türk televizyonlarında az yaşanacak türden bir olayın gerçekleşmesidir. 2017 yılında habertürk'te veyis ateş'in sunduğu programda deve sidiği içmenin yararlı olduğunu savunan öğretim üyesi ebubekir sifil'e bir kavanoz deve idrarı ikram edilmiş ancak ebubekir hoca ancak damızlık develerin idrarının içilebileceğini öne sürerek idrarı içmemiştir. şakaysa hiç komik değil gerçekse çok komik.
ülkeyi yönetenler söylediğinde çok komik olan cümlelerden biri. ulan sanki medyayı ben kontrol ediyorum...
- basın özgürlüğü bir ülkenin gururudur.
- aman efendim öyle demeyin sanki biz gurursuzmuşuz gibi.
- basın özgür değil mi ülkemizde?
- aman efendim ben onu demek istemedim bakın ben bile terlemeden kendimi ifade edebiliyorum karşınızda hem de korkmadan, çekinmeden.
- oğlum sen neyi kast ediyorsun lan?
- aman efendim öyle demeyin sanki biz gurursuzmuşuz gibi.
- basın özgür değil mi ülkemizde?
- aman efendim ben onu demek istemedim bakın ben bile terlemeden kendimi ifade edebiliyorum karşınızda hem de korkmadan, çekinmeden.
- oğlum sen neyi kast ediyorsun lan?
(bkz: hanginiz kara murat)
çankaya ilçesinde noter memuru olan arkadaşları tenzih ederek, vakti zamanında önüne gelen her yasayı düşünmeden onayladığı için abdullah gül'e takılmış olan lakaptır.
(bkz: çankaya noteri)
keşke gerçek olsa temennisini hak eden ifade. dolusundan ne fayda görüyoruz ki?
iztuzu kumsalını kurtarma platformu'nun haklı olarak karşı çıktığı uygulamadır. o kadar kayalık, ipe sapa gelmez yer varken neden iztuzu plajı?
deniz kaplumbağası hastanesi gibi saçma bir bahane ile çökülmeye çalışılan yer. saçma olan deniz canlıları için hastane açılması değil seçilen yer. katı atık yönetimi ile ilgili yüzlerce uygun yer varken neden bu plajı şirin gözükerek "hayvan hastanesi açıyoruz, bir çevreciyiz" ayağından betonarmeye dönüştürüyorsunuz? dahası hastanenin projelendiği alan nesli tükenmekte olan ve bu açıdan durumu kaplumbağadan daha kritik olan likya karasemenderinin yaşam alanı.
plajlar yasalar gereği halkın olmasına rağmen bir şekilde araya hatırlı adam koyarak oraları zapt eden, sorduğunuzda da "buraların temizliği ile biz ilgileniyoruz, biz olmazsak buraları bok götürür" gibi abuk sabuk cevaplar veren, cüzdanınız şişkin, arabanız fiyakalı değilse sizi kibarca(!) "içeride yer yok" diyerekten geri çeviren, içeriye dışarıdan bir damla su sokmanıza izin vermeyen, içeride de fiyatları ile söğüşleyen işletmelerin genel adı. neden mi mafya? oraları işletmek, oralarda tutunmak kolay mı sanıyorsunuz? canınız çok isterse ihalesine girin, paranızla ihalesini kazansanız bile etrafınızda "buralarda seni barındırmayız" diyen silahlı tipleri kendiniz görün. ondan sonra anlarsınız serbest piyasa mı gücü yeten yetene mi...
gezegende sudan sonra en çok tüketilen madde olan kum üzerinde hakim olabilmek için kurulan mafyaların genel adıdır. kum deyip geçmeyin, bu iş ile uğraşan mafyalar oldukça güçlüdür. özellikle hindistan, fas ve endonezya'da kıran kırana kum savaşları yaşanmaktadır. türkiye'de de maalesef bu işin peşinde olan ve doğaya zarar veren gözü dönmüşler vardır.
gazeteci, siyasetçi ve yazar. 1942 doğumlu ve trabzonludur.
gerçek anlamda insan sağlığı için son derece önemli bir unsurdur. bu sebeple bebekleri doğru pozisyonda yatırmak gerekir.
yaşanmakta olan olayın artık önüne geçilemeyeceği üzerine söylenmiş olan söz.
artık bocalamadan öte ateş bacayı sarmış halinin yaşanmasıdır. az önce tv'ye bir göz atayım dedim bir de ne göreyim dolar 10 tl'yi zorluyor.
geçmişte bazı anneler yapmadığı için dünyanın çok çektiği iş.
italyan müzik aletleri ustası. 1644 ile 1737 yılları arasında yaşamıştır. hayatı boyunca çoğu keman olmak üzere 1000'i aşkın müzik aleti yapmıştır. ölümünden sonra çocukları işini sürdürse de asla kendi yaptıkları kadar kaliteli olmamışlardır.
müzik eğitimi derslerinde öğretilen unsurlardan biri.
düşük frekanslı sesler.
sosyal medyada sıkça kullanılan kalıp cümlelerden biri. yani diyor ki "ben şöyle havalıyım, ben böyle erişilmezim, ben zengin koca arıyorum ya da kadınları iplemiyorum" dedi ve makarnasına bim'den aldığı ketçabı basıp yedi.