eski türkiye sözlük

sağda solda bomba patlatabilme potansiyeline sahip, eylem diye uçak düşürebilen mücahid, cihad adamı. devrim cihadın ani patlamasından başka bir şey değildir çünkü.

daha çok sol kesmin kullandığı devletin kurumlarının tasfiye edildiği hatta devrim mahkemelerinin dahi kurulduğu mini devrim denebilecek şey.

yöreye göre değişkenlik gösteren isimlere sahip kuke, kukeli saklambaç, kuka, kukalı saklambaç gibi adları olan eskiden popüler olan bir oyun. bir adet top sabit bir yere dikilir ve birisi topa vurur ve oyucuları arayan şahıs topu belirlenen yere koyar. devamında herkesin yerini tespit edip -bizde- kişinin ismini söylerek topa basar ve kuka der. eğer bir kişi kukalanmadan topa vurmayı başarabilirse ebelenen kişilerde tekrar oyuna dahil olur.

üç ideoloji karşılaştırılarak meydana çıkarılan yönlerdir. ben biraz irdeledim ve;
-üç ideolojide -izm'le bitiyor. büyük bir payda.
-üç ideolojininde savunucaları var.
-üç ideolojinin savunucuları da insan. bu çok büyük bir ortaklaşı eğilimi.
-siyasi bir kitapta üçünün ismi geçebiliyor. büyük bir ayrıcalık.

kesinlikle yazının bütününe negatif etki eden vaka. elbette bir sözlükte kimi kıstaslar, kriterler olmalıdır. ve bu kuralı sözlüğün işlerliği açısından samimi bir çaba olarak görüyorum. aklıma ilk gelen neden sözlüğün forum havasına bürünmesini engellemek için atılan bir adım olduğu yönünde. bu kurala esneklik getirilse ve yöneticilerin bu kuralın etrafında insiyatifleri olsa ve anlamlar gerige gönderilmeden önce yönetici ictihadlarından geçse eminim çok daha sağlıklı olacaktır. sıkıntı şurada doğuyor. ben altı paragraflık bir yazı kaleme almadan önce sözlük yönetiminin benden beklediği bunu ilk cümleye kişisellik katmadan tanım şekline büründürmem. ama öyle bir ayrımı ben tahayyül edemiyorum. beceremiyorum. yazının başından itibaren kişisellik almış başını gidiyor, egoizm had safhada. makaleye muadil bir yazı çıkmış ortaya. geri gönderiliyor. ilk cümle şahsi ifadelerden uzak olmalı diye. yani yazdığım yazı ilk cümleyle değerlendirilmese yazının tamamından sonra yargı süzgecinden geçirilse eminim daha iyi olur.

bu kuralın kaldırılması yönünde bir talebim yok. ama sadece bilinmesini istedim. bu kuralın yazarlar için ciddi bir anksiyete kaynağı olduğunu ve yazarların motivasyonuna negatif etki ettiğini.

mutfakta kullanılan baharatların olmazsa olurlarındandır. olmazsa olmazlarındandır. yemeğe lezzetten başka her şeyi verebilme ihtimali olan baharat.

10^168 (10 üzeri 168) basamaklı sayıları ifade etmek için kullanılan isim.

amerikan borsa endeksinin 19 ekim 1987 tarihinde yaşadığı değer kaybının denk geldiği güne yapılan yakıştırma.

'doğan görünümlü şahin' demokrasisine sahip ülkelerde hükümetlerin minareyi çalmak için uydurduğu kılıflara kılıf uydurmak için uydurulan kılıfların adı.

bu ülkede düşünce özgürlüğünün, ifade hürriyetinin, demokratikleşmeyi içselleştirebilmenin ne kadar yüksek olduğunu gösteren beyanat. herkesin insan haklarına saygılı olmasını bekleyemeyiz di mi? yoksa bu insanları tek tipleştirir. sosyalizmde olduğu gibi insanları kavak ağaçlarına benzetir. ben burda slogandan sonra liberalizmdeki özgürlüğün derinliğine hayran kalıp, liberal düzene beslediğim itikadı sağlamlaştırdım. devletin her kesime saygılı olması düsturunu görüp devletin bekası için üzerime düşen görevimi din belledim. sürekli yıpranan polislerin vahim halini görüp onlara tanınması gereken esnekliklerin aslında ne kadar yetersiz olduğunu gördüm, üzüldüm. polisin türk milletini korumada gösterdiği bu gayrete inandım. velhasıl tabiatı gereği militarizme kayan bir kurumun şanlı evlatlarının taşıdığı bu hümanizma karşısında saygıyla eğildim.

hiç yoktan günde 12 saatten fazladır.
görende sanıcak kadınlar hayatlarının bütün vakitlerini alış veriş yaparak geçiriyor, yok yani, o zaman ya ben türkiye de yaşamıyorum ya da siz.

nolur anlat, yalvarıyorum anlat manasına gelen cümle.

imkansız.

allah sonunu benzetmesin diyebileceğimiz insandır. zordur zira teoremi çürümüş, kokmuş, çöplüğe atılmış insan olmak. hayat damarlarından birisi kopmuş insandır. allah belasını versin.

semavi olmayan dinler. islamiyet, hristiyanlık, musevilik dışında kalan dinlerin tamamı.

(bkz: ilahı olmayan dinler)

yaratıcı doktrini taşımayan dinlerdir. %86 sı boştur. kalan %14 ile nereye kadar gidilir bilinmez. uyduruk bir tanrı bulunsa keşke türleri tehlike altında.

bayram ziyaretleridir. bundan dolayı bayram ziyaretleri kısacık olur.

alaturka bir tuvalette sıçmanın alameti. alaturka tuvaletin, alafranga tuvaletten üstün olduğu noktalardan birisi. sıçarken destek alınan yer çok önemlidir. sifondan destek almak var muslukan destek almak var. o yüzden kendisini zorlayacağını düşünüyorsa kişi, alaturka tuvalette musluktan destek alarak yapmalıdır sıçma eylemini.

sık kullanılan soru çözme metodu.
aşağıdakilerden hangisi uygurlar döneminden kalma halıları dokuyan fabrikadır?
a)merinos.
b)tonyukuk aş.
c)balım sultan ev eşyaları ve branda ltd.
d)aynalı tahir mahalle atölyeleri.
e)shell rafineri ve petrokimya sanayii.

a,d,e şıkları hayatta olmaz, tonyukuk ise olsa olsa göktürklüdür. kesin c.

30'dan fazla dini-müspet eserin müellifi, islam mutefekkiri.kuran surelerinin yorumlanışı, ilmi vesikalarla evrim teorisinin çürütülüşü, peygamberi anlamanın yöntemleri gibi envai çeşit konuda eserleri vardır. ateist-marksist sapık ideolojilerinin dayanaksızlığını gözler önüne serer, bir ateist ve marksistin saati dahi doğru söylemeyeceği ve bunların aslında siyonist politikalar olduğunu öğretir.

harun yahya'dan alıntı. ' kapitalizmle komunizm bir timsahın iki çenesi gibidirler. müslüman alemini yutmak için siyonist tezgahın bir eseridir'.

velhasıl mücahittir nurbaki, bir nevi cihad yapmıştır. cenazesi şeb-i aruz coşkusunda kaldırılmıştır.

3 kilometre öteden, 4 saat öncesinden rahatlıkla tanınan yazıdır. bir sözlüğe en çok zararı dokunan yazılardır bunlar. belli başlı kalıplar eşliğinde allahına kadar kişisel yazıları formata döken yazılar. ''dedirten'', '' denilesi'', ''düşündürten'', '' sorduran'', ''sorulası'' gibi kalıpları kullanarak yazıyı formata uydurmak tam bir rezilliktir. samimiyetsizliktir. en iğrenç olanı da soru başlığa cevap anlam'a takılmamak için '' cevaplanası'' şeklinde biten anlamlardır. bu anlamlar legaldir. silinmez veya bir şey denmez. ama tam bir kepazeliktir, pespayeliktir. samimi ve bir o kadar kişisel yazıp geri gönderilen yazılar yüz bin kat daha güzeldir gözümde. burada ilk ciddi eleştirimi getiriyorum sözlük için. tüm yukarıdakı kalıpları kullanmak legalken ve kaliteyi önemseyen bir sözlükte bu yazıların kaliteyi nasıl dibe çektiği en azından byo tarafından bilinirken-bilinmesi gerekirken izin verilipte içeriğinden ziyade üslubuyla, veriliş biçimiyle geri gönderilen yazıların olması düşündürücü. ayrıca 'soru başlığa cevap anlam girmek' biraz daha farklı oluyor.

liberal ekonominin nimetlerinden yararlanan bilgelerden bir tanesi. 'ferrarisini satan bilge'ye göre uzun vadeli düşündüğü söylenebilir. ortaklık kuracakları söyleniyor hayırlısı.

deniz baykal'ın enternasyonal başkan yardımcısı olmasına bakarsak böyle g.te böyle y.rak tadında bir başkan. bir nevi cihad adamı, mücahid. dinin tamamlanmasıyla mükellef kişi. enternasyonal dediğin bir nevi cihad çünkü.

*"'power'" tuşunu ayak parmağıyla değil sağ işaret parmağıyla kapatacaksın.
*tuvalete girer girmez ilk iş suyun akıp akmadığını kontrol edeceksin.
*klavye tuşları arasında organik maddeler bulunmayacak.
*monitör her daim temiz ve bakımlı olacak.
*(en önemlisi) burnunu karıştırmayacaksın. hadi karıştırdın, pc masasının ücra köşelerine sürmeyeceksin. terbiyesiz...

evde abla, anne, ev arkadaşı yoksa açlığa iyi giden besin. pratik, hızlı, karın doyuran yegane yiyecek.