ağlamakta olan bir kişiyi sinir edip daha fazla ağlamasına neden olan söz. yalnız bilim insanları bu sözün doğru olduğu üzerine tespitlerde bulunmuşlar. ağlamak gerçekten de insanı rahatlatıcı etkiye sahipmiş. çok kasmamak gerek yani, sal gitsin, yoksa küt diye gidersin.
(bkz: ağla ağla açılırsın)
halası ya da dayısı olmayan çocuklar için pek de tutarlı olmayan bir söz.
uzay çağına tam anlamıyla girdiğimizde yaygınlaşacak olan spor dalı. nah şuraya yazıyorum bu spor dalı gelecekte çok fazla popüler olacak. şimdiden yatırım yapmak lazım henüz dutluk iken.
(bkz: yerçekimsiz ortamda yüzmek)
bir konuda üzerine çok fazla gidilip ısrar edilen kişinin en sonunda patladığı ana denk düşen cümlesi. sevişmek istemiyordur, daha fazla yemek istemiyordur, sizinle oraya gitmek istemiyordur, istemiyor işte anlayın şunu.
ne doğrarsan aşına o çıkar kaşığına atasözünün kısalmış hali. insan ilişkileri için söylenmiş muazzam bir söz ayrıca. şöyle de bir şiir varmış:
Namerde yakışır mı ipekten kaftan,
Kalbi taş olan ne anlar doğru laftan,
Sende geçersin elbet bir gün sırattan,
Ektiğini biçer herkes sen bundan emin ol.
Uzanan elin sahibine iyi bak dilenci sanma,
Her duyduğun söze inanıp kanma,
Son pişmanlık fayda vermez yalanla avunma,
Ektiğini biçer herkes sen bundan emin ol.
Kökünde asalet olmasa büyümez çınar,
Her şey aslına çeker hıyarsa hıyar,
Böyle şerefsizler anasını kız diye satar,
Ektiğini biçer herkes sen bundan emin ol.
Doğru sözü diyeni kovarlar yedi köyden,
Sırtına laci ceken kendini sayar beyden,
Anayı babayı bırak yetim dul hakkı yiyen,
Ektiğini biçer herkes sen bundan emin ol.
Gün gelir devran döner sende ele düşersin,
Nefes aldıkça gaz dolar için sebepsiz şişersin,
Doktor ilaç fayda vermez yaptığını kusarsın,
Ektiğini biçer herkes sen bundan emin ol.
Dize gelmedik kalmamıştır koca cihanda,
Merhamet ne gezer imanı yok ki kanında,
Dünya onun olsun benim gözüm sonunda,
Ektiğini biçer herkes sen bundan emin ol.
adnan yılmaz
Namerde yakışır mı ipekten kaftan,
Kalbi taş olan ne anlar doğru laftan,
Sende geçersin elbet bir gün sırattan,
Ektiğini biçer herkes sen bundan emin ol.
Uzanan elin sahibine iyi bak dilenci sanma,
Her duyduğun söze inanıp kanma,
Son pişmanlık fayda vermez yalanla avunma,
Ektiğini biçer herkes sen bundan emin ol.
Kökünde asalet olmasa büyümez çınar,
Her şey aslına çeker hıyarsa hıyar,
Böyle şerefsizler anasını kız diye satar,
Ektiğini biçer herkes sen bundan emin ol.
Doğru sözü diyeni kovarlar yedi köyden,
Sırtına laci ceken kendini sayar beyden,
Anayı babayı bırak yetim dul hakkı yiyen,
Ektiğini biçer herkes sen bundan emin ol.
Gün gelir devran döner sende ele düşersin,
Nefes aldıkça gaz dolar için sebepsiz şişersin,
Doktor ilaç fayda vermez yaptığını kusarsın,
Ektiğini biçer herkes sen bundan emin ol.
Dize gelmedik kalmamıştır koca cihanda,
Merhamet ne gezer imanı yok ki kanında,
Dünya onun olsun benim gözüm sonunda,
Ektiğini biçer herkes sen bundan emin ol.
adnan yılmaz
(bkz: herkes ektiğini biçer)
son zamanlarda pek çok kişinin rastladığını iddia ettiği ilginç hal. sonunda hangi mevsimde ne yapacağı belli olan ağaçları bile kendimize benzetmeyi başardık; ağacın bile 5 dakikası 5 dakika sonrasına uymuyor.
(bkz: sürü yönetim elemanı)
kadim çobanlık mesleğinin yeni adı. bence olmamış, otur, sıfır!
eski dönem yeşilçam sinemalarında sıkça işlenen tema. mevzuyu biliyorsunuz, fazlaca kurcalamak istemedim bu yüzden işte erkek cinselliğe erişebilmek için kadını bu şekilde kandırıyor falan. şunu anlıyoruz sadece, uçkur her dönemde insanlığın en büyük derdi olmuştur.
bunun dışında, bir insanı bu vaat ile kandırmak elbette ki sebebi her ne olursa olsun ahlaksızca bir iştir.
bunun dışında, bir insanı bu vaat ile kandırmak elbette ki sebebi her ne olursa olsun ahlaksızca bir iştir.
(bkz: evlenme vaadiyle kandırmak)
unuıtulmuş olan söz. insanlar artık makamlara yapışma hastalığına kapıldılar. nedeni ise basit, makam elde ettikçe saygı duyacağını ve itibar kazanacağını düşünmek. doğrudur da. devrin insanı makamlara mevkilere çokça saygı duyar, ya sonra ne olacaksın?
fatih sultan mehmet bir şahsı bursa'ya kadı olarak atamış. o devirde kadı demek o şehrin baş savcısı demek gibi bir şey. özellikle bursa gibi hem başkente yakın olup hem de devletin eski başkentlerinden biri olan bursa'ya kadı olarak atanmak fazlaca prestijli bir atama... adam mahiyeti ile at ile bursa'nın girişine kadar gelmiş tabi herkes "aman efendim, hoş geldiniz, beş gittiniz" modunda. yalnız, bir tane meczup yolun kenarında yırtık pırtık elbisesi ile öylece oturmakta...
kadı sorar...
- bu kimdir?
- aman efendim aldırmayın, bu şahıs delinin biridir.
kadı hızını alamaz, adamın yarına varıp atından iner...
- niye beni karşılamaya gelmedin?
- sen kimsin ki?
- ben bu şehrin yeni baş kadısıyım.
- hımmm. sonra ne olacaksın?
- görevimi iyi yaparsam vezir olurum.
- ya sonra?
- hünkarımız uygun görürlerse anadolu ya da rumeli beylerbeyi olurum.
- hımm... ya sonra?
- sadrazam olurum belki.
- ya sonra, en sonra?
- hakkın rahmetine kavuşurum herhalde.
- işte ben oradayım.
fatih sultan mehmet bir şahsı bursa'ya kadı olarak atamış. o devirde kadı demek o şehrin baş savcısı demek gibi bir şey. özellikle bursa gibi hem başkente yakın olup hem de devletin eski başkentlerinden biri olan bursa'ya kadı olarak atanmak fazlaca prestijli bir atama... adam mahiyeti ile at ile bursa'nın girişine kadar gelmiş tabi herkes "aman efendim, hoş geldiniz, beş gittiniz" modunda. yalnız, bir tane meczup yolun kenarında yırtık pırtık elbisesi ile öylece oturmakta...
kadı sorar...
- bu kimdir?
- aman efendim aldırmayın, bu şahıs delinin biridir.
kadı hızını alamaz, adamın yarına varıp atından iner...
- niye beni karşılamaya gelmedin?
- sen kimsin ki?
- ben bu şehrin yeni baş kadısıyım.
- hımmm. sonra ne olacaksın?
- görevimi iyi yaparsam vezir olurum.
- ya sonra?
- hünkarımız uygun görürlerse anadolu ya da rumeli beylerbeyi olurum.
- hımm... ya sonra?
- sadrazam olurum belki.
- ya sonra, en sonra?
- hakkın rahmetine kavuşurum herhalde.
- işte ben oradayım.
(bkz: gel zaman git zaman)
hala daha düzelmeyen türkiye mısır ilişkilerinin ilk adımlarından biridir.
yakın bir gelecekte doğal ve organik tohum kalmamasına neden olabilecek olan gıdalardır. en ücra köye kadar israil tohumu dağıtmak neyin nesidir?
psikolojik sorunu olan, varoluşunu az biraz keşfedemeyen, hayatta sığınacak bir dalı kalmamış insanların beyinlerini gereksiz şeylerle doldurma şeklinde gerçekleşen beslenme türü. bu tipler birilerine sarmazsa, ona buna bulaşmazsa ve dedikodu yapmazsa rahat edemezler. aslında tek istedikleri biraz ilgidir lakin bunu da bu şekilde çarpık bir şekilde ifade ederler.
"fare gördüm" diyen kişiye verilen cevap.
(bkz: life goes on)
(bkz: antalya kültür sanat vakfı)
artık sadece dekoratif bir öge olarak kullanılan lambadır.
insanı ikilemde bırakan durum ve durumun tespitidir.
bir yandan bu 30 yaşındaki şahıs haklı zira bilgisayar onun içinde bulunduğu yaş kuşağı aralığında yaygınlaşıp hayatın bir parçası oldu ama diğer yandan "oğlum artık evlendin, çoluk çocuğa karıştın, bu ne savrukluk" diyesi geliyor insanın. bilemedim.
bir yandan bu 30 yaşındaki şahıs haklı zira bilgisayar onun içinde bulunduğu yaş kuşağı aralığında yaygınlaşıp hayatın bir parçası oldu ama diğer yandan "oğlum artık evlendin, çoluk çocuğa karıştın, bu ne savrukluk" diyesi geliyor insanın. bilemedim.