sözlükte gece takılan yazarların başucu tabelasında yazan söz. haksız da sayılmaz aslında söz sahibi. gece yazılanlar sabaha, sabah yazılanlar da geceye kalıyor.
dilimize arapçadan geçmiş olup anlamı karşılıklı olma durumu demektir. kelime yapı itibariyle isimdir.
futbolcunun kanatlardan ceza sahası içerisine orta açarken, vuruş şekli ile ilgili olarak topun havada dışarıdan içeriye kavis yaparak yönelmesi durumuna verilen ad.
mutlu olma halinin tersi. en sevilen işlerin bile bir noktadan sonra madden zevk vermemeye başlaması, kişinin mâna aleminden bir ışık alamaması ile devam eden bir süreç.
türk dili ve edebiyatı üzerine sayısız çalışmalar yapmış ve eserler bırakmış olan çok değerli dil bilimciler arasında hatrı sayılır bir otorite. türkçe`nin her sahasında çeşitli araştırmlar yapmış en bilinen eserleri ise lise ve üniversite ders kitapları arasında yer alan prof. dr.
her yıl ocak ve temmuz olmak üzere 2 defa ödenen vergidir.
arabayı alırken, satarken, deposuna benzin koyarken ve tüm bunları devletten ekstra bir şey almadığı halde karşılıksız ödeyen vatandaşa atılan bir kazıktır.
arabayı alırken, satarken, deposuna benzin koyarken ve tüm bunları devletten ekstra bir şey almadığı halde karşılıksız ödeyen vatandaşa atılan bir kazıktır.
elektrik enerjisini hareket enerjisine çeviren düzenek.
kalashnikof olarak bilinen ak ~avtomat kalashnikova~-47 modeli piyade saldırı tüfeğini tasarlayan rus onbaşıdır. bu tasarımı nedeniyle rütbesi yükseltilmiştir.
doğa olaylarını düzenlemek ile görevli olduğuna inanılan melek.
tbmm`nin son ermeni türk vatandaşı olmuş kişisidir. süleyman demirel`in yeğeniyle (biraderi) hayali sunta mobilya ticareti yapmış kişidir.` birader yolsuzlukları`yla ilişkisi 1970 yılında süleyman demirel`in istifasına neden olmuştur.
birinci dünya savaşından sonra ortaya çıkmış, güçsüz devletlerin birleşmiş milletlerin yönetimine girmesi, sömürge. ayrıca geviş getiren bir hayvan.
dünyanın merkezinde bulunan yarı eriyik halde yüksek sıcaklıktaki yoğun madde. yeryüzüne çıktığında adı lav olur.
`kafir` kelimesinin çoğulu.
insanın şeref elbisesinden sıyrılması ile mümkün olan hadisedir. genellikle bir ikbâl uğruna gerçekleştirilir. sultan süleymana kalmayan dünya menfaatinin yalayıcı takımına kalması mümkün görünmez iken, insanın güce itaat eden bir hayvanlık resmine konu mankeni olması sanatların en zor icra edileni olsa gerek.
türk halkının hatıraya verdiği önemi gösteren hareket. `ben was here` anlamı mı taşımaktadır yoksa `dur şuna imza atayım da benim bacağım kırılmasın` inancı mıdır? kestirmek mümkün değil.
socrates`in çağlar öncesinden gelen mühim uyarısıdır. aslında kapasitenin de kapasitesizliğin de farkında oluş dünyadaki olası hayakırıklıklarının da önüne geçecek yegane yoldur.
argoda, yaşını başını almış anlamında kullanılan söylem.
bir mal çeşitli üretim ve hizmet aşamalarından geçerek nihayi tüketiciye ulaşır. bu aşamalarda mal genel olarak birden fazla ticari işletme yada kişiler tarafından, bir sonrakine satılmak üzere alınır, işlenir yada hizmete tabi tutulur. bu süreçte her ticari alıcının mal`a yaptığı katkı o malın katma değeridir.
kurtuluş savaşı döneminde antep yöresinde kahramanlık göstermiş bir kişinin lakabı.
kara fatma lâkabıyla tanınan fatma seher hanım, 1888 yılında erzurum`da doğmuştur. babasının adı yusuf ağa, kocasının adı ise derviş bey`dir. kocası da asker (binbaşı) olan fatma seher hanım, edirne`de görev yapan eşiyle birlikte balkan harbi`nde yer almıştır. daha sonra ise kendi ailesinden 10`a yakın kadını örgütleyerek 1.dünya savaşı`na katılmıştır. mondros mütarekesi`nden sonra ise eşi derviş bey`in vefat haberini almış ve erzurum`a dönmüştür.
erzurum`da bir süre kalan fatma seher hanım, sivas kongresi`nde bulunan mustafa kemal paşa ile görüşmek için sivas`a gitmiş, kendisinden milli mücadele`ye katılmak için görev istemiştir. (fatma seher hanım, bu dönemle ilgili anılarını 1944 yılında yapılan bir röportajda şu şekilde anlatmaktadır:
atatürk`ün sivas`ta faaliyete geçtiğini haber aldığım dakikadan itibaren duyduğun sevinci tariften acizim ve ilk işim kısa bir hazırlıktan sonra sivas`a müteveccihen hareket etmeyi kararlaştırdım; hemen yola çıktım ve gülcemal vapuru`yla samsun`a, oradan da sivas`a vardım.
mustafa kemal`in huzuruna çıkabilmek için muhtelif kıyafete girerek üç günlük bir mücadeleden sonra, devamlı bir takibin neticesi olarak, sivas`ta öğle yemeğine davetli bulunduğu bir yere giderken yolda yakaladım. üzerimde çarşaf vardı, yüzümde peçe ile kapalı idi. kendisiyle bir mesele hakkında görüşmek istediğimi söyleyince, ilk defa sert bir lisan kullanarak, ne görüşeceksin?; mukabelesinde bulundular. kalbimdeki vatan aşkı bu sert muameleye galip gelerek derhal peçemi kaldırdım ve istanbul`dan buraya kadar sizinle görüşmek için geldiğimi, maruzatımın bir dakika için dinlenmesini rica ettim. bunun üzerine pek yakında bulunan bir lokantaya beni kabul ettiler.
mustafa kemal bu görüşme sırasında ona adını, silah kullanmayı, ata binmeyi bilip-bilmediğini, savaştan korkup-korkmadığını sormuştur. kara fatma`nın verdiği cevaplar mustafa kemal`i memnun etmiş, kara fatma, bütün kadınlar keşke senin gibi olsaydı; demiştir. bu olaydan sonra fatma seher hanım`ın adı kara fatma; olarak kalmıştır.
daha sonra ise mustafa kemal eline aldığı kâğıda bazı notlar yazarak kara fatma`ya vermiş haydi göreyim seni, verdiğim talimatı unutma, bir an evvel istanbul`a git, hazırlan ve işe başla; demiştir (tansel, 2001, s.41). fatma seher hanım, mustafa kemal`in bu isteği üzerine sivas`tan hemen istanbul`a geçmiştir.
bir süre sonra izmit`in işgal edildiğini duyan kara fatma, topkapılı pire mehmet, laz tahsin, kardeşi süleyman ve oğlu seffeddin`nle birlikte bir çete kurarak, trenle gizlice izmit`e geçmiştir. bahçecik ve servetiye yoluyla paşaköyü`ne geçen kara fatma ve adamları burada karargah kurmuşlardır. bu bölgede kısa sürede teşkilatlanmalarını tamamlayan kara fatma çetesi, çevredeki türk köylüleriyle birlikte yunanlılara karşı uzun süre mücadele etmişlerdir. (özellikle, bahçecik, yeniköy, değirmendere, servetiye, kaynarca ve fındık tepe civarında faaliyet gösteren rum ve ermeni çetecilere karşı, büyük bir başarı göstermişlerdir.)
izmit, kara fatma gibi cesur yürekli insanlarımızın üstün gayretleriyle, 28 haziran 1921 tarihinde düşman işgalinden kurtarılmıştır. kara fatma ve ailesi, izmit`in kurtarılmasından sonra bir süre daha bu bölgede kalmışlardır.
erzurum`da bir süre kalan fatma seher hanım, sivas kongresi`nde bulunan mustafa kemal paşa ile görüşmek için sivas`a gitmiş, kendisinden milli mücadele`ye katılmak için görev istemiştir. (fatma seher hanım, bu dönemle ilgili anılarını 1944 yılında yapılan bir röportajda şu şekilde anlatmaktadır:
atatürk`ün sivas`ta faaliyete geçtiğini haber aldığım dakikadan itibaren duyduğun sevinci tariften acizim ve ilk işim kısa bir hazırlıktan sonra sivas`a müteveccihen hareket etmeyi kararlaştırdım; hemen yola çıktım ve gülcemal vapuru`yla samsun`a, oradan da sivas`a vardım.
mustafa kemal`in huzuruna çıkabilmek için muhtelif kıyafete girerek üç günlük bir mücadeleden sonra, devamlı bir takibin neticesi olarak, sivas`ta öğle yemeğine davetli bulunduğu bir yere giderken yolda yakaladım. üzerimde çarşaf vardı, yüzümde peçe ile kapalı idi. kendisiyle bir mesele hakkında görüşmek istediğimi söyleyince, ilk defa sert bir lisan kullanarak, ne görüşeceksin?; mukabelesinde bulundular. kalbimdeki vatan aşkı bu sert muameleye galip gelerek derhal peçemi kaldırdım ve istanbul`dan buraya kadar sizinle görüşmek için geldiğimi, maruzatımın bir dakika için dinlenmesini rica ettim. bunun üzerine pek yakında bulunan bir lokantaya beni kabul ettiler.
mustafa kemal bu görüşme sırasında ona adını, silah kullanmayı, ata binmeyi bilip-bilmediğini, savaştan korkup-korkmadığını sormuştur. kara fatma`nın verdiği cevaplar mustafa kemal`i memnun etmiş, kara fatma, bütün kadınlar keşke senin gibi olsaydı; demiştir. bu olaydan sonra fatma seher hanım`ın adı kara fatma; olarak kalmıştır.
daha sonra ise mustafa kemal eline aldığı kâğıda bazı notlar yazarak kara fatma`ya vermiş haydi göreyim seni, verdiğim talimatı unutma, bir an evvel istanbul`a git, hazırlan ve işe başla; demiştir (tansel, 2001, s.41). fatma seher hanım, mustafa kemal`in bu isteği üzerine sivas`tan hemen istanbul`a geçmiştir.
bir süre sonra izmit`in işgal edildiğini duyan kara fatma, topkapılı pire mehmet, laz tahsin, kardeşi süleyman ve oğlu seffeddin`nle birlikte bir çete kurarak, trenle gizlice izmit`e geçmiştir. bahçecik ve servetiye yoluyla paşaköyü`ne geçen kara fatma ve adamları burada karargah kurmuşlardır. bu bölgede kısa sürede teşkilatlanmalarını tamamlayan kara fatma çetesi, çevredeki türk köylüleriyle birlikte yunanlılara karşı uzun süre mücadele etmişlerdir. (özellikle, bahçecik, yeniköy, değirmendere, servetiye, kaynarca ve fındık tepe civarında faaliyet gösteren rum ve ermeni çetecilere karşı, büyük bir başarı göstermişlerdir.)
izmit, kara fatma gibi cesur yürekli insanlarımızın üstün gayretleriyle, 28 haziran 1921 tarihinde düşman işgalinden kurtarılmıştır. kara fatma ve ailesi, izmit`in kurtarılmasından sonra bir süre daha bu bölgede kalmışlardır.
büyük üstad cemil meriç`in bir milletin dilinin ne denli önemli olduğunu anlattığı söz. kamus sözlük, bir dilin sözcükleri demektir. kamusun bir ülkenin ruhu, canevi olduğunu söyler. demek ki sadece sınırlarını, topraklarını, halkının güvenliğini değil kamusunu da namusun gibi korumak gerekiyormuş. bakınız güzel türkçe`miz. namusumuzu koruyalım.
`t`ais l`air d`une chanson` adlı fransızca bir şarkıdan esinlenerek düzenlenmiş bir `tanju okan` şarkısı.
islam alimlerince bakara suresi 156. ayete verilen özel bir isim.
varolduğu iddia edileni reddetmek.
yasada veya örf ve âdet hukukunda uygulanacak kuralın açıkça ve tereddütsüz olarak bulunmadığı konularda, yargıcın veya hukukçunun düşüncelerinden doğan sonuç.