çocukluk dönemlerinin seksenlerin sonunda doksanların başında geçmesi.
elimde legolarla apartman boşluğunda ev yapmaya çalıştığım, kızma birader oynadığım, yakartoplu tombilibiçle eğlendiğim, magic box izlediğim, yoncimik dinlediğim ve şu anda hiçbir çocuğun tadamayacağını düşündüğüm şanslı çocukluk yıllarımdı.
azeri işadamı mübariz masimov\' a ait radyo kanalı.
fm 106 da yayın yapmakta olup favorim olmayı başarmışlardır.
90\' ların müziklerini sevenlerin kaçırmamasını tavsiye etmekle beraber en yeni hit müzikleri de çalan güzel radyo kanalı.
gereksiz reklam aralarının olmaması ve dj\' lerin araya fazla girmemesi müzik zevkinizi yarıda kesmiyor ve keyfinizi kaçırmıyor.
fm 106 da yayın yapmakta olup favorim olmayı başarmışlardır.
90\' ların müziklerini sevenlerin kaçırmamasını tavsiye etmekle beraber en yeni hit müzikleri de çalan güzel radyo kanalı.
gereksiz reklam aralarının olmaması ve dj\' lerin araya fazla girmemesi müzik zevkinizi yarıda kesmiyor ve keyfinizi kaçırmıyor.
rar halindeki bir 'arşiv' dosyası gibi olan sigara. içerik aynıdır ama sadece sıkıştırılmıştır, küçültülmüştür.
kanal d ana haber bülteninin özet görüntülerinde geçen haber.
doğaya erkek keneler salarak gerçekleştirilmesi planlanıyormuş. böylelikle erkek keneler tehlikeli dişi keneleri öldürüp kkka hastalığını önlemede yardımcı olacaklarmış.
hayırlısı.
doğaya erkek keneler salarak gerçekleştirilmesi planlanıyormuş. böylelikle erkek keneler tehlikeli dişi keneleri öldürüp kkka hastalığını önlemede yardımcı olacaklarmış.
hayırlısı.
eski genelkurmay başkanı hilmi özkök' ün ergenekon soruşturmasına tanıklık edip etmeyeceği sorusuna verdiği cevap. 'doğmamış çocuğa don biçmek' deyimiyle paralel bir anlam taşıyor.
askeri jargon denen şey bu olsa gerek.
askeri jargon denen şey bu olsa gerek.
şahan gökbakar'ın 'dikkat şahan çıkabilir' adlı programının eğlenceli skeci.
'nevizade sokağı'nın çıkışından sağa dönünce karşınıza çıkan dandik disco bar.
mecbur kalmadıkça girilmemesi gereken yerlerdendir.
ama ortamdaki arkadaşlarınız zorlarsa yapacak bir şey yoktur.
girilir ve kafanız bir güzel ütülenir.
mecbur kalmadıkça girilmemesi gereken yerlerdendir.
ama ortamdaki arkadaşlarınız zorlarsa yapacak bir şey yoktur.
girilir ve kafanız bir güzel ütülenir.
oyun hamuruna benzeyen gri renkteki macundur.
'bardağın kulpuna yakın yerden su içmek' kadar olmasa da bu da bir takıntıdır.
takıntılarımla sevin beni.~gb~
takıntılarımla sevin beni.~gb~
1. bağlaç olan da, de'nin yazılışı
bağlaç olan da, de ayrı yazılır. kendisinden önceki kelimenin son ünlüsüne bağlı olarak ünlü uyumlarına uyar: kızı da geldi gelini de. durumu oğluna da bildirdi. sen de mi kardeşim? güç de olsa. konuşur da konuşur.
uyarı : ayrı yazılan da, de hiçbir zaman ta, te biçiminde yazılmaz.
uyarı : ya sözüyle birlikte kullanılan da mutlaka ayrı yazılır: ya da.
uyarı : da, de bağlacını kendisinden önceki kelimeden kesme ile ayırmak yanlıştır: ayşe de geldi (ayşe'de geldi =yanlış).
uyarı : da, de bağlacının bulunma durumu eki olan -da, -de, -ta, -te ile hiçbir ilgisi yoktur. bulunma durumu eki getirildiği kelimeye bitişik yazılır: devede (deve-de) kulak, evde (ev-de) kalmak, yolda (yol-da) kalmak, ayakta (ayak-ta) durmak, çantada (çanta-da) keklik. ikide (iki-de) bir aynı sözü söyleyip durma.
2. bağlaç olan ki'nin yazılışı
bağlaç olan ki ayrı yazılır: demek ki, kaldı ki, bilmem ki.
türk dili, dillerin en zenginlerindendir; yeter ki bu dil, şuurla işlensin. (mustafa kemal atatürk)
olmaz ki! böyle de yatılmaz ki! (orhan veli kanık)
ruşen eşref ünaydın'ın "diyorlar ki" adlı eseri ne güzeldir!
geçmiş zaman olur ki hayali cihan değer.
**ki bağlacı, birkaç örnekte kalıplaşmış olduğu için bitişik yazılır: belki, çünkü, hâlbuki, mademki, meğerki, oysaki, sanki. bu örneklerden çünkü sözünde ek aynı zamanda küçük ünlü uyumuna uymuştur.
**şüphe ve pekiştirme göreviyle kullanılan ki sözü de ayrı yazılır: babam geldi mi ki? başbakan konuşacak mı ki?
3. bağlaç olan ne ... ne ...'nin yazılışı
bu bağlacın kullanıldığı cümlelerde fiil olumlu olmalıdır: ne fransa'da ne de almanya'da aradığını bulabilmişti.
onlar ne arsız ne yılışkan ve yırtık gülmelidirler; ne de somurtmalıdırlar. (refik halit karay)
ne ziraat ne ticaret için kâfi nüfus kaldı. (falih rıfkı atay)
bağlaç olan da, de ayrı yazılır. kendisinden önceki kelimenin son ünlüsüne bağlı olarak ünlü uyumlarına uyar: kızı da geldi gelini de. durumu oğluna da bildirdi. sen de mi kardeşim? güç de olsa. konuşur da konuşur.
uyarı : ayrı yazılan da, de hiçbir zaman ta, te biçiminde yazılmaz.
uyarı : ya sözüyle birlikte kullanılan da mutlaka ayrı yazılır: ya da.
uyarı : da, de bağlacını kendisinden önceki kelimeden kesme ile ayırmak yanlıştır: ayşe de geldi (ayşe'de geldi =yanlış).
uyarı : da, de bağlacının bulunma durumu eki olan -da, -de, -ta, -te ile hiçbir ilgisi yoktur. bulunma durumu eki getirildiği kelimeye bitişik yazılır: devede (deve-de) kulak, evde (ev-de) kalmak, yolda (yol-da) kalmak, ayakta (ayak-ta) durmak, çantada (çanta-da) keklik. ikide (iki-de) bir aynı sözü söyleyip durma.
2. bağlaç olan ki'nin yazılışı
bağlaç olan ki ayrı yazılır: demek ki, kaldı ki, bilmem ki.
türk dili, dillerin en zenginlerindendir; yeter ki bu dil, şuurla işlensin. (mustafa kemal atatürk)
olmaz ki! böyle de yatılmaz ki! (orhan veli kanık)
ruşen eşref ünaydın'ın "diyorlar ki" adlı eseri ne güzeldir!
geçmiş zaman olur ki hayali cihan değer.
**ki bağlacı, birkaç örnekte kalıplaşmış olduğu için bitişik yazılır: belki, çünkü, hâlbuki, mademki, meğerki, oysaki, sanki. bu örneklerden çünkü sözünde ek aynı zamanda küçük ünlü uyumuna uymuştur.
**şüphe ve pekiştirme göreviyle kullanılan ki sözü de ayrı yazılır: babam geldi mi ki? başbakan konuşacak mı ki?
3. bağlaç olan ne ... ne ...'nin yazılışı
bu bağlacın kullanıldığı cümlelerde fiil olumlu olmalıdır: ne fransa'da ne de almanya'da aradığını bulabilmişti.
onlar ne arsız ne yılışkan ve yırtık gülmelidirler; ne de somurtmalıdırlar. (refik halit karay)
ne ziraat ne ticaret için kâfi nüfus kaldı. (falih rıfkı atay)
son hızla kaçmak.
arkaya bakmakla kaybedeceği zamanı ve enerjiyi, kaçmakta kullanıyor çünkü. aferin.
arkaya bakmakla kaybedeceği zamanı ve enerjiyi, kaçmakta kullanıyor çünkü. aferin.
ingilizce'de as soon as possible deyiminin kısaltmasıdır.
bu da türkçe'de "mümkün olan en kısa zamanda" demektir.
bu da türkçe'de "mümkün olan en kısa zamanda" demektir.
zamanında anadolu üniversitesi 2 eylül kampüsüne götüren mazide kalmış otobüs. muttalip belediyesine aittiler. özellikle sınav zamanı ders çalışma ortamı. kaptanlarıyla öğrencilerin arkadaşlık kurduğu sıcak ve samimi otobüsler. küçük bir belediye olmasına rağmen o zamanlarda eskişehirin en iyi belediye otobüsleri. hele o yenikent yokuşundan inerken şöförün kendini formula 1 pilotu gibi hissettiğine eminim. yazık mazide kaldı. artık kırmızı 4 ler çalışıyor...
enfes bir 'pentagram' şarkısı. özellikle giriş kısmında kullanılan 'çağrı' filminin müziği parçaya ilahi bir özellik katar. özellikle şarkıyı bilmeyen bazı insanlar girişteki müziği duyunca şöyle bi ters ters bakar...
seçimlere kısa süre kala görmeye alıştığımız seçmenin gözünü boyamaya yönelik belediye başkanı hareketi.
zamanında dört gözle beklenen fakat günümüzde genellikle fatura getirmekle mükellef pek de sevilmeyen kişi.
sözlükte yalnız kalmış yazar söylemi.
değer bilmeyen, ihaneti görev edinmiş, pis, kötü yaşam formu.
1998 yılında piyasaya çıkan mavi sakal şarkısı ve albümü.
"kız öyle gezme,ince basma,adından söz edilir
sendeki işve anamda olsa babam geri dirilir
domur domur emceklerin mindanını gerdirir
sendeki işve anamda olsa babam geri dirilir
seni bana mevlam değil kendim kendime yazdım
tabancamın kabzasına adın bıçakla gazıdım
ben eskiden uslu idim seni gördümde azdım
tabancamın kabzasına adın bıçakla gazıdım
ak undan ekmek gibi yumusak ellerin oy ellerin
badem mi ezdin bal mı süzdün dillerin oy dillerin
sensiz iflah olabilmez hallerim oy hallerim
badem mi ezdin bal mı süzdün dillerin oy dillerin"
şeklinde ki sözleriyle insanı gülme krizine sokan güzel 'cem karaca' şarkısı.
sendeki işve anamda olsa babam geri dirilir
domur domur emceklerin mindanını gerdirir
sendeki işve anamda olsa babam geri dirilir
seni bana mevlam değil kendim kendime yazdım
tabancamın kabzasına adın bıçakla gazıdım
ben eskiden uslu idim seni gördümde azdım
tabancamın kabzasına adın bıçakla gazıdım
ak undan ekmek gibi yumusak ellerin oy ellerin
badem mi ezdin bal mı süzdün dillerin oy dillerin
sensiz iflah olabilmez hallerim oy hallerim
badem mi ezdin bal mı süzdün dillerin oy dillerin"
şeklinde ki sözleriyle insanı gülme krizine sokan güzel 'cem karaca' şarkısı.
bazı yaşlı teyzelerin otobüslerde boşalan koltuğa büyük bir iştahla göz dikmesi sonucu hızlı adımlar atılmasına neden olan ve olaya şahit olan kişilere "vay anasını kadın canlandı bee" dedirten olaydır. ayrıca olay esnasında ufak çaplı kazalar yaşanabilir. ~ayak parmaklarının ezilmesi gibi~
yeni türkçe'nin en iyi tutmuş sözcüklerinden biridir. sivil ve askeri hava taşıtlarına verilen bu ad teyyarenin yerini başarılı bir şekilde doldurmuştur.
eski dilde 'uçak' anlamına gelen sözcük. 'arapça''da büyük kanatlı yırtıcı kuş anlamına gelen tayr sözcüğünden türetilmiştir.
ev içinde sabit sıcaklığa alışmaktır. canın isteyince banyo yapabilmektir. üniversite öğrencisi olup da sobalı evde oturmak zorunda kalınca hastalıktan kurtulamamak gibi bir durumla sonuçlanır.