akdeniz bölgesi`nde, antalya ilinin teke yöresinde karstik kökenli göl.
lepidoptera ( pulkanatlılar ) takımının prodoxodae familyasının tegeticula cinsinden güvelerin ortak adı. ~ana britannica~
agavaceae familyasının yucca cinsini oluşturan 40 kadar bitki türünün ortak adı. ~ana britannica~
yunan mitolojisinde, tanrıça artemis`i simgeleyen tez ayaklı avcı kız. ~ana britannica~
( yunanca: astron `yıldız` ve nomos `yasa` ), gökbilim olarak da bilinen, bütün gökcisimlerinin ve evrende dağılmış olan yıldızlararası maddenin kökenini, evrimini, bileşimini, uzaklığını ve hareketini inceleyen bilim. ~ana britannica~
bireylerin, grupların ya da ulusların yazgılarını önceden haber vermek amacıyla gezegenlerin ve yıldızların dünya olayları üzerindeki etkisini yorumlama. ~ana britannica~
ağdalı sıvı ile camsı katı arasında değişen kıvamlarda, siyah ya da kahverengi, petrol benzeri madde. ~ana britannica~
eski yunan dininde, vahşi hayvanlar, av, bereket, erdemlik ve doğurganlık tanrıçası. ~ana britannica~
gülgiller ( rosaceae ) familyasının pyrus cinsinden meyve ağaçları. ~ana britannica~
geniş anlamıyla; müzikte iki ya da daha fazla sesin aynı anda tınlaması ve daha dar anlamıyla ise, batı müziğini ayırt eden gelişmiş akor sistemi ile bu akorlar arasındaki ilişkileri düzenleyen kurallar bütünü. ~ana britannica~
bir piyasadan döviz, altın, tahvil ya da menkul değerler satın alıp hemen sonra bir başka piyasada satarak, piyasalar arasındaki fiyat farklılıklarından kar elde etmeyi amaçlayan ticari işlem. ~ana britannica~
ortaçağın en önemli atış silahı. ~ana britannica~
hiçbir anlam içermeyen, söylenmiş olmak için söylendiği ya da yapılmış olmak için yapıldığı yollu bir hüküm ile önemsizleştirilen herhangi bir şey için kullanılan tabirdir.
akla yatkın bulunan, kişiye mantıklı gelen ve bir anlam içeren ifadeleri işaret eder iken kullanılan tabirdir.
( yunanca anamorphosis: `biçim değiştirme` ), görsel sanatlarda bir perspektif tekniği. ~ana britannica~
isviçreli psikiyatr carl jung`un psikanaliz yöntemini sigmund freud`unkinden ayırt etmek için kullandığı ad. ~ana britannica~
bir ya da birkaç hidrojen atomunun yerine hidrokarbon gruplarının geçmesiyle amonyaktan türeyen ve bileşiminde azot bulunan organik bileşikler grubu. ~ana britannica~
( d. 9 şubat 1885, viyana - ö. 24 aralık 1935, viyana, avusturya ), atonal türde yapıtlar veren besteci. ~ana britannica~
sözlük klişeleri`nden en bilindik olanıdır.
meali ise; bir yazar kişisi tarafından açılmış bir başlığın ilk anlamının özüne yayılmış olan anlamın, bir şekilde siyasetle, dinle, farklı insan profilleri ya da davranışları ile bezenmesi ve üstüne üstlük, söz konusu başlığın ilk anlamının bir karşıtlık oluşturacak biçimde ya da bir taraf var edecek nitelikte olması durumunda, kendisini taraf olarak gören ve açılmış olan başlığın hedef aldığı kesimin bir parçası olduğunu düşünen başka bir yazar kişisinin döşemesi kuvvetle mümkün olan bkz biçiminde verdiği anlamdır.
meali ise; bir yazar kişisi tarafından açılmış bir başlığın ilk anlamının özüne yayılmış olan anlamın, bir şekilde siyasetle, dinle, farklı insan profilleri ya da davranışları ile bezenmesi ve üstüne üstlük, söz konusu başlığın ilk anlamının bir karşıtlık oluşturacak biçimde ya da bir taraf var edecek nitelikte olması durumunda, kendisini taraf olarak gören ve açılmış olan başlığın hedef aldığı kesimin bir parçası olduğunu düşünen başka bir yazar kişisinin döşemesi kuvvetle mümkün olan bkz biçiminde verdiği anlamdır.
yükseköğretim kurulunun kısaltmasıdır. 6 kasım 1980`de kurulmuş olup her 6 kasım`da birçok öğrenci ve öğretim görevlisi yök`ü protesto gösterisinde bulunur.
edip cansever``in bir şiiri.
biliyor musun az az yaşıyorsun içimde
oysaki seninle güzel olmak var
örneğin rakı içiyoruz, içimize bir karanfil düşüyor gibi
bir ağaç işliyor tıkır tıkır yanımızda
midemdi aklımdı şu kadarcık kalıyor.
sen o karanfile eğilimlisin, alıp sana veriyorum işte
sen de bir başkasına veriyorsun daha güzel
o başkası yok mu bir yanındakine veriyor
derken karanfil elden ele.
görüyorsun ya bir sevdayı büyütüyoruz seninle
sana değiniyorum, sana ısınıyorum, bu o değil
bak nasıl, beyaza keser gibisine yedi renk
birleşiyoruz sessizce.
biliyor musun az az yaşıyorsun içimde
oysaki seninle güzel olmak var
örneğin rakı içiyoruz, içimize bir karanfil düşüyor gibi
bir ağaç işliyor tıkır tıkır yanımızda
midemdi aklımdı şu kadarcık kalıyor.
sen o karanfile eğilimlisin, alıp sana veriyorum işte
sen de bir başkasına veriyorsun daha güzel
o başkası yok mu bir yanındakine veriyor
derken karanfil elden ele.
görüyorsun ya bir sevdayı büyütüyoruz seninle
sana değiniyorum, sana ısınıyorum, bu o değil
bak nasıl, beyaza keser gibisine yedi renk
birleşiyoruz sessizce.
nevzat çelik``in bir şiiri.
bu gece de gelmediler anne
ağustosböceklerini duyuyor musun
bu gece de gelmediler anne
ağustosböceklerini duyuyor musun
tanrı'nın varlığını kabul etmekle birlikte, tanrılık vasfının yalnızca "yaratmakla sınırlı olduğunu, tanrı'nın evreni yarattıktan, insana akıl denilen yetiyi bahşettikten sonra dünyanın akışına karışmadığını, bir daha dönüp arkasına bakmadığını öne süren öğreti.
kaynak: felsefe sözlüğü
kaynak: felsefe sözlüğü
temel gerçek olarak yapı düşüncesine dayanan, yapı tasarımı üzerine kurulan, büyük ölçüde fransız felsefesi bağlamında oluşturulmuş yöntemsel yaklaşım.
kaynak: felsefe sözlüğü
yapıya etken bir rol verilip birey/özne edilgen kılınmıştır.
kaynak: felsefe sözlüğü
yapıya etken bir rol verilip birey/özne edilgen kılınmıştır.
`yapısalcılık ` sonrası kuramların metin çözümlemelerinde anlamda açılacak bir gedik ile mücadelenin örülebileceğine dair inanışların yöntemsel ifadesidir. toplumsal mücadele söylem düzeyine taşınmış olup maddi temelden uzaklaşılmıştır.