confessions
  1. toplam entry 5134
  2. takipçi 0
  3. puan 1464454

sürmenaj

eski türkiye sözlük
bir nev-i akıl yitirme, uçuşa geçme, sıyırma durumu.
hayata dair yapılması gereken yararlı ve gerekli şeyleri abartınca oluşan durum. entellektüellerin baş düşmanı. bu durum akabinde, hiçbir şey yapamamayı getirir.

sultanı yegah

eski türkiye sözlük
nur yoldaş'dan bir armağan. sözler atilla ilhan.

şamdanları donanınca eski zaman sevdalarının
başlar ay doğarken saltanatı sultan-ı yegahın
tende nemli yumuşaklığı denizden gelen ahın
gizemli kanatları ruhta ölüm karanlığının
başlar ay doğarken saltanatı sultan-ı yegahın

sufi

eski türkiye sözlük
sufizm ile ilgilenen kişi.
ayrıca mfö şarkısı.

bir denize açılmış sufi
ne sonu var ne sahili
aşka aşık olmuş o besbelli
deli mi divane mi

dance dance oh sufi sufi ah
aşka aşık olmuş sufi
dance dance oh sufi sufi ah

sufi sufi sufi sufi sufi
heyya heyya
sufi sufi sufi sufi sufi
heyya heyya

bu sesler bu sözler bizim değil
bunu aşıklar bilir
gül de bir bize
diken de bir
bunu aşıklar bilir

dance dance oh sufi sufi ah
aşka aşık olmuş sufi
dance dance oh sufi sufi ah

sufi sufi sufi sufi sufi
sufi sufi sufi sufi sufi
sufi sufi sufi sufi sufi
sufi sufi sufi sufi sufi

gülen bir dünya olmaz mı dersin
insan insanı sevmez mi sufi

gül de bir bize
diken de bir
bunu aşıklar bilir
bu sesler bu sözler bizim değil
bunu aşıklar bilir

dance dance oh sufi sufi ah

sufi sufi sufi sufi sufi
sufi sufi sufi sufi sufi

heyya heyya heyya
heyya heyya heyya

sufi sufi sufi sufi sufi
heyya heyya
sufi sufi sufi sufi sufi
heyya heyya

sosyoloji çığlıkları

eski türkiye sözlük
sosyal yalnızların, bu ülkede gırtlaklarını yakan saçmasapan gibi gözüken içsel travmaları. mesela:

(oğlum/kızım okul bitince ne olcaksınız.)

vesairesi de, dioloğu da uzar gider. ve vesairesi de diyoloğu da çok yorar adamı. ne desen sen, nasıl izah etsen sen, bi sussan mı iki kelam etsen de içini döksen mi, yoksa sen de mi bilmesen de kendinden mi azalsan sen.

(siz tam olarak ne yapacaksınız şimdi)

tanımlar, kategorileştirmeler, tamlamalar hep zincirleme umut kırıcı şeyler. sosyoloji bir mezarlık bu ülkede. geleni gideni pek olmayan, duası allah'a emanet, bir fidanı yeşermeye aciz, yorgun argın ama en çok da işsiz güçsüz bir mezarlık. alıştıkça sevdiğin, sevdikçe yalnızlaştığın ve yalnızlaştıkça da içine kapanıp enikonu çıkmaza vardığın darmadağın-yalpalatıcı bir zehir. onunla olmuyor işte yıllardır. yürütemiyoruz bu ilişkiyi. onsuz ne yapılır sorusuna ise ne yazık ki hala bir cevabım yok. cevap aramak da yalan zaten bu kokuşmuş körfezde. ver nedenlerini gitsin değil mi azizim.

(sağlık sektörü idi değil mi.)

toplum bilimi ile biraz türkçeleştirirsek ve toplum mühendisliği diye biraz fantastikleştirirsek eğer, bazen diyorum mühendislik fakültesi'ne mi alınsa bu mezarlık. pratik yoksunluğumuz/yoksulluğumuz belki böylece biraz daha kapanır diyorum bazen. teoriden başımız dönmüşken, mezun olup ortada "mal" gibi kalmışken, bizim teorimizi dinleyenler bön bön bize bakarken, bazen diyorum daha mı pratikleştirsek hayatı. bölüm sosyalleşemezken, bu bölümcüler ne eder diye kafa yormayıp kendi kariyerlerini düşünen bölümlerin ileri gelenleri bir el atar mı diyorum şu ara.

(öğretmen oluyorlar öğretmen)

her şey üzerine ufak da olsa bir dünya görüşü sunabiliyor olmak, hiçbir dünya görüşünün olamadığına tekabül ediyor ne yazık ki. her şey'sen hiçbir şey'sin baudrillard'cığım. aslında böyle de bir bilim dalı hiç olmadı baudrillard'cığım. bizim tabakamız alt üst oldu bi depremde marx'ım. erozyona da uğruyoruz sen hiç oralı olmuyorsun. biliyorum derdin aşkın başından. biz bir 3. dünya ülkesi. biz bir kaybeden, kazanmadan yolu hiç geçemeyen. panoptikanlarda kuruyacağız biz foucault. sen eserini izlerken zevkle, biz daha da delireceğiz. göreceksin. ne ufak bir entelijansiya serbestçe süzülebilecek bu topraklarda, ne de mimari yapılar yapım yapım yapılandırılırken bizden bir fikir dileyecekler. özünü-tözünü kaybediyor her şey, sen sanatını parklarda dillendireceksin zavallı aristo. acınası bi hali var senin göstergelerinin.bence şimdiden yapısöküme uğrat sen kendini, kurtar ar damarını dostum. özgürlüğün düşüncesi, düşüncenin özgürlüğü reddedildi toptan-vicdanen. sen bir suskunlar ordusu eskiyen agoralarda. bizim eğlencemiz adamı öldüren cinsten. yeni zamanlar eski dilde yazılıyor buralarda. alışacaksın. olup olacağı; bürokrasinin demir kafesinde sürünüp gideceğiz biz canım weber'im. araçsal akılsızlığımıza söveyim ben daha ne diyim.

(hayır canım entel-dantel işte; ya da komunistateistgillerden)

bilim bilimdir. üvey muamelesi görmemelidir. bu ülkenin en büyük dertlerinden biridir sosyal bilimsizlik. ilgisizlik. bir yalnızlaştırıcı zamk sürüldü üzerimize, yok aslında kendimizden yana bir şikayetimiz. derdimiz ontolojik-epistemolojik. derdimiz dilsizliğimiz.

(öyle deme çocuğa okumuş işte bir bankaya giriverir)

şimdi adorno, sen ordan ironik makamından çal bir "kimseye etmem şikayet ağlarım ben halime".

slow down

eski türkiye sözlük
morcheeba şarkısı. çok naif, grubun diğer şarkıları gibi çok tatlı.

take your time now
feel like standing still
get your barings
until

when the day is through
all you got to do is slowdown
when the day is through
all you got to do is slowdown

full of tension
'cause you love the chase
you just need your
own space

when the day is through
all you got to do is slowdown
when the day is through
all you got to do is slowdown

when you had enough
of the fastest stuff just slowdown
when you're sick from stress
must be a mess slowdown

when the day is through
all you got to do is slowdown
when the day is through
all you got to do is slowdown

when it's hard out there
and you gonna bail, slowdown
you just seem sometimes
to forget your mind slowdown
down down down down down

sıra gecesi

eski türkiye sözlük
şanlıurfa'ya özgü olan bir eğlence türü. günümüzde çok daha farklı bir boyuta gelmiştir. daha pop ve daha aktüel ve de daha turistik amaçlı bir hale gelmiştir.
asıl, bir araya gelme ve dertleşme, sorun paylaşma, sorun çözmeye çalışma odaklıdır. her toplantıda başka bir yerde toplanılır. bu kişi de olabilir, bir esnaf topluluğuna ait grup da olabilir. yemek yenir yöreye özgü. şıra içilir. maksat güzel muhabbettir. insanların birbirlerinden haberi olmasını sağlar. bir ortak görüş ve bilinç halidir. şimdi ise, (hala orijinalitesini koruyanlar var) dediğim gibi iş biraz gösteri boyutundadır.
(bkz: şanlıurfa )

seviyorum sevmiyorum

eski türkiye sözlük
nil karaibrahimgil'in yeni albümü nil kıyısında'nın çıkış parçası. ortalama. daha iyilerini gördük kendisinden. ama şöyle bir sorun var. şarkı göksel şarkısı gibi. bunun nedeni de alper erinç ile çalışmış bu albümde nil, ozan çolakoğlu dahisi ile değil. alper erinç de göksel'in eski aranjörü. umarım bu şarkıdaki göksellik tüm albümde yoktur. zira, bir tane göksel ile bir tane nil'imiz var zaten. onlar da birbirlerine karışıp bulanmasalar. ahanda sözler:

kaç yaprak var bilmiyorum
ben seni kopardım attım
kendimi toparlıyorum
var mı şimdi başka biri?
onu bana benzettin mi?
ne yaparsan o ben olmaz
parçaları sana uymaz

kendimi bunun için mi yorucam ben?
kalbimi bunun için mi kırıcam ben?

hmhm haha hmhm haha hmhmhaha

yok ki senin bir yedeğin
kötü kedi şerafettin!
söyle nasıl kıydın bana?
hem canındım, hem ciğerin

kendimi bulamıyorum
geri alamıyorum
ben her gece rüyalarda
hep sana hak veriyorum

kendimi bunun için mi yorucam ben?
kalbimi bunun için mi kırıcam ben?

hmhm haha hmhm haha hmhmhaha

yok ki senin bir yedeğin?

sevda sözleri

eski türkiye sözlük
yky'den çıkan cemal süreya şiir kitabı. toplanmış şiirleri mevcuttur. yani yeni şiirleri yoktur. üvercinka, göçebe, beni öp sonra doğur beni, uçurumda açan, sıcak nal, güz bitiği ve kalanlar başlıklarında toplanmıştır şiirler. (ki bu başlıklar daha önceki şiir kitaplarının adıdır, dedik ya bütün şiirleri diye)
(bkz: cemal süreya)

servis vole

eski türkiye sözlük
teniste oyuncunun servis attıktan sonra file önüne gidip gelen topu karşılamak amacıyla vole ile topa vuruşunun adıdır.
genelde erkek tenisinde ve çim-sert kortlarda görülür. servis vole'yi en iyi oynayan oyuncular; pete sampras, patrick rafter ve roger federer'dir. servis vole için ilk şart, iyi bir servistir.

serra yılmaz

eski türkiye sözlük
oyuncu.
nasıl tanım yapsam bilemedim. italya'da bir tiyatroda oynuyormuş diye bir detay bilgi girmeyi düşünürken...
nerede doğup büyüdüğü, yaşı maşı, kaç filmi eseri vesaire çok ilgilendirmiyor hele ki şu esnada. çok iyi bir oyuncu, gerçek bir sanatçı onu biliyorum. ferzan özpetek filmleri ile adı daha da duyuldu. tarkan'ın hüp klibi ile biraz pop oldu ama dedim ya çok ilgilenmiyorum. sanatçı dediğin üç nokta kısmının devam repliği. kayıtsız biri değil, kapalı biri değil. özel ve saygı duyulası biri. ayrıca da çevirmen. son olarak, tek dinlerin erki söylemi ve yorumları gerçekten takdir edilesi.

semizotu salatası

eski türkiye sözlük
bir salata çeşidi. böyle derin bir tanımın ardından diyebilirim ki, kraldır. yapımı kolaydır. tadı enfestir. güzel olması için en önemli iki şart; semizotunun taze olması ve iyi yıkanmasıdır. güzelce ayıklanır ama sapları da konur. işlemin ardında otlarımız yaprak ve sapları ile bir tabağa usulca yatırılır. üstüne yoğurt bırakılır. şak diye kepçe ile değil elbet. yoğurdu karıştırdık, bulamaç yaptık. neyse... en son da kızgın yağ ve pul biber dökülür üzerine. bu sosumsu şey abartılmamalıdır ama. gerisi yani yeme işlemi abartılabilir. onda bir sorun yoktur.

seks üzerine anlam yazmak

eski türkiye sözlük
sıradan bir anlam yazmaktır. toplumsal, dünyevi, iktisadi, geyik, mizah, sanat, gündelik ilişkiler, eşitlik, sıradanlık, marjinallik, komşuluk, dedikodu ve daha birçok konu-şey üzerine anlam katmak kadar doğaldır. yaşamak, uyumak, yemek yemek, su içmek, gezmek, eğlenmek kadar normal ve vazgeçilmezdir çünkü sevmek-sevilmek-sevişmek ve seks yapmak. önemli olan duygudur, içeriktir, insaniyettir. yaşarken de, yazarken de.
35 /
dubai vize izmir masaj izmir masaj salonu