confessions
  1. toplam entry 5134
  2. takipçi 0
  3. puan 1464449

ey sevgili

eski türkiye sözlük
bir sezai karakoç şiiri:

senin kalbinden sürgün oldum ilkin

bütün sürgünlüklerim bir bak1ma bu sürgünün bir süregi

bütün törenlerin sölenlerin ayinlerin yortularin disinda

sana geldim ayaklarina kapanmaya geldim

af dilemeye geldim affa layikolmasam da

uzatma dünya sürgünümü benim



aşkın bu en onulmazından koparıp

bir tuz bulutu gibi

savuran yüregime

ah uzatma dünya sürgünümü benim

nice yoruldugum ayakabilarimdan degil

ayaklarimdan belli



lambalar egri

aynalar akrep melegi

zaman çarpilmis atin son hayali

ev miras degil mirasin hayaleti

ey gönlümün dogurdugu

büyüttügü emzirdigi

kus tüyünden

ve kus südünden

geceler ve gündüzlerde

ınsanliga anit gibi yükselttigi

sevgili

en sevgili

ey sevgili

uzatma dünya sürgünüm benim



bütün siirlerde söyledigim sensin

suna dedimse sen leyla dedimse sensin

seni saklamak için görüntülerinden faydalandim salome`nin belkis`in

bosunaydi saklamaya çalismam öylesine asikarsin bellisin

kuslar uçar senin gönlünü taklit için

ellerinden devsirir bahar çiçeklerini

deniz gözlerinden alir sonsuzlugun haberini

ey gönüllerin en yumusagi en derini

sevgili

en sevgili

ey sevgili

uzatma dünya sürgünümü benim



yillar geçti sapan ölümsüz iz birakti toprakta

yildizlara uzaniphep seni sordum gece yarilarinda

çati katlarinda bodrum katlarinda

gölgendi gecemi aydinlatan essiz lamba

hep kanlica`da emirgan`da

kandilli`nin kursuni safaklarinda

seninle söylesip durdum bir ömrün baharinda yazinda

simdi onun birdenbire gelen sonbaharinda

sana geldim ayaklarina kapanmaya geldim

af dilemeye geldim affa layik olmasam da

ey çagdas kudüs (meryem)

ey sirrini gönlünde tasiyan misir (züleyha)

ey ipeklere yumusaklik bagislayan merhametin kalbi

sevgili

en sevgili

ey sevgili

uzatma dünya sürgünümü benim



daglarin yikilisini gördüm bir venüs bardaginda

köle gibi satildim pazarlar pazarinda

günesin sarardigini gördüm konstantin duvarinda

senin hayallerinle yandim düslerin civarinda

gölgendi yansiyip duran bengisu pinarinda

ölüm düsüncesinin beni sardigi su anda

verilmemis hesaplarin korkusuyla

sana geldim ayaklarina kapanmaya geldim

af dilemeye geldim affa layik olmasam da

sevgili

en sevgili

ey sevgili

uzatma dünya sürgünüm benim



ülkendeki kuslardan ne haber vardir

mezarlardan bile yükselen bir bahar vardir

ask celladindan ne çikar madem ki yar vardir

yoktanda vardan da ötede bir var vardir

hep suç bende degil beni yakip yikan bir nazar vardir

o sarkiya özenip söylenecek misralar vardir

sakin kader deme kaderin üstünde bir kader vardir

ne yapsalar bos göklerden gelen bir karar vardir

gün batsa ne olur geceyi onaran bir mimar vardir

yanmissam külümden yapilan bir hisar vardir

yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardir

sirlarin sirrina ermek için sende anahtar vardir

gögsünde sürgününü geri çagiran bir damar vardir

senden umut kesmem kalbinde merhamet adli bir çinar vardir

sevgili

en sevgili

ey sevgili

eşkina

eski türkiye sözlük
eti çok lezzetli kıyı balığı. son derece hassas bir balık olduğu için zor tutulur. gece avlanmaya çıkan bu hayvan, kıyıda yaşayan karidesin ufağı olan tekelerle beslenir. kafasından iki adet taş çıkar. bu taşları limon suyunda 1 hafta bekletilip içilirse, böbrek taşlarını yok ettiği rivayet edilir.

donna donna

eski türkiye sözlük
ninni gibi gelen joan baez şarkısı. sözleri:

on a waggon bound for market
there's a calf with a mournful eye.
high above him there`s a swallow,
winging swiftly through the sky.
how the winds are laughing,
they laugh with all their might.
laugh and laugh the whole day through,
and half the summer's night.
donna, donna, donna, donna; donna, donna, donna, don.
donna, donna, donna, donna; donna, donna, donna, don.
stop complaining!; said the farmer,
who told you a calf to be ?
why don't you have wings to fly with,
like the swallow so proud and free;
calves are easily bound and slaughtered,
never knowing the reason why.
but whoever treasures freedom,
like the swallow has learned to fly.

bumerang

eski türkiye sözlük
aerodinamik harikası olan, avustralya yerlilerinin icat ettiği av aletidir. tabi avda bunu hayvanın kafasına atmıyorlar. hayvanın kafasını karıştırmak için kullanmışlar. o kafa karışıklığından nasıl faydalanmışlar yazar için muamma. şimdilerde oyuncak gibi kullanılan bu sözde ilkel aleti tekniğine göre atmazsanız, geri dönen bumerang yerine kocaman bir nah olacaktır.

bu bahar

eski türkiye sözlük
`ajda pekkan``ın `seni seçtim` albümünde yer alan bir şarkıdır. sözleri:

bir dal uzat bana
sarılsam sevgiyle bu bahara
öyle bir gün yaşat ki sen
anı kalsın tüm doğaya

bir dal uzat bana
yeşersin elimde sevgimizle
ant içsin yapraklar
anmaya bu aşkı her bahar

doyamam seninle olmaya
erir geçer sanki zaman yanında
dokunmasın bize kimse
kalalım biz baş başa

sevdanla sar götür uzaklara
kalmasın izler dünden yarınlara
her bir an değsin binlerce yıla
aşık ol yeniden bana sen bu bahar

sevdanla sar götür uzaklara
kalmasın izler dünden yarınlara
deliler gibi sev, sakla, koru beni
kollarında bu bahar.

big in japan

eski türkiye sözlük
bomboş yolda araba ile giderken dinlenilesi `alphaville` şarkısı. sözleri:

winter`s cityside
crystal bits of snowflakes all around my head and in the wind
i had no illusions
that i`d ever find a glimps of summer`s heatwaves in your eyes
you did what you did to me, now it`s history i see
here`s my comeback on the road again
things will happen while they can
i will wait here for my man tonight, it`s easy when your big in japan

when your big in japan, tonight
big in japan, be tight, big in japan where the eastern sea`s so blue
big in japan, alright, pay, then i`ll sleep by your side
things are easy when you`re big in japan, when you`re big in japan

neon on my naked skin
passing silhouettes of strange illuminated mannequins
shall i stay here at the zoo
or shall i go and change my point of view for other ugly scenes
you did what you did to me, now it`s history i see...
things will happen while they can
i will wait here for my man tonight, it`s easy when you`re big in japan

belki bir gün özlersin

eski türkiye sözlük
klibinde `şebnem dönmez` in oynadığı, `emre aydın`a ait bir parça:

belki bir gün özlersin ...
başka adamlarla
başka şehirlerde yürürken .

okuduğun ilk roman
sevdiğin ilk adam
yasal acılarından
hatta yalnızlıktan
belki dolar gözlerin .
başka adamlara
başka şehirlerde
belli etmezsin ...

seçtiğin bu hayat
geçtiğin son adam
yasal acılarından
hatta yalnızlıktan
sessiz harfler seçersin .
başka adamlara
başka şehirlerde
belli etmezsin ...

belki bir gün özlersin ...

sil gözünün yalnızlıklarını ...
o an fısılda duvarlara adımı .
bin bıçak var sırtımda ,
biniyle de adaşsın
her biri hayran sana ...

baksana talihe

eski türkiye sözlük
ajda pekkan` ın 1977 yılında söylediği bir şarkıdır. mükemmeldir. bu da arajmandır ismini hatırlamadığım bir yunan şarkısından. ama orjinalinden daha iyidir diyebilirim:

gel bana sor bana sevgi bu mu diye
girsene kalbime düşmüşken elime
boş veren boş gezen olsan da bana ne
ben sevemem kimseyi senin yerine

baksana talihe mal verir kimine
seni vermiş benim gibi birine
aşk dağıtır gibisin ya hani bana
gel bu gece sakın kalmasın yarına

sar beni sarmala verme başkasına
kördüğüm ol benimle sakın açma
baksana halime gülme deli diye
akıl ermez bu gönül işine

yandı yandı içim yandı
içti aşkı kanmadı
kalbimin istediğini
almak nasip olmadı

ayna ayna ellere

eski türkiye sözlük
en güzel karadeniz türküsüdür. sözleri:

ayna ayna ellere
ayna düştü göllere ayna düştü göl
ayna kurban olurum
seni tutan ellere seni tutan el

limanın gerisinde görünüyor araklı
kızlarla konuşmaya
meraklıyım meraklı meraklıyım merak

vakfıkebir yukarı tonya deyile tonya tonya deyile
sevdim de alamadım
hey gidi yalan dünya hey gidi yalan

awaara hoon

eski türkiye sözlük
türkçesi avareyimdir. unutulmaz avare filminin unutulmaz müziği ve şarkısı. sözleri copy paste edildiği gibidir.


aawaara hoon
gharbaar nahin, sansaar nahin
mujhse kisi ko pyaar nahin
us paar kisi se milne ka ikraar nahin
mujhse kisi ko pyaar nahin
sunsaan nagar anjaan dagar ka pyaara hoon
aawaara hoon, aawaara hoon
ya gardish mein hoon aasmaan ka taara hoon
aawaara hoon
aabaad nahin barbaad sahi
gaata hoon khushi ke geet magar
zakhmon se bhara seena hai mera
hansti hai magar yeh mast nazar
duniya
duniya mein tere teer ka ya taqdeer ka maara hoon
aawaara hoon, aawaara hoon
ya gardish mein hoon aasmaan ka taara hoon
aawaara hoon, aawaara hoon, aawaara hoon

atm

eski türkiye sözlük
"auto teller machine" diye açılımı olan, para çekme işini gerçekleştirmemizi sağlayan, 650 kiloluk dev makinelerdir. bir de atm vardır ki o telkomünikasyon ile alakalıdır "asynchronous transfer mode" yani eş zamansız aktarım modu demektir.

aşil tendonu

eski türkiye sözlük
hasar gördüğünde hayatı zindan eden, topuğun biraz üstünde bulunan tendondur. topuktan kalçaya kadar uzanır ve doktorların yalancısıyım: tamamen iyileşmesi uzun zaman alan ve nüksetmesine çok sık rastlanılan sakatlıkmış. siz siz olun aşilinize sahip çıkın. koskoca achille bile orasından vurulup ölmüş, o kadar yani.
199 /
dubai vize izmir masaj izmir masaj salonu