halkta karşılığı;
(bkz: yağmur)
ankara'ya deniz getireceğim vaadinin gerçekleştiğini bildiren cümledir.
metrekareye 3 başkan 2 de reis düşen kamu binalarında sıkça duyulabilecek olan vurgudur. başkanım iyi günler, başkanım bir maruzatımız vardı, aşağı başkanım, yukarı başkanım ana herkes başkan.
özellikle ilk gençlik yıllarında okunmuşlarsa bir ömür boyunca insan ile beraber yaşayan cümlelerdir. karakteri, hayata bakışı ve ileriki yılları büyük oranda etkiler.
dini inanışlara göre farklı boyutlarda yaşayan, insanları görebilen ancak insanlar tarafından görülemeyen varlıklar.
google'a reklam veren arkadaşlar tarafından çözülen sorun. düşünün işte, adamın cinleri var ama gel gör ki işlerini google'a reklam vererek yürütüyor.
(bkz: cinci hoca medyum büyücü tayfasının google'a reklam vermesi)
(bkz: cinci hoca medyum büyücü tayfasının google'a reklam vermesi)
bir profesör tarafından yazılmış olması hayretler verici olan makaledir. bunları yazması için profesör olmasına gerek olmadığı kanaatindeyim. açsın bir dükkan çıkarsın cinleri. devlet de boşu boşuna profesör maaşı ödememiş olur.
genel manada rahatsızlık vermek, psikolojik ya da fiziki olarak yaşamı gasp etmek anlamına gelen kelime. ifade özgürlüğünün önündeki en büyük engeldir.
1963 yılında ankara'da doğmuş olan tiyatro ve sinema oyuncusu. keyifli filmler ile hatırlanmaktadır.
adından da anlaşılacağı üzere yerin altından akan nehirlerdir. kuyu vurup da yerüstüne çıkarılan sular (hareketsiz birikinti değilse) çoğunlukla bu kaynaklardan çekilir. dünya üzerinde uzunluğu 200 kilometreyi aşan yeraltı nehirleri bulunmaktadır.
şelaleden ziyade yeraltı nehridir. yerin altından vagonlar yerine akar. aklımın iplerini saldım.
saçma bir söylemdir. yahu bari adını değiştirseydin. marmara bak, adı üzerinde.
eskişehir gibi iki tarafın da deplasmanda olduğu mekanlarda sürekli tartışılan soru. istanbul'dan gelen istanbul'u, ankara'dan gelen de ankara'yı över durur. istanbul fanatiği ankara'da deniz yok diyerek 1-0 öne geçer, ankara fanatiği çoğunlukla savunmadadır. bir bitmediniz vesselam.
ankara mı istanbul mu tartışmasının kilit cümlelerinden biridir. ankara'yı savunan hemen atlar "yahu deniz dediğin nedir atla uçağa 1 saate izmir'desin" diye. kaç nesil geçti bu tartışma bitmedi.
kavunu bile yoklayarak satın alan kimi insanların karşı çıktığı olgudur. hemen aklınız kötüye çalışmasın, yoklamaktan bahsetmiyorum, yoklamamaktan da bahsetmiyorum, "kavunu bir akşamlığına eşinizi bir ömürlüğüne alıyorsunuz" diyorum. gerisini nasıl isterseniz öyle anlayın, hayatınızdaki boşlukları aklı başında kararlar ile doldurun. sonra canınız çok yanar.
en temiz akıldır. yalan bilmez, kötüye çalışmaz. bozulmamıştır ve bu yüzden hayal gücü yüksektir.
ha bir de bunun çocuk kalbi var.
ha bir de bunun çocuk kalbi var.
(bkz: çocuk işte)
bir çocuk tarafından sorulmuş ise tesir eden tüm yetişkinlerin ambulansla hastaneye kaldırılmasını meşru kılan soru. küçücük beyinlere zerk ettiğiniz kafalarınız batsın. topaç, bilye, uçurtma hayal etmesi gereken çocukların aklını bozmuşsunuz.
fıtratında ölüm olmayan işlerin olabileceğini düşünmeye neden olan söz. hem çalışıp hem ölmediğimiz için şükredecek durumlara düşmüşüz. ileri demokrasilerde o da bir gelişme tabi.
son derece talihsiz bir açıklama ve zihin yapısı. yahu her canlının fıtratında ölmek var. e ama adama demezler mi o halde devlet niye var? yaşatmak için değil mi?
suriye'li ya da herhangi bir memleketin insanı olması bir şeyi değiştirmemektedir ama bomba taşıması çok şeyi değiştirebilir.
amerika birleşik devletleri'nin temelini atan topluluk.
tüm amerika kıtasının, oradan da tüm dünyanın kaderini etkileyen savaşın kutlamalarıdır. puebla savaşı kazanılmasaydı bugün orta, güney ve hatta kuzey amerika'da fransız ağırlığı hissedilecek, belki de amerika birleşik devletleri diye bir devlet olmayacaktı. bu sebeple abd'de de kutlanılır.