bir amerikan filmindeki repliği hatırlatır, adalet zenginlere mahsustur şeklindeydi. buradaki zengini, egemen olarak almak yanlış olmaz. güç, bir süre sonra, kişilere bağımlı olarak emperyal bir hal alır. adalet ise kanunlarla sağlanmasından çok öte olan bir kavramdır. adalet, hukuktur.
diğer uluslarda tam olarak bulunmayan, kötü gidişat zamanlarındaki kenetlenme, yardımseverlik, misafirperverlik, dayanışma ruhu gibi olmazsa olmaz özelliklere sahiptir. içinde bizzat yaşadığımız için, toplumun bu özelliklerini görememek mümkündür. ancak, yurt dışında yaşayıp da türk kültürünü unutmamış olanlar, böyle bir aidiyete sahip oldukları için, farkı çok rahat bir şekilde görürler.
islam dininin ve en önemli ritüelinin olmazsa olmaz sembolüdür. ana dilde okunması ile ilgili durumlar ayrıca tartışılabilir. ancak şöyle de bir durum var ki, sanırım yadsınamaz. dünyanın neresinde olursanız olun, bulunduğunuz yerde müslümanlar varsa, orada cami ya da mescit de vardır ve ezanın orijinal halini duyabilirsiniz. bu, müslüman kişiye dini aidiyetine ilişkin net bir hatırlatma yapar. başka bir dilde okunduğunda olmayacağı şekilde.
egemenlerin güçlülüğü ile birlikte dayatılan dil. teknolojinin ve katma değerli üst düzey üretimin, dünya ulusları ve devletleri için anlam ve fayda ifade etmesi için, alınan ya da sahip olunan değerlerin buluştuğu ekonomik ortamda, ingilizce de olmazsa olmaz hale gelmiştir. güçlü olan yönetir ve artık savaşlar ekonomik enstrümanlarla yapılıyor. ingilizce de yanında en iyi meze.
dolaysız vergilerini topla(ya)mayan devletin, dolaysız vergilerle vatandaşının canına okuduğunun, bir yılın başında daha tanıklığıdır. anayasada yazanın aksine, bizimki gibi ülkelerde, her vatandaşın gelirine göre vergilendirileceği yazar ama tam tersine, dolaysız vergileri ödediği gibi, yetmiyormuşcasına her türlü tüketimden ve hizmetten de paşa paşa verginin dolaylı olanını da öder.
şirketlerin kaynaklarının etkin, verimli ve ekonomik kullanılıp kullanılmadığı ile ilgilenen, şirketlere ve yöneticilere, ortaklara bağımsız bir danışmanlık ve makul güvence sağlayan faaliyetlerdir. etkin bir iç denetim, her türlü kontrol unsurunun devreye alınması ve bu unsurların sürekli kontrol edilip test edilmesi ile, şirketlerin dağılmasını ve kağıt üzerinde kalmadan ileriye taşınabilmesine olanak sağlar. bu faaliyeti gerçekleştirenlere iç denetçi denir.
hak ettiğinden fazla beklenti yüklenilen sabahtır. olması istenilen ile genellikle olan pek örtüşmez.
yazarı olmaktan onur duyduğum sözlüğe, akıllı telefonumun ekranından da rahatça ulaşmak ve girilerimi göndermek istediğimi, buradan ilgili olan yöneticilere göndermek istiyorum. mobil uygulamasını ya da uyumluluğunu ayarlayabilirlerse eğer, muhteşem olacak.
2014 yılının hediyesi gibi yazarı olduğum sözlük. mutlaka olması gereken yerinde olacaktır. daha zamanımız var. ve önümüzde daha çok yol var. haydi gayret.
işletim sistemi olan ios ile diğer akıllı telefonların işletim sistemi olan android konusunda, konuyla ilgili olan tüm tarafların, dünya genelinde tartıştığı telefondur.
çaresiz bırakan, her türlü oluşabilecek tepkilerin anlamsız kaldığı ve insana sorgulatan bir sessizliktir.
ne acıdır ki, asıl ölenin insanlık olduğu da, bu hızlı değişen gündemde arada kaynayıp gitmiştir.
hak edene söylendiğinde, insanı acaip dolduran ve mutlu eden, her dilde söylenmesi güzel olan ifadedir. sonuçları herkeste farklı oluşumlara yol açar.
ritmik bir melodisinin olması, şarkının sözlerinin ve anlamının önüne geçen, gerçekten güzel bir şarkıdır.
başlangıcındaki gitar solosu ile alıp götüren, klasik olmuş, çok güzel bir şarkıdır. şarkıda anlatılanların yaşanıp yaşanmadığı ile ilgili tartışmalar vardır, bilinmemektedir.
güzel memleketimden düşündüren bir yazı. ahlaki değerlerin yıpranmış olması, bu duruma yetecek bir tanım olamıyor, ne yazık ki. çünkü kapitalizmin emperyal yanları, ne varsa sildi süpürdü toplumlardan. geriye neler kaldı merak ediyoruz.
zorunlulukların direttiği ve bunun sonucu oluşan birliktelik.
bir dönem kendi alanında efsaneleşen, kırmızı diye istenen biradır. muhabbet döndürür.
egemenlik zenginlere mahsustur, bir amerikan filminde buna yakın anlamda bir cümle vardı. zenginler belirler, içinde asgari düzeyde bile olsa, insanlık yoktur. istatistikten ne farkı bunun. her şeyi rakamlara endekslersek, içimizdeki kalan vicdani kırıntılar da yok olup gidecek.
müthiş bir repliktir. ve gerçektir. zamanında ilgili bölgelerde askerlik yapmış olanlar iyi bilir bu gerçeği. katlanılması zor sonuçlar doğurabilir. kaldırmaz insan vicdanı sonra da.
koskoca bir yalandır. seçenekler kısıtlı iken ve değiştirmek mümkün değilken, hep aynı şeylerin yapılması, farklı sonuçlar ve beklentiler içinde olunması, einstein`ın aptallık tanımını akla getiriyor ister istemez.
gündemdeki anlamı ve sonucun ne olacağı belli değil. tartışılabilir de. ancak literatüre keskin ve derin bir anlam kattığını söylemek mümkündür.
ülkedeki her kesimden insanın bir durup dinlediği, şarkılarında insana dair olan ne varsa tasavvufi bir derinlikte anlattığı, kendisini topluma mal etmiş, özlenilen bir büyük değerdir.
olunması en zor olan, olanların da gün geçtikçe azaldığı canlı türü.
aslında iyi ironi olmuş. o niyetle söylenmemiş olsa da. genel müdürlük seviyesinde idare ediliyor zira. keşkeler de çoğalıyor bu arada.