argoda davet edilmediği yere gelen kişi anlamına gelen kelime grubu.
yapabileceği kadarını yapıp gerisinin gökten vahiy olarak inmeyeceğini bilen mantıklı insan işidir. değilse kopya çekebilecek bir pozisyonda değildir.
1798 ile 1857 yılları arasında yaşamış olan fransız sosyolog. aynı zamanda matematik bilimci. sosyolojinin babası olarak ün yapmıştır.
eşi komşuya giden babayı çileden çıkaran soru.
kime göre neye göre durumudur. burada temel ölçü kişinin kendi odasında aradığını şak diye bulup bulamaması olmalı. bulabiliyorsa dağınık değildir, bulamıyorsa dağınıktır. kiminin düzeni kimi için düzensizlik olabilir. göreceli yani.
niğbolu savaşı'ından sonra abbasi halifesinin yıldırım beyazıt'a verdiği unvan.
21. yüzyılın sosyal vebasıdır. bu sahte hoşgörüyü pek çok iş yerinde görmek mümkündür. herkesin birbirine beyli hanımlı konuşup birbirinin kuyusunu kazdığı ortamlar işte bunlar; etrafımız bunlar ile sarıldı.
hayal meyal hatırlanan, almanya'nın 1-0 kazandığı karşılaşmadır.
(bkz: aynı bokun laciverdi)
çok samimi olduğu kişilerin kanun dışı iş yaptığına tanık olan kişi cümlesi. vazgeçirmeye çalışır, en sonunda çaresizce bu cümleyi söyler.
cevabı "hem deniz hem göl" olarak verilebilecek olan sorunsal.
teknik olarak göldür lakin dünyadaki pek çok denizden daha zengin bir ekosisteminin olması hazar'ı aynı zamanda deniz yapar.
teknik olarak göldür lakin dünyadaki pek çok denizden daha zengin bir ekosisteminin olması hazar'ı aynı zamanda deniz yapar.
karşıdaki kişinin anlatılanları dinleyip dinlemediğini test etmek için söylenen cümle.
türkiye'de akdeniz, ege ve güney marmara'da görülen iklim tipidir. yazları sıcak ve kurak kışları soğuk ve yağışlı olarak tanımlanabilir. dünya üzerinde günay afrika, avustralya'nın batı kıyıları, güney amerika ve kaliforniya bölgelerinde de bu iklimin karakteristik özelliklerine rastlamak mümkündür. belirleyici faktörler enlem ve denizelliktir.
yaşamla yoğrulmuş bilginin azlığına neden olan korkunç bir yanlışlıklar silsilesidir. kurulu sistem araştıran, sorgulayan, bilginin peşine düşen, her şeyi didik didik eden bir gençlik istemiyor lakin bununla birlikte kendi meşruiyetini kaybetmemek için bilgiyi de tam anlamı ile reddedemiyor. bu durumda ortaya yavan bilginin öğretildiği bir abukluk peydah oluyor.
(bkz: papağan gibi ezberlemek)
(bkz: papağan gibi ezberlemek)
coğrafya derslerinde akdeniz iklimini anlatmak için söylenen cümlelerden biri. bu cümlelerin çoğu öğretici olsa da yüzeysel kalıyor.
(bkz: eğitim sisteminin kuru bilgiye dayalı olması)
(bkz: eğitim sisteminin kuru bilgiye dayalı olması)
karasal iklimi tanımlayan genel cümle.
akdeniz iklimi için; (bkz: yazları sıcak ve kurak kışları ılık ve yağışlı)
akdeniz iklimi için; (bkz: yazları sıcak ve kurak kışları ılık ve yağışlı)
ingilizlerin bardaktan boşanırcasına yağan yağmuru anlatmak için kullanılan deyim. deyimin kaynağı tam olarak bilinmemekle birlikte yağmurdan korunmak için saçakların altına sığınan kedi ve köpekleri tanımlamak için kullanıldığı düşünülmektedir.
(bkz: raining cats and dogs)
yetkili bir şahıs tarafından duyurulan resmi beyan.
küçük çocukların itiş akış yaptıkları eğlence. bir tane çocuk yolda gördüğü boş kola kutusu ile şut çekmek olayına girişir ve bu girişimin sonu çocuklar arasında ilginç bir rekabete dönüşür. herkes o kola kutusuna vurmaya çalışır. çocuklardan biri oyunun kurallarını çizer ve böylece bu girişim saçma sapan bir maç halini alır. çok sürmez. birkaç dakika içinde "biz ne yapıyoruz böyle" kafasına eren çocuklar kahkaha atarak olay mahallini terk eder.
çocukluğun en güzel eğlencelerinden biri. bir grup çocuk yolda yürürken bir boş kola kutusu fark edilir. çocuklardan biri kola kutusuna gelişine vurur. sonra diğer çocuk da vurur. derken olaylar boş kola kutusu ile maç yapmak halini alır.
bütün gece horladığı söylenen kişinin verdiği cevap. bu memlekette kimse horlamayı kendine yakıştıramıyor nedense. ben horlamıyorum, sen horlamıyorsun, o horlamıyor. öyleyse kim horluyor lan bu memlekette?
sabah olduğunda "senin yüzünden uyuyamadım" şeklinde başlayan kavga.
- neden uyuyamadın?
- çünkü sabaha kadar horladın.
- ben horlamam.
- yalan mı söylüyorum ben?
- kendi geç uyanmanın suçunu bana atıyorsun.
- kameraya çekip izleteceğim sana. görürsün sen.
- neden uyuyamadın?
- çünkü sabaha kadar horladın.
- ben horlamam.
- yalan mı söylüyorum ben?
- kendi geç uyanmanın suçunu bana atıyorsun.
- kameraya çekip izleteceğim sana. görürsün sen.