eş zamansız aktarım modu teknolojisidir.
istanbul trafiğinde canı sıkılan şoförlerin bulduğu, daha sonra ihtiyaç gibi bir şeye dönüşen, tıkanan her trafikte bolca tanık olacağınız şoför içgüdüsüdür.
estesia olan kelime kökünün anlamı duyum anlamındadır. an olumsuzluk halini alması için eklenmiştir. yani kelimenin direk karşılığı duymsuzluktur. merkezi sinir sisteminin duyu hissini kaybetmesi sağlanarak yapılan medikal bir olaydır ayrıca. vücut, ihtiyaç duyarsa bu işlemi kendi kendine gerçekleştirebilir. çok büyük bir acı hissettiğiniz an merkezi sinir sistemi, algılamayı keser kişi bayılır. bu sayede vücut kaldıramayacağı bir acıyı hile ile geçmiş olur. kafaya vurulan odun ile kişinin bayılması buna örnektir.
(bkz: lokal anestezi )
(bkz: genel anestezi)
(bkz: lokal anestezi )
(bkz: genel anestezi)
elektrik akımı birimidir.
iş, vazife, davranış, uygulama demektir. kısaca canlıların bir maksatla yaptıkları iştir amel.
ispanyolca atasözü. anlamı; `aşk kayıp zamandır, eğer karşılıksız ise` dir.
sarhoş olunca karizmanın çizildiğini düşünen kişinin başvurduğu yöntemlerdir. birinci ve altın kuralı ben alkollü değilim demeyeceksin.
olmamış mahsülü tarladayken satmak anlamına gelen kelime.
ses, yorum, şarkı seçimi konusunda harika, söylediği her şarkıya hayat vermiş sanatçı. döneminde sık yapılan `aranjman` olayının da hakkını tek veren isim olmuştur.
brad pitt in canlandırdığı truva filminin tanrıça oğlu savaşçısı. sadece kendi adını yüceltmek için savaşmıştır.
elektrik voltajını belirtirken kullanılan büyüklük.
gösterme, duyurma, anlamına gelen kelime.
1974`te deep purple`a vokal olup ismini duyurmuş, 1978 yılında deep purple`dan ayrılarak whitesnake grubunu kurmuş ve aynı grupla müzik yapmaya devam etmiş müzisyen.
genellikle arka koltuğa oturacak üç kişilik ekipten -ekip diyorum içlerinden birini alıp öne oturtmaya çalışın bak n oluyo- arabaya ilk binenlerin yaptığı harakettir.
1890-1968 yılları arasında yaşamış gazeteci yazar. geçmiş dönemin saygı öztürk`ü olarak tarif edilebilir. araştırmacıdır. son osmanlı yandım ali filmi eski istanbul kabadıyıları adlı eserden etkilenilerek çekilmiştir. ulunay aynı zamanda cumhuriyet muhalifidir. 150`likler listesine alınılarak bir çok yerde sürgün hayatı yaşamıştır. mevlevidir. kabri konya`da mevlana türbesinin arkasındaki üçler mezarlığındadır.
evrenin çok yoğun ve sıcak bir noktadan meydana geldiğini savunan bir bilimsel teori.
(bkz: büyük patlama teorisi)
dünyada bugüne kadar yapılmış en büyük deneydir. 20 - 25 yıl öncesinden start verilmiş, aylarca yapılmaya devam edecek olan olaydır. tehlikeli ve korkutucudur daha ilk günden iran depremi ile baglantıları olduğu üzerine iddialar bulunmaktadır. bu deney sonrası insanoğlu dünyanın varoluşu yani `the big bang theory` hakkında bilgiler edinebilecek ve boyutlar arası geçişi keşfedecektir...
----
atlas deneyi, avrupa nükleer araştırma merkezi`nde (cern) 2007 yılında çalışmaya başlayacak olan lhc hızlandırıcısında kurulan beş deneyden biridir. diğerleri cms deneyi, lhcb deneyi, alice deneyi ve totem deneyi`dir. atlas ve cms genel amaçlı, lhcb b-fiziği üzerine, alice ağır iyon fiziği ve totem ise toplam tesir kesiti ölçümü üzerinedir.
deneyin göbeğinde proton demetleri çarpıştıkları zaman, farklı enerjilerde bir çok temel parçacığın ortaya çıkması beklenmektedir. atlas deneyi şimdiye dek gözlenmiş veya gözlenmemiş bir çok parçacığı izlerini, enerjilerini, momentumlarını ölçecek şekilde genel amaçlı olarak tasarlanmıştır. lhc nin çarpışma enerjisi olan 14 tev ve ışınlığı olan 10^34 p/cm²/s daha önce ki deneylerde ulaşılmamış özelliklerdir. bu zor şartlar, atlas deneyini şimdiye dek yapılmış bütün parçacık fiziği deneyleri arasında en büyüğü ve en karmaşığı olmaya itmiştir.
----
atlas deneyi, avrupa nükleer araştırma merkezi`nde (cern) 2007 yılında çalışmaya başlayacak olan lhc hızlandırıcısında kurulan beş deneyden biridir. diğerleri cms deneyi, lhcb deneyi, alice deneyi ve totem deneyi`dir. atlas ve cms genel amaçlı, lhcb b-fiziği üzerine, alice ağır iyon fiziği ve totem ise toplam tesir kesiti ölçümü üzerinedir.
deneyin göbeğinde proton demetleri çarpıştıkları zaman, farklı enerjilerde bir çok temel parçacığın ortaya çıkması beklenmektedir. atlas deneyi şimdiye dek gözlenmiş veya gözlenmemiş bir çok parçacığı izlerini, enerjilerini, momentumlarını ölçecek şekilde genel amaçlı olarak tasarlanmıştır. lhc nin çarpışma enerjisi olan 14 tev ve ışınlığı olan 10^34 p/cm²/s daha önce ki deneylerde ulaşılmamış özelliklerdir. bu zor şartlar, atlas deneyini şimdiye dek yapılmış bütün parçacık fiziği deneyleri arasında en büyüğü ve en karmaşığı olmaya itmiştir.
3 haziran`a kadar saat sayarak bekleyip gün gelip çattığında ve müzik marketlerden alındığında kapağı yolda parçalanırcasına merakla açılan metallica albümü. koşar adım eve gelip çift kasetçalarlı karizmatik teybe konulduğunda çıkan seslerle beklentileri karşılayamadığı gibi büyük bir hayal kırıklığına uğratan metallica albümü. seneler seneler sonra, sanki hayal kırıklığına hiç uğranmamış gibi, en beğenilerek ve sık dinlenen metallica albümü.
izmir yangını ve takiben alman işgali, lozan barış antlaşması ve mübadele gönemlerinde bir gün içerisinde yerinden yurdundan edilen, kökenleri araştırıldığında paryalar olarak kulaklarımıza aşina yığınların müziği. rembetika bu müziğin genel ismi olup, her bir parçaya rembetiko denir. rembetiko müzisyenleri yaşadıkları sıkıntılar, açlik, salgın hastalıklar, göçler ve dışlanmalar nedeniyle kendilerini eğlenceye, uyuşturucuya ve müziğe vermiş kimselerdir. müzik ve dans bir eğlence olarak manges olarak adlandırılan ve rembetlere oranla daha çok yer altı mafyalarının işlettiği esrar tekkelrinde ve kahvelerde yapılırdı. başlangıçta batı armonisine uyumsuzluğu nedeniyle kabul görmeyen rembetika amerika birleşik devletleri`nde meşhur olup gece kulüplerinde çalınıp söylenmeye başladığında kimliğini de kaybetmeye başlamıştır. bilinen en ünlü rembetika şarkıcıları arasında roza eskanazi (rozita sarah skanazi), hatidza abadzi (hatice abacı) ilk akla gelenleridir. `e bu şarkıların hepsi bizim!` diye şaşırarak dinlediğimiz çakicis (izmir`in kavakları), euskutari (katibim), i foni to argile (yeni türkü - yedikule) gibi pek çok eser pire limanı`ndan `defol git türk tohumu`, paşalimanı`ndan da `defol git rum gavuru!` diye kovalanarak, tam olarak hiçbir yere ait olmadığı için, nereye gideceğini de bilemeyen insanların eserleridir.
quantum fizikçilerinin açıklamaları gereken her konuda bahsettikleri temel unsur.
halkların doğasında olan; fakat sınıfların kardeş olamayacağı gerçeği nedeniyle yönetenler tarafından aslında yokmuş da olsa ne güzel olurmuş hisleri uyandırırcasına tekrarlanmak zorunda bırakılan gerçeklik. farklı halklardan ya da etnisitelerden işçiler aynı inşaatta çalışıp, geceleri aynı handa aynı müziği dinleyerek dertleşebilir, aynı sofradan beslenebilir ve aynı ranzada uyuyabilirler. farklı halklardan ya da etnisitelerden patronlar aynı toprak üzerinde pazarlığa girebilir, aynı masada tokalaşabilir ve aynı sömürme hırsı nedeniyle savaşabilirler. işte o savaşım esnasında özellikle ulus devletlerde oltanın ucuna çok daha büyük ve genel olan din, dil, ırk gibi yemlerin takılması gerekir ki, bu yemin sağlıklı bir şekilde doyurmayıp sadece karınları şişirdiğini anlayabilecek tok gözlülüğe ve mideye sahip bir azınlık tarafından bu gerçeklik yüksek sesle vurgulanır: `halkların kardeşliği.`
mor mu yoksa lacivert mi anlaşılmayan, ne morlarınıza ne de lacivertlerinize uydurabiliciğiniz renk.
özellikle ülkemizde bitirilmesi gereken işlerin ve işlerini bitirmesi gereken hemen hemen herkesin yaşayıp yaşattığı durum.
çatur çutur sesler eşliğinde arada bir kendi kendine körüklenen, ağızda karanfil tadı bırakan, sert ve nefis sigara.