek kokuşturduğuna güven getirmek için, gerçek tarihte devrimlerin patlak vermesinde ağır basan yüksek nitelikli amaçlarla, devrimlerin son bulduğu yürekler acısı finali karşılaştırmak yeterlidir...`
sınavın kötü geçmesi sonrası öğrencilerin ağızlarından çıkan ilk cümlelerdir.
-nasıl geçti?
-gacırt diye...
-olsun ya daha bütü var bunun.
-konuşturmayın abi ağzımı açınca ceryan yapıyor.
sınavdan düşük alan inek öğrenciyi gördükten sonra:
-iyi ki çalışmamışım.
-abi akşam pes`e devam edecektik. gül gibi turnuvayı yarım bıraktık.
-nasıl geçti?
-gacırt diye...
-olsun ya daha bütü var bunun.
-konuşturmayın abi ağzımı açınca ceryan yapıyor.
sınavdan düşük alan inek öğrenciyi gördükten sonra:
-iyi ki çalışmamışım.
-abi akşam pes`e devam edecektik. gül gibi turnuvayı yarım bıraktık.
taksim barikatları ardında bandistanın bizleri motive ettiği kendi yazdıkları bu toprakların devrim marşı. adamlar resmen lvl 40 bard oldular. devrimi dansla birleştiren müthiş marş.
işte sözleri:
bir sokağın ortasında yatıyor
yoldaşları kenti altüst ediyor
carlo kalkıyor hesap soruyor
güneş güneş yine doğuyor
sabah oluyor sabah oluyor
güneş güneş yine doğuyor
şimdi bayrak üstünde salınıyor
bize miti değil fikri yetiyor
mahir kalkıyor hesap soruyor
güneş güneş yine doğuyor
bir kimsesiz mezarında yatıyor
katilleri şimdi resim yapıyor
veysel kalkıyor hesap soruyor
güneş güneş yine doğuyor
sabah oluyor sabah oluyor
güneş güneş yine doğuyor
bir kaldırım ortasında yatıyor
yarasından yalanınız sızıyor
hrant kalkıyor hesap soruyor
güneş güneş yine doğuyor
sabah oluyor sabah oluyor
güneş güneş yine doğuyor
hürriyet ve adalet aranıyor
onlar kanun biz tarihi yazıyor
halklar kalkıyor hesap soruyor
güneş güneş yine doğuyor
sabah oluyor sabah oluyor
güneş güneş yine doğuyor
işte sözleri:
bir sokağın ortasında yatıyor
yoldaşları kenti altüst ediyor
carlo kalkıyor hesap soruyor
güneş güneş yine doğuyor
sabah oluyor sabah oluyor
güneş güneş yine doğuyor
şimdi bayrak üstünde salınıyor
bize miti değil fikri yetiyor
mahir kalkıyor hesap soruyor
güneş güneş yine doğuyor
bir kimsesiz mezarında yatıyor
katilleri şimdi resim yapıyor
veysel kalkıyor hesap soruyor
güneş güneş yine doğuyor
sabah oluyor sabah oluyor
güneş güneş yine doğuyor
bir kaldırım ortasında yatıyor
yarasından yalanınız sızıyor
hrant kalkıyor hesap soruyor
güneş güneş yine doğuyor
sabah oluyor sabah oluyor
güneş güneş yine doğuyor
hürriyet ve adalet aranıyor
onlar kanun biz tarihi yazıyor
halklar kalkıyor hesap soruyor
güneş güneş yine doğuyor
sabah oluyor sabah oluyor
güneş güneş yine doğuyor
triplerle bıktıran, benliğimizi unutturan ve gerçekleri görmemizi sağlayan manifestodur.
erkek bünyesi daha sağlam olduğu halde, kadınların erkeklerden ortalama 5 yıl daha fazla yaşadığı bu ülke, erkeklerin `geçim sağlama makinesi` olarak kullanıldığı, `erkek ezen` bir toplumdur. erkeklerin ortalama ömür sürelerinin de kadınlarınkine eşit olduğu bir ülke istiyoruz.
yasalar tarafından kadınların `köylü kızı emine`, erkeklerin de `potansiyel nuri alço` olarak görülüp, kadınlara yasal ayrıcalık sağlayan düzenlemelerin kaldırılmasını istiyoruz.
medyanın kadın hakları kadar, erkek hakları konusunda da `bilinçlendirici` ve `duyarlı` bir tavır içerisinde olmasını bekliyoruz.
kadının statüsü ve sorunları genel müdürlüğü gibi, `erkeğin statüsü ve sorunları genel müdürlüğü`nün de kurulmasını istiyoruz.
savaşmak, askerlik yapmak gibi `karşılıksız` ve ağır işlerin, artık kadınların da `vatan borcu ` olmasını bekliyoruz!
erkek egemen görünüp, kadın egemen yaşayan bir toplumumuz olduğunu biliyoruz. buna ilaveten bir de `light erkek egemen` bir toplumda yaşamak istemiyoruz!
artık `damsız girilmez` tabelaları olan eğlence yerlerine `damlı` da girmeyeceğimizin bilinmesini istiyoruz.
bu bir `erkek manifestosu`dur. yüzüklerimizden başka kaybedecek bir şeyimiz yoktur! kendi kimliğimizi yeniden tanımlama, savunma ve geliştirme mücadelemizi başlatıyoruz. bundan sonra hiçbir şey eskisi olmayacak!
eylemlerimiz devam edecek !!!
nokta!
erkek bünyesi daha sağlam olduğu halde, kadınların erkeklerden ortalama 5 yıl daha fazla yaşadığı bu ülke, erkeklerin `geçim sağlama makinesi` olarak kullanıldığı, `erkek ezen` bir toplumdur. erkeklerin ortalama ömür sürelerinin de kadınlarınkine eşit olduğu bir ülke istiyoruz.
yasalar tarafından kadınların `köylü kızı emine`, erkeklerin de `potansiyel nuri alço` olarak görülüp, kadınlara yasal ayrıcalık sağlayan düzenlemelerin kaldırılmasını istiyoruz.
medyanın kadın hakları kadar, erkek hakları konusunda da `bilinçlendirici` ve `duyarlı` bir tavır içerisinde olmasını bekliyoruz.
kadının statüsü ve sorunları genel müdürlüğü gibi, `erkeğin statüsü ve sorunları genel müdürlüğü`nün de kurulmasını istiyoruz.
savaşmak, askerlik yapmak gibi `karşılıksız` ve ağır işlerin, artık kadınların da `vatan borcu ` olmasını bekliyoruz!
erkek egemen görünüp, kadın egemen yaşayan bir toplumumuz olduğunu biliyoruz. buna ilaveten bir de `light erkek egemen` bir toplumda yaşamak istemiyoruz!
artık `damsız girilmez` tabelaları olan eğlence yerlerine `damlı` da girmeyeceğimizin bilinmesini istiyoruz.
bu bir `erkek manifestosu`dur. yüzüklerimizden başka kaybedecek bir şeyimiz yoktur! kendi kimliğimizi yeniden tanımlama, savunma ve geliştirme mücadelemizi başlatıyoruz. bundan sonra hiçbir şey eskisi olmayacak!
eylemlerimiz devam edecek !!!
nokta!