22 adet büyük, 56 adet küçük karttan oluşan kartlar ile kehanet ve fal amaçlı bakılan, tarihi ortaçağ'a dayanan uygulama.
çoğu yerde uğursuz olarak kabul edilen sayı. tarotta 13. kart ölüm kartıdır mesela.
aklına bir şeyler gelen sözlük yazarı "dur ben bari bunu sözlüğe yazayım" diyerek yaptığı işi tanımlamak için kurduğu cümledir.
köpek görüldüğünde oturursak ısırmaz sözüne karşı yapılan bir karikatürde geçen cümle. iki kişi yolda yürürken bir köpekle karşılaşıyor ve biri diğerine "oturursak ısırmaz" diyor. arkadan bir başka köpek de "o ısırmaz ama ben ısırırım" diyor.
(bkz: bir yerden aklıma geldi yazayım dedim)
(bkz: bir yerden aklıma geldi yazayım dedim)
(bkz: o ısırmaz ama ben ısırırım)
(bkz: tuhaf)
(bkz: ilginç)
haber bültenlerinde sıkça kullanılan söz öbeği. falanca bir olayın gerçekleşmesine az bir zaman kala bu kalıp kullanılır "büyük buluşma için geri sayım başladı", "çeyrek asırlık buluşma için geri sayım başladı" gibi.
(bkz: geri sayım başladı)
film ve dizilerde sürekli olarak işlenen klişedir. aynı iş yerinde çalışmakta olan bir erkek ile bir kadın erkek bir tarafın ukalalığı nedeniyle kavga etmeye başlar. sonra o kavgalar gece yatağa girildiğinde tavana bakarak düşünmeye neden olur. etraftan bir iki iş arkadaşı salça olur ve sonra lüks bir rezidansın çatı katında öpüşürler. yahu sıkılmadınız mı bu temayı istisnasız her yaz millete kakalamaktan?
kalabalık tarafından söylendiğinde yoğun bir uğultuya neden olan kelime.
bir işi doğru dürüst hakkıyla yapmak varken tembellikten ya da daha az masraflı olsun diye önüne arkasına bakmadan, daha sonra olacakları hesaplamadan en kestirme yoldan yapmaktır.
(bkz: kanalizasyonu denize akıtmak)
(bkz: kanalizasyonu denize akıtmak)
işin kolayına kaçmak, çevre ve halk sağlığını hiçe saymak, geleceği yok etmektir. yok efendim arıtılıyormuş da öyle denize dökülüyormuş. madem arıttığını iddia ediyorsun o zaman dökme, değerlendir, park bahçelerde çiçekleri sulamak için kullan. insanlık olarak denizlerin ph dengesinin içine ettik, koca marmara denizi'ni yaşanmaz hale getirdik, hala daha aynı bahanelerin arkasına saklanmaktan vazgeçmiyoruz.
(bkz: kanalizasyonu denize akıtmak)
bir umut olduğunun, yapılabilecek işler olduğunun, hayatın devam ettiğinin, güzel bakmak ve güzel görmek gerektiğinin idrakine varmaktır.
sınav stresinden kaçmak ve rahatlamak için sığınılan yanıltıcı bir histir. oysa başarılı olmak için en sevilen dersi en az, en nefret edilen dersi de en çok çalışmak gerekir. insan kendini bu hisse alıştırdıkça en sevdiği derste daha başarılı ama sevmediği derste de daha başarısız olmaktadır.
(bkz: ben kendimden biliyorum)
(bkz: ben kendimden biliyorum)
sürekli olarak ben kendimden biliyorum kişilere verilebilecek olan güzel bir cevap. bu kadar da kendinden bilme arkadaşım. bu dünyada sadece sen yoksun, bak işte kediler köpekler börtüler böcekler de var.
(bkz: ben kedimden biliyorum)
turkuaz'ın hem maviye hem de yeşile çalan bir renk olmasından kaynaklanan sorudur. birçok tanımda "yeşile çalan açık mavi" olarak geçmektedir ama kimse "maviye çalan açık yeşil" dememektedir. mavi ile yeşil arasındaki her rengi turkuaz olarak tanımlayacaksak yeşile daha yakın olan turkuaz'a da mı mavi diyeceğiz?
(bkz: turkuaz mavi mi yeşil mi)
(bkz: turkuaz)
komik olduğunu düşünerek aynı espriyi sabah akşam, bıkmadan usanmadan defalarca yapmak ama asla vazgeçmemek, üstüne basa basa gıcık vermektir. bir de bunu gıcık verdiğini fark edince daha bir zevk alarak icra eden dayaklık tipler mevcuttur. selamı sabahı kesmek, esenliğe ve ferahlığa kavuşmak elzem bir hal alır.