kimsenin çok fazla umursamadığı haktır.
çocukluğu 80'lerde geçen bir kişi için ölümü kabullenme yolunda atılan ilk adımdı. adile teyze ölemezdi, o nasıl ölürdü ama bak öldü işte.
hayatı felç eden yağış türü. karın yine insafı var. bu yağış hem kayganlaştırıyor, hem görüş mesafesini kısaltıyor hem de ıslatıyor.
öğrenci iken keşfedilen lezzet dünyası. tabi esnaf lokantalarını da ikiye ayırmak mümkün; işini çok iyi yapan ve yapmayan olarak. işini iyi yapan bir yer bulunca bırakmamak gerekir.
(bkz: yetmez ama evet)
çok fazla şey isteyen kişiye söylenen cümledir.
kutuplardaki buzulların erimesi ile daha da kızışacağa benzeyen paylaşım savaşı.
tutmamış olan deneydir. baştan da tutmayacağı belliydi zaten.
(bkz: olmayacak duaya amin demek)
(bkz: olmayacak duaya amin demek)
aç gözlü olmak ve egonun aşırı kabarık olması sonucunda hırslanan insanın türlü felaketleri başına sarması durumu. bu tip kişilerin işlerinin yolunda gittiği görülmemiştir.
(bkz: azla yetinmeyi bilmemek)
sabah programlarının başlangıç cümlesi.
"paran varsa bunu sağda solda çok dillendirme" demeye getiren söz.
türkiye'de çok zor olan kucaklaşma şeklidir. ne yazık ki sünni - alevi, türk - kürt, muhafazakar - laik gibi pek çok kamplaşmanın içinde bulunmaktayız. bırak onu, insanların fenerbahçe galatasaray için bile bıçaklama eylemlerine girişebildiği kabus gibi bir yapımız var. ne yazık ki tipik ortadoğulu hastalığı bu ve batılılar bu hastalığı kaşıyarak huzur vermemeyi de çok iyi beceriyor bizlere afganistan, ırak, libya ve suriye'de olduğu gibi. fark edemediğimiz yalın gerçek şu ki: birbirimizden farklı olsak bile hepimiz aynı ailenin çocuklarıyız. bu gerçeği anladığımızda epey bir yol alacağız ama o günlere maalesef çok var.
yoğun olarak solunduğunda sağlık sorunlarına yol açabilen bir tür mantar.
hayatınızda yer alan insanların kalitesini ortaya koyan söz.
her şeyin birbirine sarması, türlü türlü sorunların peş peşe gelmesi, çözüm ararken daha da çözümsüzlüğe bulaşma durumu.
(bkz: işlerin boka sarması)
türkiye'de karşılığı olmayan cümle. bildiğin lafla yürüyor lan.
iltifat eden kişiye karşı altta kalmamak için söylenen ancak gerçeklik payı olan cümle. bir insan bir başka insanda bir güzellik görebilmişse kendinde de aynı güzellik olabildiği içindir.
(bkz: o senin güzelliğin)
"sizi şöyle alalım" diyen garsona ya da iş yerinde odanızı değiştirmek isteyen müdüre söylenen cümle. bazen köy dolmuşlarında da söylemek durumunda kalıyorsunuz. hayat ne acayip lan, birileri sürekli yerinizi değiştirmek için kasıyor.
harika bir pazarlama stratejisi. insan bunu görünce "ben de bineceğim" diyor.
asansör bir jenaratöre bağlı değilse üstüne telefon da çekmiyorsa, yetmedi, kampanya dahilinde size bir de kapalı alan fobisi hediye edilmişse panik ataklardan panik ataklara sürükleyebilecek türden bir talihsizlik. karanlık bir ortamda her tıkırtı duyulduğunda bağırıp çağırmak gibisi yok.