kim jong un'un cebinin yine kendisinin cebinde olmasını anlatan söz.
(bkz: espri yaptı bal kabağı)
tam olarak müge anlı'lık mevzudur. bu meselede eksik olan tek şey kendisi gibi gözükmektedir.
aslında olmayan, sırf küresel sistem yürüsün diye var gibi gösterilen bir olgudur. insanlar bir şeylere itiraz ettiğinde "bak ama biz sizi de düşünmüştük" demek için öylece duran tabeladır.
öz hakikiye doğru gidebilecek olan tanımlamadır.
içinde küfür olmayan ancak küfür etkisi yaratan nadide sözlerden biridir.
son zamanlarda sosyal medyada sıkça karşılaşan caps cümlesi. ege şivesinin izdüşümü olmakla birlikte kedilerden ne istedikleri merak edilmektedir.
- bi biskrem vermesem?
- dövüşmen guzum.
- dövüşmen guzum.
sakızın kalori yakımına yardımcı olduğuna inanan kimi insanların yaptıkları iş. kimileri de sakız çiğnemenin iştahı kapattığına inandıkları için bu yolu tercih ediyorlar. bana pek inandırıcı gelmedi. boğaza sahip çıkmak daha inandırıcı bir çözüm bence. sabahtan akşama kadar göm ekmeği, günde 10 bardak şekerli çay iç sonra da kilo vermek için sakız çiğne.
aynı anda iki işi doğru dürüst yapamayan insanları tarif ederken yapılan tanımlama. her işi yüzüne gözüne bulaştıran insanlardan bahsederken bu örnek verilir.
doğruluğu var mıdır yok mudur bilinmemekle birlikte kimi insanların yürümeye ritim kazandırdığına inanarak bilhassa alışkanlık haline getirdikleri iş. kimileri de bunun kilo vermeye katkıda bulunduğunu savunuyor. kilo vermek için sakız çiğneyene kadar o baklavaları gömmesen daha iyi edersin bence.
(bkz: kilo vermek için sakız çiğnemek)
ha bir de şu var;
(bkz: yürürken sakız çiğneyememek)
(bkz: kilo vermek için sakız çiğnemek)
ha bir de şu var;
(bkz: yürürken sakız çiğneyememek)
başkalarının evinde işler nasıl oldu bu bilinmemekle birlikte küçükken anneden çokça duyulan bir kalıptı. "off, sana laf yetiştireyim derken sütü taşırdım", "sana laf yetiştireyim derken şöyle böyle yaptım"... bir de üstüne terlik yersin mis gibi.
iki insan birlikte mutfak işi yaparken yaşanan küçük kazanın sonucunda canı yanan kişinin diğerine çatmak için söylediği cümle. olayı abartıp "sana laf yetiştireyim derken" kalıplı cümleler de kurulabilmektedir. ne yani, yürürken sakız çiğnemek diye bir şey duymadın mı?
bir de şu var;
(bkz: yürürken sakız çiğneyememek)
bir de şu var;
(bkz: yürürken sakız çiğneyememek)
yemek eş ile birlikte yapılıyorsa ufak çapta tartışmaya neden olabilecek olan hadisedir. yok sen ıslak koydun, ben sana dememiş miydim onları öyle koyma diye, senin yüzünden elim yandı...
vakti zamanında bir ermeni kızına aşık olan gencin hikayesidir. aralarında ırksal ve dinsel bir ayrılık vardır. sonuç olarak genç sevdiğine kavuşamamış, verem illeti yüzünden ölmüştür.
kavanozun havasını almakla sonuçlanacak olan sıkıntı. e tamam onu siz de biliyorsunuz, dedeniz de biliyor ama e madem neden en baştan iyice sıkıştırmıyorsunuz şu kavanozları? canınız dayak mı istiyor?
pek çok insana dedesinden ya da babasından arsa ve tarla kalan bu topraklarda, insan sivri zekasının üzerine hızla artan nüfus faktörü eklendiğinde kaçınılmaz olarak gerçekleşen söz. bu topraklarda her er kişi ömründe en az 1 kez bir gecekondu yıkıp yerine 3-5 katlı apartman dikme hayali kurmuş, bu hayali kuranların bir kısmı hayallerini gerçeğe dönüştürmüştür.
(bkz: her türk müteahhit doğar)
türkiye'de denize kıyısı olan tüm büyük şehirler için geçerliliği olan cümle. herkes birden denize yakın olmak isteyince ortaya böyle bir manzara çıkıyor.
kesinlikle dövmeyecek olan kişinin sözüdür. bu gibi durumlarda bu sözü söylemenin manası yoktur. başına gelince gereğini yaparsın, başına gelmemişse de pişmiş aşa su katmazsın.
ekonomik koşullar yüzünden bir of çekildiğinde haklılık payı %100'e ulaşan tespit. bu şartlar altında o çekilen nefesin derinliği ekonomiyi alt üst eden "siyasi iktidar"ın "sonuç"ları oluyor. aslında hiçbir şey gökten inmiyor.
uzaktan bakılınca pollyanna'nın kapitalizme bakış açısı olarak değerlendirilebilecek, içinden geçilen dönemde ise koca bir toplumun aklına nüfuz etmiş olan düşünce kalıbı. son birkaç gündür ise "sabahtan pahalı akşamdan ucuz" formatına evrilmeye başlamıştır.
"ben milletvekili oğluyum", "kocam savcı" gibi cümleler ile başlayan replik. mahkemede de "ben öyle bir şey demedim" der ve konu kapanır.
halen bu şekilde olmaması gereken replik. 20 lira falan olmuştur o.
(bkz: türkiye sözlük eski zamanlar fiyat listesi)
(bkz: türkiye sözlük eski zamanlar fiyat listesi)