hava soğuksa insanı hayattan bezdirebilecek, güzel bir yaz akşamıysa "biz böyle iyiyiz" şeklinde yorumlanabilecek olan tesadüf.
bir de şu var;
(bkz: asansördeyken elektriklerin kesilmesi)
askerliğin neresinde denildiğine göre anlamı derinleşebilecek olan hadisedir. sabah içtiması ise sıçtınız zira askerliğin en disiplinli anlarından biri sabah içtimasıdır. öğle içtiması, akşam içtiması ve yat içtiması günün yorgunluğu ile birlikte bu içtimaya göre dava gevşek bir hava sunar. ne bileyim, sabah sabah karşımda duran yarbayı hatırladım da cidden çok yaşatırlar adamı ballandıra ballandıra anlatırsın sonra.
hala kaldı mı bilinmemekle birlikte zamane çocukluğunun en tatlı şekeri idi.
hadise'nin neredesin aşkım şarkısında yer alan ve bir dönem ve belki hatta hala daha türkiye'yi etkisi altında bırakan dizeler. ulan bir kişiye neredesin diye mesaj atardık karşılık olarak bu cevap gelirdi.
bağışıklık yaratan durumdur. bir gün rüzgar bize de döner elbet.
her zaman hafızalarda kalacak olan, uzaydan gelmişçesine duran, astronot ayakkabısı gibi olan ayakkabıdır. o dönemde uzay büyük merak uyandırıyordu. belki bununla alakası olabilir.
(bkz: türkiye futbol federasyonu)
büyük mobilya firmalarının milleti sövüşlemek için ürettikleri, hepsinin hakkını yememek lazım ama, çoğu ortopedik olmaktan uzak yataklardır. ortopedik deyince üzerine 1000 tl fark koymakla ortopedik olmuyor o yatak. alırken iyi araştırmalı, işi bilenlerine sormakta fayda vardır. yoksa sadece 1000 tl fark ödediğiniz ile kalıp belinizin ve sırtınızın ağrısını hissetmeye devam edersiniz.
beli hassas olan kişilerin sert yerde yatması gerekirken yumuşak yerde yatmak yüzünden oluşan bel ağrısıdır.
(bkz: ortopedik yatak)
(bkz: ortopedik yatak)
soğuklar ile birlilkte artan ağrıdır.
küçükken için ekmek parçaları atılarak yiyilen yiyecek. ne zevkli gelirdi o zaman.
içinde basketbol, hentbol ve voleybol gibi spor karşılaşmalarının oynanacağı bir alan olan salon. eskiden daha çok vardı sanki bunlardan.
bir türlü gelmeyen uyanıştır.
hala daha devam eden modayı temsil eden şemsiyelerdir.
kimi yerlerde 10d bile yazan ancak abartılan olgu. 10 boyut ne yahu insafsızlar?
ilkokul önlerinde satılan, her küçük çocuğun rüyası olan, oysa sadece şeker ve boyadan ibaret olan zararlımsı.
bir şehri yukarıdan görmek için en güzel eğlencelerden biri.
erkeğin bilinçaltını oluşturan hediye. "bu ayıyı seven beni hayli hayli sever" demek istiyor herhalde.
insanın çok çalışarak, kendini kapitalizme adayarak bir yerlere varabileceğini öğütleyen rüya. işin ironik kısmı bu rüyaya kapılanların çoğu amerikalılardan ziyade göçmenlerin oluşudur. göçmenlerin istedikleri de budur zaten, ülkelerinde bulamadıkları. çift anahtar ülküsünün tanımıdır bu, tansu çiller de kullanmıştı, herkesin bir evi ve arabası olacak.
(bkz: amerikan rüyası)
herkesin yapamadığı meze.
çocuğunun 1 dilimle asla yetinmeyeceğini bilen anne sözü.
kimi insanların tipini yılan yumurtasına benzeterek tiksindikleri yumurta.
5 ve 10 kuruşun değerinin tamamen tükendiği bu devirde bu paraları kullanabilmek ya da cüzdandan uzak tutabilmek için herkesin bir şekilde giriştiği çare. şöyle bir düşünün. cüzdanınıza giren bir 5 kuruşun çıkma süresi mi daha kısa yoksa 1 tl'nin mi? böyle bir şeyi denemiyorsanız bir süre sonra cüzdanınızın 5 ve 10 kuruşlar tarafından istila edildiğine şahit olursunuz. şimdilik tek çare bu gibi gözüküyor. elden geldiğince erken postalamak adeta takıntım oldu.