estonya maçı sonrası yurda dönen milli futbolcularımıza geçmiş olsun dileklerini ileten futbol federasyonu üyelerine `şanssız günümüzdeydik` diyen futbolcularımıza fatih terim`in söylediği cümle.
maç sonrası fatih terim`in yusuf şimşek`e, halil altıntop`a ve mevlüt`e `bunları atmayacaksınız da hangi golü atacaksınız?` diyerek ayar verdiği medyaya düşmüştür.
macaristan doğumlu ingiliz yazardır, gazeteci ve eleştirmendir. aktif bir militan olarak alman komünist partisini katılmış, parti içinde çelişkiler yaşayarak partiden kopmuş ve ideolojik olarak yeniden doğmuştur.
yazar soğuk savaş döneminde sovyet rejimine karşı aktif tavır alan avrupalı aydınların başında gelmektedir.
yazar soğuk savaş döneminde sovyet rejimine karşı aktif tavır alan avrupalı aydınların başında gelmektedir.
efendim kız çocuğunun akıl ve beden sağlığına zarar vermeden gerçekleştirdiğinizde suç sayılmayan eylemdir.
insan vasıflarını taşımayan ve insaniyet namına içerisinde en ufak bir kırıntı barındırmayan, diğer insanlara acıyı, gözyaşını, umutsuzluğu ve mutsuzluğu reva gören, yüzyıllar boyunca adına nice lanet okuyan ezgiler, şiirler, romanlar yazılan, zulüm etmeyi amaç eylemişler için söylenen sözdür.
d. 19 ekim 1882, reggio di calabria - ö. 16 ağustos 1916, verona, italya ), `gelecekçilik akımı`nın kuramcısı ressam ve heykelci. ~ana britannica~
insanın içinde bir yerlerde ahlar ile sarmaladığı ve çoğunlukla yaşanmamışlıklara dair keşkeler ile bezeli ya da yaşanmasından pişman olunan anlara, anılara dair of çekişlerle kaplı olan, hep dile gelen ama her daim içe atılarak üstü kapatılmaya çalışılmış olan tüm; bilinçaltına ya da yüreğin en dibine veya beynin en kıvrımlı diliminde günışığına kapatılmış duygular, düşünceler ya da eylemsizlikler bütünüdür.
insanların kimi zaman gülerek ve kimi zaman ise gözyaşlarına boğularak yaşayıp da tattıkları ve insanın gelecek günleri için ona, bir bakıma karşılaşacağı farklı nitelikteki durumlar karşısında nasıl davranması gerektiği bilgisini katacak olandır.
evleri dekore etmek için ve özelliklede vitrinleri renklendirmek, canlı kılmak ve hoş bir görünüm kazandırmak için kullanılan aksesuar mahiyetindeki objelerdir.
bir kişiye susması yönünde yapılmış olan emir niteliğindeki direktiftir.
iki insan arasında yaşanan üstü kapalı dargınlık ya da kırgınlık hali.
bazen belirginleşir. o zaman iki insan arasında hiçbir ilişki kalmaz ve ayrılık baş gösterir.
bazen belirginleşir. o zaman iki insan arasında hiçbir ilişki kalmaz ve ayrılık baş gösterir.
duygularını göstermeyen, heyecanını dindiren, sinirini dizginleye bilen, hislerini belli etmeyen insanlar için kullanılan tabirdir.
uzun süre maruz kalındığında insanın ölümüne neden olabilecek olan, seveni yanında sevmeyeni bir hayli çok olup sıcağın tam tersi olandır.
lakabı el libertador ( ispanyolcada `kurtarıcı` ), ( d. 24 temmuz 1783, caracas - 17 aralık 1830, santa marta yakınları, kolombiya ), güney amerikalı asker ve devlet adamı `devrimci`. ana britannica
göğü kaplayan gri bulutların insanın içini kaplaması durumunda insana hakim olacak duygudur.
cana yakın, güler yüzlü, insanlarla kolay iletişim kuran ve kaynaşan, hoş sohbet insanlar için kullanılan tabirdir.
uzun süre maruz kalındığında insanı bunaltan ve karşıtı olan soğuğa hasret bırakandır.
sevimli olma durumunun karşıtı olan durumdur. insanın içinde bir gram dahi kalmış olan mutluluk ile huzuru hiç hesapsız ve ansızın yok edip de, içindeki soğukluğu ve suretindeki buz gibi donukluğu var eden insanlar için kullanılan tabirdir.
genellikle küçük çocuklar ve özde bebekler için kullanılan ama bazı durumlarda yetişkinlere de takılan, kıpır kıpır olup da gözlerinden gülücükler akan ve yüzü güleç olup da karşısındakinin de yüzüne aynı güleçliği katanlar için kullanılan tabirdir.
hissedilmesi bir ömre bedel olan, insana yaşam katan ve insanı hayata bağlayan, beklentilerin belki de en önde geleni olup da her insan için vazgeçilmez bir yaşama bağlayıcı unsur olan, kimi zaman kimileri için bulunması kolay ama çoğu zaman ise birileri için kaf dağının ardında kalan, yürekte doğan ve yine başkalarının yüreğine akarak yol bulan, yaşam kaynaklarından birisidir.
sevme eyleminin gerçekleştirilmesi ya da sevginin yaşanması ve yaşatılması için sarf edilen emir niteliğindeki sözdür.
içten geleni makbul olan ve yaşadığımız yüzyılda artık bulunması çok zor olan; bir insanın diğer bir insana, bir küçüğün büyüğüne ve bir büyüğün küçüğüne, aileye, doğaya, çevreye ve diğer canlılara, düşüncelere, fikirlere, yaşama ve benzeri çoğaltılacak her bir şeye duyulması gerekendir.
haftanın ikinci günüdür.
bir rivayete göre salı sallanırmış. kaynak ne diye soracak olursanız `salako` derim efenim salako.
bir rivayete göre salı sallanırmış. kaynak ne diye soracak olursanız `salako` derim efenim salako.
uyku esnasında bireyin ya o gün etkisinde kaldığı durumlardan ya, bilinç altına attığı düşüncelerden ya da herhangi bir nedene dayanmadan kendiliğinden beliren karmaşık, çoğu zaman çözmek için kafa yorulan ve rüya tabirlerine sarılmaya neden olan, insan beyninin uyku esnasında insana sergilediği her biri david lynch filmleri tadında oyunlardır.
çalışan insanlar için hafta sonu tatilinin bitip de yine iş stresinin, kapanan ve arap saçına döne yollar ile trafiğin, bitmek bilmez toplantıların ve tamamlanmayı bekleyen bir yığın işin akla gelmesi ile bazıları için insnı hayattan soğutan sendromdur.
haftanın ilk günüdür.
çalışanlar için ilk iş günüdür ve `pazartesi sendromu`ndan muzdarip olanların kabusudur. çalışmayanlar için ise, diğer günlerden bir farkı yoktur.
çalışanlar için ilk iş günüdür ve `pazartesi sendromu`ndan muzdarip olanların kabusudur. çalışmayanlar için ise, diğer günlerden bir farkı yoktur.