iletişim ve iknanın önemini vurgulayan haklı bir söz.
(bkz: nothing as it seems)
ankara'nın her işin siyaset ile çözüldüğü güzide bir başkent olmasından dolayı söylenen söz. yani ülkemize liyakat gelse ankara esnafı büyük yara alır.
birçok insanın eve ya da işe bisikletle gitmemesinin ana sebebi olan durum. yani bu petrol kökenli yağ o güzelim pantolonu zift gibi etmese ben kesinlikle işe bisikletle gidip gelir ve böylece daha sağlıklı olurdum. evet, önerilere açığım.
trafik magandaları dışında bir tehlikesi olmayan, şayet yollar uygunsa kesinlikle yapılması gereken iş. şimdi diyeceksiniz ki sen yapıyor musun? hayır, yapmıyorum. ama bir sorun neden? çünkü eşşeğün bisikleti pantolon paçalarına yağ akıtıyor.
(bkz: bisiklet zincir yağının pantolona bulaşması)
(bkz: bisiklet zincir yağının pantolona bulaşması)
(bkz: işe bisikletle gitmek)
ünü sadece anadolu'da değil dünya çapında bilinen bir köpek türü.
(bkz: kontrolsüz bölünen hücre)
insan ırkının sonunu getirebilecek türden bir keşif. düşün ki o bakteri orada milyonlarca yıldır takılıyor ama sen evrimsel sürecinde bambaşka noktalara gelip bu bakteriye karşı olan bağışıklığını yitirmişsin. bir yayıldığını düşün ve hiçbir antibiyotiğin kar etmediğini. oğlum illa distopya filmi mi çekelim kurcalamayın bilip bilmeden.
öğrenciler için güzel olan ancak anne baba olanlar için çok da fark etmeyen bir akşamdır. zaten günümüzde cumartesi de mesaiden sayılıyor artık.
firmaların kendi pr'larını yapmak için verdikleri burstur. candan değildir, gönülden değildir.
çok taraflı düşünmek üzerine söylenmiş olan güzel bir sözdür.
özellikle ortaokulda yapılan bir kaçış şekli. dersin sıkıcılığını bir nebze olsa unuttururdu. oynanılan oyun o yaştayken farklı bir aleme götürürdü. "acaba okuldan evi ararlar mı" korkusu da ayrı bir heyecan katardı olaya.
rengi mavi olan, okullarda görülen tebeşirlerden daha kaliteli bir malzemeden yapılan, ıstaka ucunu yağ gibi yapan tebeşirdi. ayrı bir karizması vardı ıstaka tebeşirlemenin. zaten iyi tebeşirlenmeyen ıstakadan bir sonuç almanız da pek mümkün değil.
semih saygıner kişisinin popüler olduğu dönemlerden etkilenen ortaokul ve lise öğrencisinin okuldan kaçarak ıstakaları tebeşirlemesidir. evet, tebeşir okulda da var ama rengi mavi değildi. ciddi ciddi bir popülaritesi vardı iyi bilardo oynamanın o dönemde.
(bkz: bilardo ıstakası tebeşiri)
(bkz: bilardo ıstakası tebeşiri)
ortaokul ve lise döneminin unutulmaz zaman dilimlerine konu olan kaçışlardır. okuldan kaçıp ne yapılır ki? salak salak gezilir işte başka bir şey olduğu yok.
(bkz: okuldan kaçıp bilardo salonuna gitmek)
(bkz: okuldan kaçıp atari salonuna gitmek)
(bkz: okuldan kaçıp bilardo salonuna gitmek)
(bkz: okuldan kaçıp atari salonuna gitmek)
(bkz: okuldan kaçmak)
kendini sağlama alan yalaka ve dalkavuk bir türdür. sıkıyorsa git de karış. e, ahirette iman dünyada mekan demişler. bu küçük balık da aynen bunu yapmış. tanıdık geliyor mu?
bir garip adalet(!)in sonucudur. salın ki devam etsinler ama siz hiç kusurlu olmayın.
başkasına kızıp kendine zarar vermek türünde psikolojik rahatsızlıkları bulunan kişilerin yaptıkları iştir.
gereksiz bir iştir. köprüye çıkana kadar sırasını bekleseymiş alınırmış içeri. e ne oldu şimdi, eline ne geçti?
toplum olarak yeni yeni uyanılan enerji türü. bak işte ne doğalgaza ne de petrole gerek var. tertemiz.
zamane üniversitelerinde karşıt gruptan gençleri bir araya getiren -gerekli mi gereksiz mi tartışılır- ilginç bir programdı. kimse kimsenin dediğinden bir şey anlamazdı ayrı bir mevzuydu.