sosyal medyanın körüklemesi ile maalesef virüs gibi yayılan- güzel ve anlamlı olan her şeyin içini boşaltan bir hastalık.
sembolizm akımının içerisinde yer alan şairler tarafından yazılmış olan şiir türüdür. bu akımı savunanlar şiirlerinde hayallerini son derece ön plana çıkarmış, şiirlerinde hayali ülkeler ve dünyalar kurmuş, şiire müzikal anlamlar yüklemişlerdir. bu şiir türü anlaşılmayı değil duyulmayı bekler. sanat sanat içindir yaklaşımını savunmaktadır.
(bkz: sembolist şiir)
(bkz: sembolizm)
son yıllarda popüler olmaya başlayan kavram. popüler olması son derece normal zira mesajlar artık sadece kelimeler ile değil imajlar ve imajların seçilmesi ile de veriliyor. bu konuda farkındalık oluşturarak bilinçlenmek bu devir için olmazsa olmazlar arasında yer alıyor.
- şu an üzerinde ne var?
- şu an sözlükte at koşturuyorum.
- şu an sözlükte at koşturuyorum.
(bkz: sözlükte yalnız olmak)
eskilerde kalan bir replik. artık ultrason var bebek henüz anne karnındayken çözüyorlar meseleyi. lakin şu noktaya da değinmek gerekir; nur topu gibi bir oğlunuz oldu diyebildiği gibi "kızınız oldu" da diyebilmeli insan zira o kadar erkekle dünya pek de çekilesi bir yer olmaz.
(bkz: nur topu)
ana rahmine dönme isteği gibi değişik bir his. o çocuklara bakıp "acaba büyüdükçe neler yaşayacaklar, bunların lisedeki ve üniversitedeki halleri nasıl olacak" gibi ilginç şeyler düşünür, dalar gider insan.
büyük çekişmelere sahne olan, 5-4 gibi ilginç skorlar ile sona eren, kartların havalarda uçuştuğu maçların bitiminde sıcağı sıcağına söylenen cümle.
bir olaya sonradan şahit ya da müdahil olan kişilere hadisenin giriş ve gelişme kısmını aktardıktan sonra kullanılabilecek olan kalıptır.
koca denizi geçip derede boğulmaktır. burada en çok kahrolan seyirci değil oyuncudur. uzun bir süre unutamayacağı bir anı yaşamıştır zira.
bir forvet oyuncusu için futbolun en heyecanlı anıdır. kaleci ile karşı karşıya kalmak için kendini defansa unutturmak, ofsayta düşmemek ve top takım arkadaşının ayağından pas olarak çıktıktan sonra seri davranmak, topu öldürmemek gerekir.
kaleciyi avlamaktır. özellikle uzaktan aşırtma gol atmak için tabiri caiz ise tilki gibi uyanık olmak gerekir. çoğunlukla orta saha oyuncularının yaptığı iştir. bu tür goller kalecinin hatası gibi bilinse de golü atanın ustalığı sonuçta belirleyici olandır.
aşırtma gol atmaktan farklı olarak ceza sahası içerisinde kaleci ile karşı karşıya kalmak sonucunda aldatma hareketi ile kaleciyi yatırdıktan sonra topu ağlar ile buluşturmaktır. futbolda seyretmesi en çok zevk veren goller arasındadır.
penaltıyı kullanan kişinin teknik bir oyuncu olmasının sonucu. bunu yapayım derken topu auta atan da az değil.
ayrıca; (bkz: topu kalecinin üzerinden ağlara göndermek)
ayrıca; (bkz: topu kalecinin üzerinden ağlara göndermek)
(bkz: yumurtanın kapıya dayanması)
sağlıksız bir iletişimin içinde olmaktır. aynı havayı teneffüs etmeden, aynı psikolojiyi yaşamadan sürdürülen münasebetler gerçekle alakalı olmayan beklentilere sürükler. bir gün gerçekler ile yüzleşince "hayal ettiğim gibi olmadı" denilmesi de bu yüzdendir. uzun bir süre gerçeğini yaşamadan hayalini kurduktan sonra gerçek ile yüzleşince sonuç çoğunlukla hüsran olur.
bir işe yaramayacaktır. memlekette çok fazla meraklı insan olduğu için o aparatı çoğunlukla iş olsun, görüntü olsun diye takıyorlar. tabi siz yine de bu bilgiye güvenip de çekmeyin, başınıza iş alabilirsiniz.
emekli olma sendromu ile gelen emekliliğe alışamamak halidir. yıllardır açıp tek kitap okumayan, kendini bir gıdım geliştirmeden aldığı maaşa yaslanan bünyenin emekli olduktan sonra krize girmesinden, boşluktan ona buna sataşmasından daha doğal ne olabilir? gençlik geçmez sanıyoruz ya, öyle bir geçer ki...