confessions
  1. toplam entry 5134
  2. takipçi 0
  3. puan 1464686

scarlett johansson

eski türkiye sözlük
1984 amerika doğumlu oyuncu. müzik olayına da atılmış güzellikler insanı. summertime'ı da süper söylemiş. anywhere ı lay my head adlı bir albümü var.
summertime da unexpected dreams - songs from the stars adlı albümden dinlenebilir. aynı zamanda blues women anthology vol.3 adlı albümde de var parça.

sabotaj

eski türkiye sözlük
anarko-sendikalizm grev ve boykotla beraber üç temel doğrudan eylem tarzından biridir. sabotajı, her türlü olası yöntemle üretimin düzenli sürecini engellemek diye anlatır goldman, sendikalizm: kuram ve pratik, kızıl emma konuşuyor, s.71'de. sistematik işten kaytarma, iş yavaşlatma, belge doldurma hataları, belge kaybetme gibi yollarla işçi mücadelerinde yıllarca uygulanmıştır. italya'daki 1967 demiryolu grevi sırasında trenlerin üzerindeki yön levhalarının sürekli değişip durması da buna bir örnek.
ayrıca 'earth first' adlı anarşist ekolojist örgütün de sıkça kullandığı eylemlilik tarzıdır. ağaçların içine yerleştirilen demir çubuklarla hızarları etkisiz hale getirmek ya da iş makinelerini çalışmayacak hale sokmak gibi tarzlarda eylemlerde bulunurlar.

rumble fish

eski türkiye sözlük
siyam balığı. francis ford coppola'nın 1983 tarihli siyah beyaz filmi. s. e. hinton'un aynı adlı romanından uyarlanmış film. oyuncu kadrosunda yok yok. matt dillon, mickey rourke, vincent spano, dennis hopper, nicolas cage, larry fishburne'un çıtır zamanları ve tom waits. dune ve dekaloglarla birlikte sabaha kadar izlendiğinde imagination vaginationa sebep olabilecek film. ve an itibariyle gaza gelip izlenilmesi düşünülen film.

robert redford

eski türkiye sözlük
1936 doğumlu amerikalı oyuncu. pekçok insanın tahtına brad pitt'i yakıştırdığı aktördür. yakışıklı olduğu kadar yetenekli olmanın yanı sıra alternatif film festivalleriyle uğraşan kendi çapında idealist insan.

robert johnson

eski türkiye sözlük
8 mayıs 1911 mississippi'de doğmuş olan blues gitaristi. ruhunu şeytana sattığı ve şeytanın da onun gitarını akord ettiğine dair bir efsane vardır. hiçbir kurala uymayan gitarının akordu ve bunu yapmayı kimseye öğretmemesi bu efsaneyi güçlendirmiştir. 16 ağustos 1938 yılında çalıştığı barın sahibinin karısıyla yattığı nedeniyle bar sahibi tarafından zehirlenerek öldürülmüştür. crossroads adlı filme de esin kaynağı olmuş hayatı. eric clapton'un johnson parçalarından oluşan me and mr. johnson adlı bir albümü var. geniş özgeçmişi içinhttp://www.studyoimge.com/makale/263/blues-and-roll-un-babasi-robert-johnson
(bkz: crossroads)

riot grrrl

eski türkiye sözlük
cinsel taciz kurbanlarının gönüllü avukatı 'bikini kill' in kurucularından 'kathleen hanna' nın oluşturduğu feminist alternative yeratı kültürü. 1990 larda etkisini gösteren indie punk hareket erkekegemen kültüre karşı müzisyen kadınların başlattığı bir isyandır.
'le tigre', 'bikini kill', 'sleater-kinney', 'hole', 'yeah yeah yeahs', 'chicks on speed', 'pj harvey', 'ladytron', 'cansei de ser sexy ' gibi gruplar bir dinlenebilir.

rainy day dream away

eski türkiye sözlük
bir jimi hendrix parçası. yağmurdan dolayı konserini iptal etmek zorunda kalıp günlerce otel odasında bekledikten sonra yazıyor bu parçayı.

cough, cough, snıff, snıff

hey man, take a look out the wındow

and see what's happenıng

hey man, ıts raının' ıts raının' outsıde man

oh don't worry about that, brother

everythıng's gonna be everythıng

we'll get ınto somethıng real nıce, you know

why don't ya sıt back and groove on a raıny day



snıf, yeah

snıff

yeah ı see what you mean brother

maybe ı can groove



raıny day dream away

let the sun take a holıday

flowers bathe and uh

see the chıldren play

lay back and groove on a raıny day

well ı can see a bunch of wet preachers, look at 'em on the run

the carnıval trafıc noıse, ıt sınks

ınto the splashy hum

even the ducks can groove

raın burdend ın a park-sıde pool

and ı'm leanın out my wındow sıll

dıggın' everythıng

and uh you too



raıny day raın all day

aın't no use ın gettın' up tonıght

just let ıt groove ıts own way

let ıt draın

your worıes away

lay back and groove on a raıny day

lay back and dream on a raıny day

potlaç

eski türkiye sözlük
ünlü antropolog marcel mauss un 20. yüzyılın ilk çeyreğinde ortaya attığı ve daha sonra bataille, derrida gibi düşünürlerce yeniden ele alınan potlaç ve armağan kavramları sanki bu olaylarda yeni bir tartışma zemini buluyorlar kendilerine. günümüzde armağan konusuna yönelen radikal akademik çalışmalarda bir artış olduğunu, alain caillé ve ahmet insel in de kurucuları arasında yer aldığı mauss grubunun özel çabalarının yanı sıra başka pek çok çevrede de ilgili çalışmaların çoğaldığını gözlemlemek mümkün...
potlaç, dünyanın farklı yerlerindeki eski toplumlarda versiyonları görülen, bir tür gönüllü yağma gibiydi. insanlar doğum, evlilik gibi fırsatlarda şölenler düzenliyor, şenlik eşliğinde birikmiş zenginliklerini yağmalatıyorlar hatta kimi zaman bir kısmını tahrip ediyorlardı. satış ve karşılıklılığa değil, zorunlu armağanlaşmaya dayanan armağan iktisadının bir parçasıydı.

(alıntı: bia haber merkezi 18.01.2002 süreyya evren bia (istanbul) - güzel arjantin; bizim kriz kardeşimiz)

post punk

eski türkiye sözlük
nasrettin hoca yaklaşımıyla, olmaz böyle bir tür diyenlere öldüğüne inanıyorsun yeniden doğduğuna neden inanmıyorsun esprisinin çıkmasına sebep olan yeni akım punk.
joy division, the cure, ınterpol, siouxsie and the banshees, bauhaus, sonic youth, the smiths, echo & the bunnymen, gang of four, new order, the jesus and mary chain, talking heads, nick cave and the bad seeds, the fall, cocteau twins, wire, killing joke, she wants revenge, public ımage ltd. ve the sisters of mercy gibi grupları bu tarza dahil etmiş lastfm.

pornoloji

eski türkiye sözlük
gilles deleuze'ün sade'ın ve masoch'un edebi dilini anlatmak için kullandığı kavram. şöyle aktarılabilir kısaca;
pornolojik edebiyat her şeyden önce dili kendi sınırlarıyla karşı karşıya bırakmayı amaçlar --yani bir anlamda 'dil-olmayan' şeyle (konuşmayan şiddet, hakkında konuşulmayan erotizm). ama bu iş ancak dilin içinden bölünmesiyle mümkündür: emre dayalı, buyurucu ve tasviri işlev daha üstün bir işleve doğru kendilerini aşmalıdırlar: kişisel unsur böylece yansıma yoluyla kişisel olmayan unsura varır.

pişmiş kelle

eski türkiye sözlük
-artık yayınlanmayan mizah dergisi.
-koyun ve kuzu gibi küçükbaş hayvanların kafasından yapılan bir yemek. ayy iğrenç diye bir tepki görmesine rağmen dil, beyin gibi bölümleri lüks lokantalarda ordöv tabaklarında eksik olmaz. yanak etleri zaten bildiğimiz ettir. gözünü yiyen de vardır.
-32 diş sırıtan insanı tarif etmek için de kullanılan benzetme.

pimp style

eski türkiye sözlük
70'lerden kalma süslü püslü imaj şekli. kürklü kıyafetler, kaplan desenli iç çamaşırları buna örne olabildiği gibi oldschool malzemeleri de içine katabiliriz. 'snoop doggy dog 'yaşayan en ünlü pimpstyle elamanıdır.
115 /
dubai vize izmir masaj izmir masaj salonu